Geçen yılki kur saldırısıyla kuşatmaya alınan Türkiye ekonomisinin etrafındaki çemberi yarması ve ayağındaki prangaları kırması için Merkez Bankası'nın yarın vereceği faiz kararı; büyük önem taşıyor. Finansman maliyetlerini düşürecek güçlü bir faiz indirimi, ekonomide çarkların hızlı dönmesini sağlayacak.
Türkiye ekonomisinin güçlü büyümesi için hayati öneme sahip faizin düşürülmesi için sona gelindi. Geçen yılki kur saldırısıyla kuşatmaya alınan Türkiye ekonomisinin etrafındaki çemberi yarması ve ayağındaki prangaları kırması için Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun vereceği faiz kararı; büyük önem taşıyor. Merkez Bankası'nın yarın yapacağı güçlü bir faiz indirimi kredi faizlerindeki düşüşü hızlandırıp ekonominin toparlanmasını destekleyecek.
ÇAĞRILARA KULAK TIKAYAN ÇETİNKAYA GİTTİ
Merkez Bankası'nın yarın yapacağı faiz indirimi 4,5 yıl sonra ilk indirim olacak. Kur saldırısının ardından 13 Eylül 2018'de politika faizini 6,25 puan artırarak yüzde 24'e çıkaran Merkez Bankası, o tarihten bu yana gerekli şartlar oluşmasına rağmen sıkı para politikasından geri adım atmadı.
İş dünyasının "faiz indirimi" çağrılarına rağmen 12 Haziran'daki toplantıda faizi indirmemekte direnen Merkez Bankası eski Başkanı Murat Çetinkaya görevden alındı ve yerine Murat Uysal atandı. Merkez Bankası'ndaki başkan değişikliğiyle birlikte umutlanan iş dünyası, güçlü bir faiz indirimi bekliyor.
KAN KAYBINI DURDURUR
On aydır yüzde 24'te tutulan Merkez Bankası borç verme faizinin yarınki toplantıda en az 300 baz puan düşürülmesi bekleniyor. Kesin gözüyle bakılan faiz indiriminde 500 baz puanlık sürpriz bekleyen ekonomistler de var. İç talebi canlandırması beklenen faiz indiriminin özellikle gayrimenkul ve otomotiv satışlarındaki kan kaybını durduracağı ifade ediliyor.
ÇARKLAR YENİDEN HIZLANIR
Yerli ve yabancı yatırımcı tarafından hafta başından bu yana satın alınan faiz indirme beklentisinin gerçekleşmesi ile ekonominin çarkları daha hızlı dönecek. Güçlü bir faiz indiriminin finansman maliyetinin düşürmesi ile yeni yatırımın, ek istihdamın daha fazla üretimin ve daha fazla ihracatın önünü açacak ve piyasaların canlanacak. Kurların fiyatlamaya başladığı faiz indirimiyle birlikte Türk varlıklarına yönelecek ilginin Borsa İstanbul'a ralli yaşatması bekleniyor.
ENFLASYONDAKİ DÜŞÜNÜŞÜ HIZLANDIRIR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yüksek enflasyonun nedeni olarak gösterdiği faizlerin hızlıca düşürülmesinin üretim maliyetlerini aşağı çekmesi bekleniyor. Üretimin armasıyla birlikte fiyatların ve dolayısıyla enflasyonun aşağı çekilmesinde büyük katkı sunacağı konuşuluyor. Son olarak açıklanan haziran ayı enflasyonu yüzde 18,7'den 15,7'ye geriledi. Baz etkisi de dikkate alındığında yıllık enflasyonun eylül-ekim aylarında tek haneye inmesine kesin gözüyle bakılıyor.
AYNI DİLİ KONUŞMAK ÖNEMLİ
Türkiye'de ise aylardır beklenen faiz indiriminin bu hafta başlamasına kesin gözüyle bakılıyor. Ekonomideki toparlanma süreci, enflasyonun iyice aşağı çekilmesi gibi faktörler; yarınki toplantıda faiz indirimi yapması konusunda Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun elini rahatlattı. Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal'ın verdiği mesajlar da bu konudaki beklentiyi arttırdı. Jeopolitik risklerin bütün dünyada ekonomik faaliyetleri zorladığı dönemde Türkiye'de de Merkez Bankası ile ekonomi idaresinin aynı dili konuşmaya başlaması, büyüme beklentisini yükseltti.
GEÇMİŞTE BAŞARDIK YİNE BAŞARIRIZ
Merkez Bankası'nın yarın yapacağı faiz indirimi 4.5 yıl sonra ilk indirim olacak. Merkez Bankası, politika faizi olan bir hafta vadeli repo faizinde son olarak 24 Şubat 2015'te indirim yapmıştı. Para Politikası Kurulu'nun yarınki toplantısından başka yıl sonuna kadar üç toplantısı daha var. Kurulun; yıl sonuna kadar faiz indirimlerine devam etmesi halinde faizlerin tek haneye çekmesi zor görünmüyor. Çünkü Türkiye geçmişte faiz ve enflasyonu aynı anda tek haneye düşürmeyi başardı. Gezi kalkışmasının başlatıldığı Mayıs 2013'te Türkiye'de faizler yüzde 4,5'te, enflasyonu ise yüzde 7'deydi.
MERKEZ'İN ELİ RAHAT
DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, bankacılık sektörü, Türkiye ekonomisi, DenizBank'ın ilk yarı performansı ve gelecek dönem beklentilerine ilişkin açıklamalarda bulundu. Türk bankacılık sektöründe yılın ilk yarısında kredi büyümesinin, geçmiş dönem performanslarının gerisinde kaldığını belirten Ateş, karlılık olarak ise kısmen yavaşladığı bir dönem geçirdiklerini söyledi. Enflasyondaki gerileme eğilimine paralel yılın ikinci yarısında TL faizlerde gerileme olacağını tahmin ettiklerini dile getiren Ateş, "Bu da kredi genişlemesine imkan sağlarken, aynı zamanda takibe dönüşüm hızında bir yavaşlama ve takipteki kredilerden tahsilatlara bir ivme kazandırabilir" dedi.
BU YIL 800-900 BAZ PUAN FAİZ İNDİRİMİ OLABİLİR
Ekonominin durgun olmasına rağmen Merkez Bankası'nın bu sebepten dolayı TL faizlerini yükselterek özellikle bireylerin TL'den dövize geçişlerini yavaşlatmaya çalıştığını ifade eden Ateş, cari açığın sıfırlandığı, risk algılamasının azaldığı bugünlerde ise döviz talebinin azaldığını ve ekonomide de durgunluğun devam etmesi sebebiyle faizlerin düşürülebilmesi için uygun bir ortamın olduğunu kaydetti. Ateş, "Geçmişe bakıldığında 300 baz puanlık bir risk priminin (kısa vadeli reel getirinin) makul olduğu ve enflasyon beklentisinin yüzde 12,5'e inebileceği bir süreçte, risk primini hızla yükseltecek başka faktörler devreye girmezse Merkez Bankası'ndan yıl sonuna kadar 800-900 baz puan faiz indiriminin gelmesini muhtemel görüyoruz" ifadelerini kullandı.
İLK YARIDA HEDEF TUTTU
Genel Müdür Hakan Ateş, DenizBank'ın yılın ilk yarısında karlılıkta hedeflenenin üzerinde performans gösterdiğini kaydetti. Fonlama maliyetlerinin beklentinin altında seyretmesinin net faiz marjını yukarı taşıdığını, faiz dışı gelirlerin de bütçenin üzerinde olduğunu belirten Ateş, "Faaliyet giderlerimiz, ihtiyatlı gider yönetimi politikalarımız neticesinde hedeflenenin altında kaldı. Yılın geri kalanında da hedeflerimizi yakalayacağımızı düşünüyoruz" şeklinde konuştu.
YeniŞafak