Cumhurbaşkan'ı Recep Tayyip Erdoğan Adana'da halka hitap etti. Erdoğan elektrikler kesilirse sandıklara oturun diyen CHP Lideri Kılıçdaroğlu'na "neden sandıklara oturuyorsunuz siz tavuk musunuz?" diye sordu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Selahattin Demirtaş'ın geçen salı günü açtıkları Hakkari Selahaddin Eyyubi Havalimanı için "Keşke beraber açsaydık" dediğini anımsatarak, "Ben bugüne kadar bunların belediyelerinin bulunduğu 5 ile gittim, hiçbirinde belediye başkanları bizi karşılamaya gelmedi. Dağdan öyle emir aldılar. Bunları dağ yönetiyor. Bunlarda irade yok" dedi.
HDP'de millet adına hizmet etme anlayışı olmadığını ifade eden Erdoğan, "Neyi senle beraber açacağız? Sen değil misin 6-7-8 Ekim tarihlerinde 50 kişinin ölümüne neden olan. Sen değil misin 15 yaşındaki Yasin Börü'nün üçüncü kattan atılarak, bıçaklanmak suretiyle arabanın üstünden geçip şehit edilmesine neden olan?" diye konuştu.
Milletin oyuna gelmemesini isteyen Erdoğan, şunları söyledi:
"Bu oyunu bozmamız lazım. Bir grup aydın geçinenler çıkmış, neymiş ben diktatörmüşüm. Ben diktatör olduğum için zaten bunlar bu şekilde yapıyorlar. Geziyi onun için yaptılar. 17-25 Aralık onun için yapıldı. 'Taksim bizim Kabemiz' diyor. Demek ki bu aydınların Kabesi de orası. Bir zamanlar bir tanesi de, 'Kabe Arabın olsun, bize Çankaya yeter' diyordu. O da CHP zihniyeti. Bizim tek Kabemiz var, Mekke'de. Bunlar bir tane müftü bulmuşlar, onu aday yapmışlar. Ne diyor müftü, 'Benim partimin dini zerdüştlük olsa yine aday olurdum'. Hale bak.
Çok çalışmamız lazım, çok gayret etmemiz lazım. Bütün bu emirler dağdan geliyor. Eşbaşkanın dağda bulunan abisi bunlara talimat veriyordu. Dağdaki abisi havalimanını engellemek için saldırırken, bu eşbaşkanın en küçük kınamasını, karşı çıkmasını, 'Abi ayıp ediyorsun' dediğini duyan var mı? Diyemez çünkü bu partiyi onlar değil, dağ yönetiyor. 200 tane aydın geçinen karanlık, havalimanına karşı çıkan bu zihniyete destek vermek için mi bu gayreti yapıyor?"
"BUNLARDA HİZMET GÖREMEZSİNİZ"
Erdoğan, HDP'nin imam hatipleri kapatmayı, din derslerini kaldırmayı vadettiğini, musluklardan kan akıtmakla tehdit ettiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Milleti; partileri barajı geçemezse kaos çıkarmakla tehdit ediyorlar. Hadi oradan! Hangi kaosu çıkarmaya gücünüz yetiyorsa çıkın ortaya. Bilesiniz ki bunun bedelini ağır ödersiniz. Siz bu ülkenin güvenlik güçlerini ne zannediyorsunuz? Daha seçimler yapılmadan, seçim sonrası kaos çıkarmaktan söz ediyorlar. Bunlar kandan, candan besleniyor, milletin ahından, feryadından besleniyor. Bunlarda hizmet göremezsiniz. 100'e yakın belediyeleri var. Hangisinin dişe dokunur, şehir halkının derdine derman olan hizmetini gördünüz? Göremezsiniz. Bunlar ancak Diyarbakır'da Büyükşehir Belediyesinin önünde dağa kaçırılan çocukları için eylem yapan anneleri taciz etmeyi bilir. Arka kapısında da paralel yapıyla anlaşma yaparlar."
"ONLAR KAÇACAK BİZ KOVALAYACAĞIZ"
Birilerinin paralel devlet oluşturmaya çalıştığını hatırlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Başbakanlığım döneminde ne demiştim: 'İnlerine gireceğiz inlerine' demiştim. Girdik mi? Devam ediyor muyuz? Daha devam edeceğiz. Hukuk içerisinde, bunlar bunun bedelini ağır ödeyecekler. Bunların baş imamı hocaefendileri. 1999'da Amerika'ya kaçtı, Pensilvanya'ya. Sen hocaefendi değil misin? Niye Pensilvanya'ya, Amerika'ya kaçtın da Mekke'ye, Medine'ye gitmedin. Ne işin var orada? Arkadan küçük imamlar da kaçıyor. Onlar da başladılar kaçmaya. İmam mihrabı terk eder mi? Bunlar terk eder. Şu anda panikteler. Onlar kaçacak biz kovalayacağız."
"SİZ TAVUK MUSUNUZ Kİ..."
Muhalefetin hesap bilmediğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ana muhalefetin Genel Başkanı ne diyor; 'Seçim günü elektrikler kesilirse sandıkların üzerine oturun' diyor. Hale bak. Seçimlerde sandığını bulup oy kullanamadığı için sandıkların hala tahtadan olduğunu sanıyor. Halbuki sandıklar artık plastikten. Üzerine oturursanız kırarsınız Sayın Kılıçdaroğlu. Siz sandığın üzerine oturmanın değil, sandıktan çıkmanın hesabını yapın. Tavuk musunuz da sandığın üzerine tüneyeceksiniz? Sandık üzerine oturmak için değil, içinden çıkmak için var."