Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-Afrika Ekonomi ve İş Forumu açılış oturumunda önemli açıklamalarda bulundu. Batı'nın bölgede yaşanan insani dramı sömürü aracı olarak kullandığını belirten Erdoğan Avrupa ülkelerine çok sert eleştirilerde bulundu.
Erdoğan, "Bunlar dürüst değil, samimi değil. Orayı bile sömürü aracı olarak kullanıyorlar. Kusura bakmayın, böyle adalet olmaz, böyle demokrasi olmaz. Hiç kimse bu adaletsizlikleri görmezden gelmemizi beklemesin. Suriye'deki insani sorumluluk konusunda sınıfta kalanların bize ders vermesine asla izin vermeyiz." dedi.
İşte o konuşmadan satır başları
Türkiye ile Afrika arasındaki iş birliğini daha da güçlendireceğine inandığım bu forumun halklarımız için hayırlı olmasını diliyorum. Sınırların mesafelerin anlamını yitirdiği bir süreçten geçiyoruz. Bu süreç tüm ülkeleri bir girdap gibi içine alıyor. Örneğin dünyanın en ücra köşesindeki bir olaydan anında haberdar olabiliyoruz. Ülkeler ve kıtalar arası ticaret hiç olmadığı kadar canlı. Küreselleşmeyi hayatımızın her alanında menfi veya müsbet bilfil hissediyoruz.
BU YENİ BİR SÖMÜRGECİLİK MODELİDİR
Küreselleşme olgusunun bazı Batılı ülkeler tarafından yanlış anlaşıldığına şahit oluyoruz.Bu kesimler küreselleşmeyi tek tip olarak algılıyor. Tek bir yönetim sisteminin diğer ülkelere dayatıldığını görüyoruz. Toplumların hassasiyetlerini, tarihi ve kültürel özellikleri dikkate almayan bir anlayış hakim.Ekonominizi büyütmek mi istiyorsunuz. Dünya Bankası ve IMF'dir. Faiz arttırmakla mümkün olacağını söylerler. Altyapı projeleri ve savunma sanayinde sizin için belirlenen sınırların dışına çıkmanız istenmez. Demokrasi tanımına tabi olmanız gerekir. Küresel sistemde yer almanız için mevcut düzeni kayıtsız şartsız kabul etmelisiniz. Bundan Afrikalı, Asyalı dostlarımız da payını alıyor. Afrikalı kardeşlerimizin kültürü dikkate alınmıyor. Modern bir kölelik düzeni, yeni bir sömürgecilik modelidir bu.
ÖZGÜVENİMİZ TÖRPÜLENMEK İSTENİYOR
Bu yeni kolonyalizm modelinde ellere ve ayaklara vurulan prangalar, şimdi ülke ekonomimize zihinlerimize vurulmak isteniyor. Öğrenilmiş çaresizlikler üzerinden özgüvenimiz törpülenmeye çalışılıyor. Siz bize tabi olayı sürdürmek zorundasınız deniyor. Anlayış bu, mantık bu. Oysaki Türkiye ve Afrika'nın modern tarihi böyle bir dayatmaya direnişin tarihidir. Bizler ikinci sınıf olmaya itiraz ettik. Bizler yeryüzünün lanetlileri olmayacağımızı tüm dünyaya ilan ettik.
BUNLAR DÜRÜST DEĞİL, SAMİMİ DEĞİL
Belli ülkelerinin üretici olduğu diğerlerinin sadece tükettiği bir sisteme razı olamayız. Hem Afrika ülkelerinde hem ortadoğuda çatışmaları körükleyecek, hem de sizin yaptıklarınızın ceremelerini çeken mağdurlara kapınızı kapatacaksınız. Avrupa'nın şu anda yaptığı bu. Batılı ülkeler Aylan ve Ümran bebeği sömürü aracı olarak kullandı.Bunlar dürüst değil, samimi değil. Orayı bile sömürü aracı olarak kullanıyorlar. Böyle demokrasi olmaz. Hiç kimse bu adaletsizlikleri görmezden gelmemizi beklemesin. Suriye'deki insani sorumluluk konusunda sınıfta kalanların bize ders vermesine izin vermeyiz.
AFRİKA FETÖ'YE KARŞI DİKKATLİ OLMALI
Bugün gerek bölgemizi gerek diğer coğrafyaları etkileyen faktörlerin başında terör geliyor. Bugün lokal terör örgütlerinden ziyade DAEŞ, PYD; FETÖ gibi bölgesel şer odaklarından bahsediyoruz. 15 Temmuz gecesi ülkemizin yaşadığı eylem bir tür terör eylemidir. Bu eylemin faali ise FETÖ terör örgütüdür. Bu örgütün en yaygın olduğu kıtalardan birisi Afrika'dır. Afrika'daki ülkelerin bu yapıya karşı çok dikkatli olması gerekir.
DİNİ KAVRAMLARI KULLANARAK GENÇLERİ ROBOTLAŞTIRAN BU ÖRGÜT..
Dini kavramları kullanarak genç nesilleri robotlaştıran bu örgüt varlık gösterdiği tüm ülkeler için büyük bir tehdittir. 170 ülkenin gençlerini zehirleyen, devlet kademelerine sızma çalışmalarına devam eden bir terör örgütüdür. Kimi dostlarımız FETÖ'nün faaliyetlerine son verme konusunda adımlar attı. Afrikalı dostlarımızın desteklerini artarak sürmesini diliyoruz. Zira uluslararası terörle mücadelede, dayanışma şarttır. Bu tehdit yarın çok çok büyük boyutlara ulaşmış olacaktır. Çocuklarımızın ve ailelerin mağdur olmaması için elimizden geleni yapacağız. Maarif vakfını kurduk.
AFRİKA İLE EL ELE OMUZ OMUZA
Son 14 yılda attığımız adımlarla dış ticaretimiz 350 milyon doları aştı. Müteahhitlik çalışmalarımız dünyada ikinci sırada. Anabileşenlerden biri ekonomik ve ticari ilişkiler. 40 Afrika ülkesiyle ticari ve ekonomik anlaşma imzaladık. 39 ülkede malum büyükelçiliklerimiz var. Fakat bu bizim için yeterli değil. Hedefimiz süratle Afrika'nın tümünde büyükelçiliklerimizin olmasıdır. Bunları başaracağız. İş konseylerine ikili ticaret çalışmalarımızda önemli görevler düşüyor. Yaklaşık 7 milyar dolardan, 17,5 milyar dolara ulaştı. Bölgedeki doğrudan yatırımların toplam değeri 3 milyar doları aşmıştır. 2014 ağustos ayında Cumhurbaşkanlığı görevimle 9 Afrika ülkesini ziyaret ettim.DEİK bünyesinde 33 Afrika ülkesi ile iş konseyleri tesis edildi. İkili ticaret ve yatırımlarımızın gerçek seviyelere çıkarılması konusunda önemli görevler düşüyor. Türkiye Sahra Altı'na 600 milyon doların üzerinde yatırım sağladı. Dünya İnsani Zirvesi'ne ev sahipliği yaptık. Afrika'nın işbirliği ile yürüteceğiz. Tıpki Afrika atasözünde dediği gibi; hızlı gitmek istiyorsan yalnız, uzağa gitmek istiyorsan beraber. Biz el ele omuz omuza birlikte yürüteceğiz.