İçinde bulunduğumuz dönemde, kendi tarih ve kahramanlarına yabancılaşan, geçmişin gurur ve destansı hatıralarından gerekli dersleri çıkarmada aciz olanların varlığı milletimizin heyecanından, çağları aşan kudretinden hiçbir şey kaybettirmeyecektir.
Dün topraklarımızı parselleyerek, Türk milletini yok etmek isteyenlerin emelleriyle, bugün milletimizin birliğini, kardeşliğini bozmaya uğraşanların amaçları üst üste örtüşse de tarihin şahitliğinde bu hain girişimlerden asla sonuç alınamayacağı iyi bilinmelidir.
Müşterek ve orijinal tarih şuuruna dayanarak, kendi iradesiyle kıymet oluşturma özelliğine sahip olan Türk milleti için karşılaştığı zorluklar, ihanetler, yıkım ve kıyım girişimleri hiçbir zaman birlikte yaşama idealine zarar verememiş, bundan sonra da veremeyecektir.
Unutulmaması gereken en temel husus şudur: Türk milleti tarihin hiçbir döneminde etnik zümrelerden kurulu bir topluluk, yalnızca boy ve soy bakımından da birbirine bağlı olan bir kavim olmamış, yapay ve zorlama ya da tesadüfen bir araya gelmiş insan yığını olarak tanımlanmamıştır. Türk milletini bu yaklaşımın hilafına gösterme ve anlamlandırma çabaları, beyhude gayretler olarak akim kalmaya her zaman mahkûm olacaktır.
Milliyet