Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TRT World Forum 2022'nin açılışında konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle;
Dünyanın 34 farklı ülkesinden ve yurt içinden forumu teşrif eden misafirlerimize güzel İstanbulumuza hoşgeldiniz diyorum. Son iki yıldır salgın nedeniyle çevrimiçi düzenlenen TRT World Forum'un bu defa yüz yüze sizlerle birlikte olmaktan büyük memnuniyet duyuyorum.
Altıncısı tertiplenen forumun küresel çapta insani, sosyal ve diplomatik etkileşim için önemli bir platform haline geldiğini görüyoruz. Her sene ekonomi, siyaset, güvenlik, teknoloji ve uluslararası ilişkiler alanlarında pek çok yetkin isim bu platformda kıymetli görüşlerini katılımcılarla paylaşma imkanı buluyor. Küresel nabzı isabetle yansıtan temalar çerçevesinde yapılan fikir teatileri insanlığın karşılaştığı meselelerin çözümüne katkı sunuyor.
Burada yapılan tartışmalar iletişim sektöründe faaliyet gösterenler yanında, ülkeyi yönetme sorumluluğu taşıyan biz siyasetçiler için de gerçekten ufuk açıcı oluyor. Ülkemiz, bölgemiz ve tüm dünya için önemli kazanımlar sağlayan TRT World Forum'un başarı çıtasını her yıl daha yukarı taşıdığına inanıyorum.
Ülkemiz içinden ve dışından gelerek birikimleri ile forumun içeriğini zenginleştiren tüm bilim, medya, siyaset insanlarımıza şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. TRT yönetimini ve bu güzel programa destek veren tüm kurumlarımızı tebrik ediyor, forumun hayırlara vesile olmasını diliyorum.
TRT hem yayınların ve yapımların hem de bu tür platformları vasıtasıyla uluslararası iletişim mecralarında kalıcı izler bırakan milli yayıncılık kuruluşumuzdur. Önce insan ilkesinden hareketle gerçekleştirdiği projelerle yok sayılanları görünür kılan TRT sessiz yığınların gür sesi misyonunu başarıyla yerine getirmektedir. Yerleşik kalıplara meydan okuma, doğru bilgiyi dünyaya ulaştırma ve uluslararası yayıncılıkta belli grupların tekelini kırma hedefleri ile TRT aynı zamanda egemen medya düzenine karşı da bir alternatif sunmaktadır.
TRT World ve TRT Arabi ile başlayan bu yolculuk 2020 yılında almanca rusça dillerinde yayın yapan dijital kanalların da eklenmesiyle güçlenerek yoluna devam etmiştir. Fransızca ve Balkan dillerindeki dijital kanallarla uluslararası yayıncılık alanını genişleten TRT 2023 yılında ispanyolca ve farsça dillerindeki dijital mecralarda büyümesini sürdürecektir.
Amacımız ülkemizle birlikte tüm dünyada iyinin, doğrunun ve hakikatin sözcülüğünü yapmaktır. Hamdolsun son yıllarda her alanda olduğu gibi yayıncılık konusunda da çok ciddi mesafe aldık. Bilhassa TRT'nin insani değerleri koruma, yaşatma ve yüceltme eksenli içerikleri yurt içindeki ve dışında giderek daha fazla beğeni topluyor. Televizyon seyircilerinin en çok rağbet gösterdiği ilgi ile takip ettiği programların başında artık TRT'nin yapımları geliyor. Bir dönem yabancı dizilerin istilasına uğrayan ülkemiz bugün dünya çapında sinema, dizi, belgesel programlarına imza atıyor. TRT'nin ve Kültür Bakanlığımızın destek verdiği projelerin uluslararası yarışmalardan ödüllerle döndüğünü görmekten memnuniyet duyuyoruz.
İstanbul sadece tabi ve tarihi güzellikleri ile değil ev sahipliği yaptığı film ve dizileri ile de küresel bir çekim merkezi haline gelmiştir. Öyle ki bugün Tükiye dizi ihracatında dünyada ikinci sıraya yükselmiştir. Toplam 150 ülkede 600 milyon kişiye ulaşan izleyici sayısı ile Türk dizileri Türkiye'nin doğru tanıtımında önemli rol oynuyor. Bu gelişme turizm rakamlarımızı da olumlu yönde etkiliyor. Her yıl ülkemizi ziyaret eden 50 milyon yabancı misafirimizin önemli bir kısmını Türk dizilerinden etkilenen insanların oluşturduğuna inanıyorum.
Yurt dışı seyahetlerimizde ülkemize hiç gelmediği ve eğitimini almadığı halde bize son derece sempatik bir şekilde Türkçe kelimelerle hitap eden gençlerle, öğrenci kardeşlerimizle, hükümet yetkilileri ile karşılaşıyoruz. Türkiye'nin, Türkiye'den daha büyük olduğu gerçeğine her yurt dışı ziyaretimizde bir kez daha şahitlik etmenin gururunu yaşıyoruz. TRT başta olmak üzere milletimizin değerlerini temsil eden başarılı projelere imza atan tüm kurumlarımızı, firmalarımızı, oyuncu ve yapımcılarımızı tebrik ediyorum. İnşallah Türkiye Yüzyılı'nın yayıncılık ayağını sizlerle birlikte inşa edecek, TRT'yi giderek daha da güçlenen küresel bir marka haline dönüştüreceğiz.
Bu seneki forum, gerek Covid-19 salgını gerekse Rusya-Ukrayna savaşı sebebiyle küresel ölçekte tansiyonun arttığı bir dönemde yapılıyor. Şöyle bir baktığımızda küresel krizlerin ve istikrarsızlıkların yüzde 60'ının Türkiye'nin yakın çevresinde cereyan ettiğini görüyoruz. Forumun temasının "Geleceği Şekillendirmek Belirsizlikler, Gerçekler ve Fırsatlar" olarak belirlenmesini bu bakımdan çok isabetli buluyorum. İki gün boyunca bu tema altında yapılacak tartışmaların, belirsizliklerin giderilmesine katkı sunacak değerlendirmelere vesile olmasını diliyorum.
Türkiye Cumhurbaşkanı olarak burada şu hususun altını özellikle çizmek istiyorum. Artık hiç kimsenin dünyanın herhangi bir yerindeki sorunu görmezden gelme, çözümüne katkı sunmaktan itina etme veya katkısını erteleme lüksü yoktur. İnsanlığın ortak geleceğinin selameti için herkes elini taşın altına koymak mecburiyetindedir. Biz işte bu anlayışla bölgesel ve küresel meselelerde üzerimize düşen sorumluluğumuzu samimi bir şekilde yerine getirmeye çalışıyoruz.
Covid-19 sürecinde kendi vatandaşlarımıza en iyi hizmetleri sunarken, salgınla küresel mücadele çabalarına da güçlü destek verdik. Maske, tıbbi donanım ve aşı gibi kritik her türlü malzemeyi dostlarımızla ve tüm insanlıkla paylaştık. Ancak salgın sürecinde ortaya çıkan manzara insanlık için hiç de umut verici olmamıştır. Bu dönemde yaşanan trajediler, küresel sağlık mimarisindeki sorunların çözümü için fırsat olarak görülmelidir.
Rusya-Ukrayna savaşı yol açtığı ağır can kayıplarının yanında bölge ve dünya için çok ciddi insani, ekonomik ve politik maliyetler oluşturdu. Krizin en başından itibaren savaşın kazananı barışın ise kaybedeni olmaz bu ilkeyle yoğun bir diplomasi trafiği yürüttük. Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü güçlü bir şekilde savunurken Rusya'ya yönelik akıl dışı politikalarla bölgedeki ateşin körüklenmesine de karşı çıktık. Gerek şahsımın Rusya ve Ukrayna liderleri ile yaptığı doğrudan görüşmelerle, gerek ilgili kurumlarımızın temaslarıyla dünyaya örnek teşkil edecek bir barış diplomasisine imza attık. İstanbul süreci sahadaki gelişmelerle sekteye uğramış görünsede halen kalıcı barış için en ideal müzakere zemini olma özelliğini koruyor.
Rusya ve Ukrayna arasındaki esir takası da yine ülkemizin arabuluculuğunda gerçekleşti. Savaş nedeniyle Ukrayna ve Rusya'dan tahıl başta olmak üzere kritik ürünlerin sevkiyatının durması Avrupa'dan Afrika'ya tüm ülkeleri etkileyen küresel çapta bir gıda krizine sebep olmuştur. İşte her şey burada.