Ergenekon'da ikinci dava yeni salonda

''Ergenekon'' soruşturması kapsamında hazırlanan ikinci iddianameyle haklarında dava açılan emekli orgeneraller Mehmet Şener Eruygur ve Hurşit Tolon'un da aralarında bulunduğu 56 sanığın yargılanmasına başlanan duruşmada kimlik tespiti tamamlandı.

DURUŞMAYA ARA VERİLDİ

İkinci ''Ergenekon'' davasının ilk duruşmasına, saat 13.00'e kadar ara verildi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde görülen davanın öğleden önceki oturumunu tamamladı.

Mahkemeye gelen sanıkların kimlik tespitlerinin bitirildiği duruşmaya, saat 13.00'e kadar ara verildi.

ÜÇÜNCÜ İDDİANAME TAMAMLANDI

''Ergenekon'' soruşturması kapsamında 37'si tutuklu 52 şüpheli hakkında hazırlanan üçüncü iddianame, 1454 sayfadan oluşuyor.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan yazılı açıklamada, 12 Haziran 2007 tarihinde Ümraniye ilçesinde patlayıcı maddelerin ele geçirilmesiyle ilgili başlatılan soruşturma sonucu ortaya çıkarılan ve önceki incelemelerde 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 1. maddesinde belirlenen amaçlara ulaşmak için meydana getirilmiş bir silahlı terör örgütü olduğu iddia edilen ''Ergenekon'' isimli organizasyonla ilgili olarak bugüne kadar 2 ayrı iddianameyle kamu davası açıldığı hatırlatıldı.
Açıklamada, ''17 Temmuz 2009 tarih ve 2009/565 sayılı üçüncü iddianame, 20 Temmuz 2009 tarihinde UYAP sistemin üzerinde önceki davalarla ilgili fiili ve hukuki irtibatı sebebiyle İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine tevzi edilmiştir'' denildi.

İddianameyle ilgili teknik bilgilere de yer verilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

''1454 sayfadan ibaret iddianame ile 52 şüpheli hakkında dava açılmış olup, bunların 37'si halen tutuklu olup, tutuklamalar 10 Ocak 2009 ile 17 Nisan 2009 tarihleri arasında gerçekleşmiştir. Şüphelilerden tutuklanan 4 kişi daha sonra tahliye olmuş, 11 şüpheli de hiç tutuklanmamıştır. İddianamenin giriş bölümünde örgüt çerçevesinde daha önce yapılan soruşturmalar ve açılan davalar özetlenmiş, örgütün gerçekleştirmeyi planladığı eylemler, gerçekleştirdiği eylemler, suikast planları ve el konulan silahlar anlatılmıştır.''

İddianamenin ikinci bölümünde şüphelilerin bireysel durumlarının da anlatıldığı belirtilen açıklamada, isnat edilen suçlar ve uygulanması talep edilen yasa maddelerine de yer verildiği bildirildi.
Her şüpheli için ''arama ve el koyma işlemlerinde bulunan delillerin anlatımı, el konulan delillerin incelenmesi (inceleme tutanakları, bilirkişi ve ekspertiz raporları...), teknik takip işlemleri (iletişimin dinlenmesi ve tespiti, gizli izleme...), tanık ifadeleri, diğer delillerin anlatılması, şüphelilerin emniyet ve savcılık ifadeleri ile hakim huzurundaki sorgusu, hukuki durumun anlatımı, netice ve talep'' konularının ele alındığı vurgulanan açıklamada, şöyle devam edildi:

''İddianamede her şüpheli, aşağıda yazılı suçlardan biri, birkaçı veya bir çoğu ile suçlandırılmış ve suça uyan kanun maddelerinin uygulanması talep edilmiştir.

'Silahlı terör örgütü kurma veya yönetme', 'Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme', 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini engellemeye teşebbüs etme', 'Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek', 'Devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etme', 'Açıklanması yasaklanan gizli bilgileri temin etme', 'Sayı ve nitelik bakımından vahim olan silah veya mermilerin satın alınması, taşınması, bulundurulması', 'Tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma', 'Özel hayata ilişkin görüntü ve sesleri ifşa etmek', 'Devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etme, amacı dışında kullanma, hile ile çalma'.''

GİZLİLİK KURALININ DEVAM ETTİĞİ BİLDİRİLDİ

''Ergenekon'' soruşturması kapsamında hazırlanan üçüncü iddianame mahkemece kabul edinceye kadar, soruşturmanın içeriğiyle ilgili bu aşamada ayrıntılı bilgi verilmesine imkan bulunmadığı ve gizlilik kuralının devam ettiği bildirildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan yazılı açıklamada, soruşturmayla ilgili teknik bilgilerin de yer aldığı bölümde, şunlar anlatıldı:

''Ergenekon silahlı terör örgütü çerçevesinde farklı zamanlarda ele geçirilen delillere göre yeni soruşturmalar başlatılmış, ikmal edilenlerle ilgili mukteza tayin edilmiş, ikmal edilemeyenlere devam edilmiş olup; üçüncü iddianamenin tanziminden sonra da her biri ayrı numaraya kayıtlı derdest soruşturmalar mevcut bulunmaktadır.

Soruşturmalar özel yetkili Cumhuriyet Başsavcıvekilinin gerektiğinde soruşturma işlemlerine bizzat katılımıyla ve genel olarak gözetim ve koordinesinde görevlendirdiği Cumhuriyet Savcılarınca yürütülmekte, arama, el koyma kararlarının yerine getirilmesi, ifade alma gibi yoğun işlemlerin devamı süresince Cumhuriyet Savcısı sayısı geçici olarak artırılmaktadır.

Yasalar gereğince soruşturma evresinde arama, el koyma, tutuklama gibi soruşturma işlemleri mahkemelerce verilen kararlar çerçevesinde uygulanmakta olup, bu tür kararlara itiraz edildiğinde ağır ceza mahkemesi heyetince incelenmekte ve sonuçlandırılmaktadır.

Soruşturma evresinde görev yapan hakimler ve mahkemeler nöbet sistemine göre çalıştıklarından bir başkan ve en az 3 üyesi bulunan 6 adet özel yetkili ağır ceza mahkemesi tek hakimle veya mahkeme olarak soruşturma işlemlerinde muhtelif tarihlerde kararlar vermiş olup, bu şekilde soruşturmaların muhtelif evrelerinde çok sayıda Cumhuriyet Savcısı görev yapmış olup, özel yetkili ağır ceza mahkemeleri ve hakimlerinin bütüne yakını da bu soruşturmaya ilişkin kararlar vermişlerdir.''

HER TÜRLÜ ETKİDEN UZAK YARGI

Açıklamada, yasalara göre soruşturmanın içeriğinin açıklanamayacağına da vurgu yapılarak, şöyle devam edildi:

''Yasalara göre, soruşturmanın içeriği açıklanamaz ve yayınlanamaz. Bir olayla ilgili olarak başlatılan soruşturma veya kovuşturma kesin hükümle sonuçlanıncaya kadar savcı, hakim, mahkeme, bilirkişi veya tanıkları etkilemek amacıyla alenen sözlü veya yazılı beyanda bulunulamaz.

Yargının her türlü etkiden uzak ve kendi mecrası içinde görevini yerine getirebilmesi için bütün kişi ve kurumların, basın ve yayın organların yasaların çizdiği çerçeve içinde kalarak konuya hassasiyetle yaklaşmaları gerekmektedir.

Yasalar gereğince iddianame mahkemece kabul edinceye kadar, soruşturma içeriğiyle ilgili bu aşamada ayrıntılı bilgi verilmesine imkan bulunmamakta ve gizlilik kuralı devam etmektedir.''



48 SANIĞIN KİMLİK TESPİTİ YAPILDI

İkinci ''Ergenekon'' davasının öğleden önceki bölümünde, tutuklu ve tutuksuz toplam 48 sanığın kimlik tespiti yapıldı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde görülen davanın ilk duruşmasında kimlik tespiti yapılan tutuksuz sanık Tanju Güvendiren, emekli albay olduğunu belirterek, aylık gelirinin de 14 bin TL olduğunu söyledi.

Tutuklu sanıklardan Tuncay Özkan da kimlik tespiti sırasında Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün'ün ikametgah adresini sorması üzerine, ikametgahının Silivri Cezaevi olduğunu ifade etti.
Üniversite mezunu olduğunu belirten Özkan, Yeni Parti Genel Başkanı olduğunu ve gazetecilik yaptığını bildirdi.

Bu sırada duruşma salonunun izleyici bölümünde oturan bazı kişiler, Özkan'ı alkışladı. Başkan Şengün de, ''Burası duruşma salonu, hepinizi dışarı attırırım'' diyerek uyarıda bulundu. Özkan da ''10 aydır göremedikleri bir insan için müsamaha gösterin efendim'' dedi. Başkan Şengün ise duruşma salonunda alkışa izin vermeyeceğini söyledi. Tuncay Özkan, soru üzerine kitaplarıyla birlikte aylık gelirinin 4 bin TL olduğunu belirtti.

Tutuklu sanıklardan Adil Serdar Saçan da Polis Akademisi mezunu olduğunu ve Hukuk Fakültesi'ni bitirdiğini ifade etti.

Başkan Şengün'ün aylık gelirini sorduğu Saçan, ''Buraya gelmeden önce avukattım. Fiilen avukatlık yapmıyorum. Polislikten atıldım. Mesleğe geri döndüm, ama başlamadan tutuklandım. Gelirim yok, emekli değilim'' dedi.

ERGENEKON EMEKLİSİYİM

Tutuklu sanıklardan Gürbüz Çapan da Başkan Şengün'ün mesleğini sorması üzerine şöyle konuştu:
''Doktorum. Ben suç işlerim. Türkiye'de ne kadar suç varsa ben işlerim. Daha önce Dev-Yol sanığı olarak yargılandım. Ergenekon çıkar, oraya sanık yaparlar. Mafya diye yargılandım. Profesyonel suçluyum. 10 yıldır mahkemelerdeyim. Bütün gelirimi avukatlarımla beraber paylaşıyoruz. Benzin istasyonum ve kiradaki mülklerimle beraber aylık 20 bin TL gelirim var.''

Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün'ün sosyal güvencesini sorması üzerine Çapan, önce ''Ergenekon emeklisiyim'', daha sonra da ''Pardon'' diyerek ''devlet emeklisi'' olduğunu söyledi. Yaşlı ve hasta olduğunu belirten Çapan, devlet ne zaman çağırırsa geldiğini ama tutuklandığını ifade etti.
Tutuksuz sanıklardan Mesut Özcan da kalp cerrahı olduğunu belirterek, aylık gelirinin 20 bin TL olduğunu bildirdi.

Yine 21 yıllık gazeteci olduğunu belirten tutuksuz sanık Adnan Bulut ise dava nedeniyle işsiz kaldığını belirtti.

Tutuksuz sanıklardan Mahir Akkar da Başkan Şengün'ün mesleğini sorması üzerine ''Savcılar bana iddianamede bazı meslekler tayin etmişler. Onları mı söyleyeyim?'' dedi. Mağdur olduğunu ifade eden Akkar, alt komşusuyla yaptığı konuşmaların iddianamede yer aldığını, basın kökenli olduğunu, ancak dava nedeniyle çalışamadığını, babasını kaybetmesinin ardından ''Ergenekon''da sanık olarak yer aldığını dile getirdi.

Tutuksuz sanıklardan Fatma Sibel Yüksek de nüfusa kayıtlı olduğu yeri elindeki not kağıdından okuyarak, evlendiğini söyledi.

Tutuklu sanıklardan Osman Gürbüz de çay bahçesi işlettiğini, kira geliriyle birlikte aylık kazancının 3 bin TL olduğunu belirtti.

Yine tutuksuz sanıklardan Ertaç Giray da avukatlık yaptığını ve aylık gelirinin 5 bin 500 TL olduğunu kaydederken, tutuklu sanıklardan Durmuş Ali Özoğlu ise kirada oturduğunu ifade etti.

Özoğlu, ''Bir yıldır rehin olarak tutuluyorum. Kiraya zam gelmiştir. Yazarım, yayınevim var. Aylık gelirim 2 bin TL'' dedi.

Tutuklu sanıklardan Kemal Aydın da Kızılay Genel Merkezi'nden başmüfettiş olarak emekli olduğunu, tutuklu sanık Neriman Aydın ise bu dava nedeniyle bankacılık mesleğinden emekliye ayrıldığını dile getirdi.

Tutuklu sanık Mehmet Ali Çelebi, muvazzaf subay, tutuksuz sanık Önder Koç muvazzaf subay, tutuksuz sanık Noyan Çalıkuşu TSK'da görevli asker olduğunu belirtti.

Tutuksuz sanık Hasan Hüseyin Uçar da muvazzaf subay olduğunu ve Siirt'e tayininin çıktığını söyledi.
Tutuksuz sanık Yaşar Tozkoparan da Kara Harp Okulu öğrencisi olduğunu ifade ederken, öğrenci olduğunu belirten tutuksuz sanık Doğukan Yorulmaz ise aylık gelirinin de Kredi ve Yurtlar Kurumu'ndan aldığı 180 TL olduğunu bildirdi.

Tutuksuz sanık Ercüment Ovalı da Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde öğretim üyesi olduğunu ve aylık gelirinin 18 bin TL olduğunu anlattı.

ÖZPOLAT VE MENGÜ İLE İSTANBUL BAROSU BAŞKANI AYDIN DA DURUŞMAYI İZLİYOR

CHP Milletvekilleri Mehmet Ali Özpolat ve Şahin Mengü ile İstanbul Barosu Başkanı Muammer Aydın, ikinci ''Ergenekon'' davasını izliyor.

Özpolat, Mengü ve Aydın'ın giriş yaptıkları Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi önünde toplanan gruplar, yargılanan sanıkları destekleyen sloganlar attı.

Grup, ''Korkma, susma, vazgeçme'', ''Hukuk ve adalet için, Tuncay Özkan için ve tüm yurtseverlerimiz için'' yazılı büyük boy pankart taşıyarak, marşlar söyledi.

Bazı kişilerin, üzerinde Atatürk'ün resminin yer aldığı tişört giydiği görüldü.

FT: ERGENEKON SORUŞTURMASI, ULUSCA İZLENEN PEMBE DİZİ GİBİ

ikinci "Ergenekon" davasının açılması yurt dışındaki dikkatleri yine soruşturmaya çevirmesine neden oldu. Financial Times gazetesi, "Cin şişeden çıktı" dediği, "Ergenekon" soruşturmasına ilişkin ikinci davayı değerlendirken "Sürekli genişleyen Ergenekon şebekesine ilişkin soruşturma, hem tüm ulusun izlediği bir pembe dizi, hem de Türkiye'nin değişen siyasi kültürün çok ciddi bir testi haline geldi" diye yazdı.

Financial Times gazetesi, Türkiye muhabiri Delphine Strauss imzası ile yayımladığı "Türkiye'deki Dava, Komplo Kültürünü Gözlerin Önüne Serdi" başlıklı geniş haber analizinde İstanbul'da bir mahkemenin, aşırı milliyetçi bir şebeke ile ilgili çok büyük bir soruşturmanın ikinci aşamasına ilişkin duruşmalarının başladığını duyurdu.

İstanbul'daki bir gecekonduda silahların ortaya çıkarılmasından iki yıl sonra "Sürekli genişleyen Ergenekon şebekesine ilişkin soruşturma, hem tüm ulusun izlediği bir pembe dizi, hem de Türkiye'nin değişen siyasi kültürün çok ciddi bir testi haline geldi" diye yazdı.

İKİNCİ İDDİANAME DAHA DA AÇIKÇA SİYASİ

Gazete, ikinci davanın içeriği ve sanıklara ilişkin bilgi de verdiği haberinde "kinci iddianame, daha da açıkça siyasidir" dedi ve emekli orgeneraller Hurşit Tolon ve Şener Eruygur'un bir terörist örgüt beyinleri olmakla ve hükümete karşı silahlı ayaklanmayı kışkırtmakla suçlanırken Abdüllah Gül'ün 2007 yılında cumhurbaşkanı olarak getirilmesine laik muhalefet patlamasını da soruşturduğuna dikkat çekti.

DERİN DEVLET İLE EŞ ANLAMLI

Savcıların, Hrant Dink'in öldürülmesi gibi saldırıları ve "görünürde hükümet karşıtı gösterileri düzenleme planlarını demokrasiyi altüst etme komplosunun parçaları gibi" değerlendirdiği kaydedilen haberde "Ergenekon" etiketinin, askeri darbe ve esrarengiz cinayetler kültürü olan "derin devlet" ile "eş anlamlı" hale geldiği yorumunu da yaptı.

DAVANIN YÜRÜTÜLME TARZI PROBLEM

Liberal aydınların ve birçok sırada Türkün, davanın bu tür faaliyetlere son vereceğini umduğunu da kaydeden gazete, "Ancak bir sorun var. Davanın yürütülme üslubu, meşruluğuna ilişkin soru işaretlerine yol açtı Bu da, eski tarz laikler ile dini muhafazakarlar arasında daha çok gerginlik yarattı."

Bu çerçevede, "Saygılı akademisyenler ve gazetecilere yönelik şafaktaki operasyonlar, 60 yaşlarındaki zanlıların yargılama öncesi uzunca hapiste tutulması ve kanıt olarak telefon dinlemelerine dayanması, laik siyasetçilerin, davayı AK Parti muhaliftlerine karşı bir cadı avı gibi kınamasına yardımcı oldu" görüşünü de dile getirdi.

"DAVANIN DESTEKÇİLERİNİN HAYAL KIRIKLIĞI"

İngiliz gazetesi, "Davanın destekçileri bile son dönemdeki siyasete odaklanmasından hayal kırıklığını duyuyor" dedikten sonra Diyarbakırdaki avukat Tahir Elçi'nin," Türkiye'de son 20-30 yılda meydana gelen ciddi cinayetler değil, sadece AKP'ye karşı suçlar veya darbe planlayanlarını soruşturdukları izlenimlerimiz var" yolundaki eleştirileri de yansıttı.

Ancak "potansiyel" olarak bu konuları ele alan bir üçüncü iddianamenin bu hafta beklendiğini de belirten Financial Times, böyle geniş bir soruşturmanın pratik zorluklar arttığını da vurguladı.


AK PARTİ'YE KARŞI MÜCADELEYE

Bu arada, haberde "askerler ve destekçilerinin AK Parti'ye karşı mücadele etmeye" başladığına ilişkin işaretlerin bulunduğu öne sürülürken yıllık hakim ve savcı atamalarında yaşanan soruna dikkat çekerek bu konudaki gecikmenin "Ergenekon ekibinin başka görevlerine atanabileceği" söylentilerine yol açtığını, yerlerine atanabilecek savcıların da, o kadar detaya hakim olmasının "adeta imkansız" olacağı da savunuldu.

FT, "AK Parti-ordu ilişkilerdinin yeniden tesis edilkmesine yardımcı olduğunu" belirttiği Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un geçen ay askerlere karşı "organize bir iftira kampanya"nın yürütüldüğünü söylediğine dikkat çektikten sonra TBMM tarafından gece yarısı onaylanan askeri yargı düzenlemesinin de Anayasa Mahkemesi'ne götürüldüğüne işaret etti. Gazete, haberi son verirken de şunları yazdı:

"Ancak, Sayın Elçi'nin dediği gibi "Cin şişeden çıktı'. Ergenekon soruşturması, sürüp gitse de ilgili olduğu darbe ve kompo kültürünün sona ermekte olduğu umuluyor."

FERDA PAKSÜT, EŞİ OSMAN PAKSÜT İLE BİRLİKTE MAHKEMEYE GELDİ

Ergenekon soruşturma kapsamında hazırlanan ikinci iddianamede yer alan tutuksuz sanık Ferda Paksüt, eşi Osman Paksüt ile birlikte davanın görüleceği duruşma salonuna geldi.

Silivri Cezaevi'ndeki yeni duruşma salonunda görülmesine bugün başlanacak davada iddianamede yer alan sanıklar, duruşma salonuna gelmeye devam ediyor. Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt'ün eşi Ferda Paksüt de eşi ile birlikte duruşma salonuna geldi. Kontrol noktasından geçen Paksüt çifti, gazetecilerle selamlaştıktan sonra duruşma salonuna girdi.
sabah

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

KAMU PERSONELİ Haberleri