Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BM'nin 71'inci Genel Kurul toplantısı için bulunduğu New York'tan Türkiye'ye dönüş yolunda önemli açıklamalarda bulundu. Görüşmelerinde FETÖ elebaşısı Fetullah Gülen'in iadesi konusunun da ele alındığını kaydeden Erdoğan. FETÖ ile ilgili bütün belge ve bilgileri ABD ile paylaştıklarını anlattı. Erdoğan "FETÖ konusunda herkes gereken hassasiyeti göstermeli. Bunlar kaçacak delik bulamamalı" dedi.
-Gülen'in iadesiyle ilgili somut bir gelişme var mı?
ABD'li yetkililer, bu konunun yargı sistemiyle de alakalı olduğunu belirtiyorlar. Bunu hatırlatarak bize verdikleri mesaj da şu: 'Gönderdiğiniz belge ve bilgiler, mahkemelerimizde değerlendirecektir. Biden ile görüşmemizde yargı konusu açıldığında Rıza Sarraf konusunu da gündeme getirdim. 'Bu kişi, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır. Bu tutuklama hangi kurala göre yapıldı?' diye sordum. Neticede bizim vatandaşımız olduğu için, hukukunu aramak zorundayız. Kaldı ki gerek Adalet Bakanlığımızın, gerek Ekonomi Bakanlığımızın yaptıkları çalışmalara göre, bu kişinin bir suçu da bulunmuyor. İran da aynı şeyi söylüyor. Ancak buna rağmen bu kişi 6 aydır ABD'de tutuklu. ABD Adalet Bakanlığı'nın bu davayı havale ettiği mahkeme de ilginç.
HUKUK DEĞİL İLİŞKİLER AĞI
Savcı Bharara da Hakim Richard Berman da, Türkiye'de daha önce FETÖ tarafından ağırlanmış isimler. Yani Adalet Bakanlığı Sarraf'ı tutup orada FETÖ'nün yedirip içirdiği isimlere teslim ediyor. Biden'e bunları anlattım. 'Ben bu kadarını bilmiyordum' dedi. Hukukla değil, ilişkiler ağıyla başka işler çevirme peşindeler. Enteresandır, tutup iddianameye eşimin TOGEM kurucusu olduğu, benim o dernekle ilişkim olduğu falan yazılıyor. Ama o derneğin kurucuları arasında ne eşim var ne de ben... Olmayan bir şeyin söz konusu edilmesi adamların art niyetlerinin ne istikamette olduğunu gösteriyor.
- FETÖ'nün elebaşı Gülen'in iadesi konusunda ABD sizce niye direniyor?
Bunun değerlendirmesini, yorumunu siz yapacaksınız. Biz iade talebiyle ilgili olarak üzerimize düşeni yapıyoruz. Meseleyi Obama'ya, Biden'a anlattık. 85 koli belge gönderdik, 15 Temmuz ve sonrası ile ilgili yargıda birikenler de gönderiliyor.
- FETÖ ile mücadele konusunda ne durumdayız. Tehlike geçti mi?
FETÖ konusunda kanser hücresi benzetmesini yaptım. Metastaz yapmış durumda. Kanserli hücreler tümüyle ortadan kaldırılmadan, bu işin bittiğini söylersek kendimizi aldatırız. FETÖ ile iltisaklı memurları görevden alma işlemi bu mücadele çerçevesinde gerçekleştiriliyor. Kanserli hücrelere rastlandığı müddetçe de devam edecek. Bu mücadelede ana muhalefet liderinde MHP'deki hassasiyeti görememek üzücü. MHP, bu mücadelede beklenen netice alınana kadar hükümeti destekleyeceğini söylüyor. OHAL'in amacı da bu mücadelenin en etkin biçimde verilmesi. Bunların pek çok kurumda yuvalandıklarını biliyoruz. 'At izi it izine karışmış' dedim. Bunların izleri doğru biçimde temizlenene kadar bu süreç devam edecek... Şimdi, kanserli hücreler tümüyle bertaraf edilene dek, mücadeleyi aynı kararlılıkla devam ettireceğiz.
O ÜLKELERE DE MARKAJ
- Gülen'in ABD'den başka bir ülkeye gidişi için zemin hazırlandığı şeklinde iddialar var...
Bu tür iddialar bizim aleyhimizde olan şeyler değil. Başka bir ülkeye gitseler de bunlar kaybederler. Bu kez o ülkeye markaj yaparız. Süreç artık onların lehlerinde değil, onların aleyhlerinde işliyor.
- İkili görüşmelerinizde 15 Temmuz'u konuşan oldu mu, itirafları oluyor mu?
Tabii ki konuşuluyor. Genel itibarıyla itiraflar olumlu, olumsuz itiraf yok. Ama önemli olan söylenilenlerin fiiliyata da yansıtılmasıdır. Bu noktadaki eksiklikleri konusunda bize hak veriyorlar... İnsan tabii ki dar günlerde zor zamanlarda insanların atlayıp gelmesini istiyor. Paris'teki terör eylemi karşısında dayanışma için oraya yürüyüşe gidenler, keşke aynı dayanışmayı 15 Temmuz darbe girişimi karşısında da sergileselerdi.
Hedef 5 bin km2'lik güvenli bölgede 10 bin konut yapmak
- Fırat Kalkanı Harekatı ne durumda?..
(Harita üzerinden anlatıyor) Biliyorsunuz harekata, Cerablus'a girerek başladık. Eğit Donat Programı içinde eğitttiğimiz 1400-1500 kadar ılımlı muhalifle girdik. Şurada Mümbiç var... Buranın nüfusunun yüzde 95'i Arap. Yani burası, PYD/YPG'lilerin yaşadığı bir yer değil. Ama ABD, buradaki operasyonları çok önemsediği PYD/YPG ile yapmak istiyor. DAEŞ'in boşalttığı bazı yerlere PYD/YPG'nin yerleştiğine tanık olduk. DAEŞ'in Cerablus'u boşaltmak zorunda kalmasının ardından ise, oraya Cerablus sakinleri yerleşti. Şimdi Mümbiç'e de geri dönüş başlıyor inşallah. Ilımlı muhalifler, obüslerin desteğinde Bab'a ilerliyorlar. Bab da DAEŞ'ten kurtarılacak. Kurtarılınca sahiplerine teslim edilecek. Burada yaklaşık 4500-5000 kilometrekarelik bir güvenli bölge yapalım diyoruz. Burası güvenli bölge olarak ilan edilirse, bize de parasal destek verilirse, bu alanda konut yapımına girebiliriz. Ayrıca Türkiye tarafında sınıra yakın bölgelerde biraz daha iç kısım da 10 bin konut yapma hedefimiz var. Suudi Arabistan'la müşterek yapacağız.
65 BİN KİŞİLİK MİLLİ ORDU
- PYD Mümbiç'ten çıktı mı tam olarak?
Sadece cüzi olarak varlar. Orası güvence altına alındığında o da gerçekleşir... ABD güvenli bölge için başından beri bize 'evet' diyor. Putin de görüştüğümde 'hayır' demiyor. Önemli olan koalisyon güçlerinin vereceği destektir.
- Kerry de uçuşa yasak bölgeden bahsetti...
Gelecekleri yer burasıdır. Başka seçenek yok. Güvenli bölgeyi yapmak için uçuşa yasak bölgeye ihtiyaç var. Bunun kara gücünü oluşturmak için de Eğit Donat yöntemiyle yetiştirilmiş bölge sakini ılımlı muhaliflere ihtiyacımız var. Eğit Donat'a biz halen devam ediyoruz. Niye? Her an, 'biz buraya geliyoruz' dedikleri anda, o insanların güvenliği önemli. Bizim orada milli ordunun hazırlanmasını sağlamamız lazım. Bu milli ordu, bölgenin güvencesini eline almalı. Kimlerden oluşacak bu ordu? Ilımlı muhaliflerden oluşacak. Şu anda sayıları 65 bin. Bunlar güçlendikçe halk da onların yanında yer alacak.
ABD ile birlikte DAEŞ'le başa çıkamazsak yazıklar olsun
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, uçakta yaptığı açıklamada şu konulara değindi:
- Fırat Kalkanı, oralar terörden arındırılana kadar devam edecek. DAEŞ'la mücadele için oluşturulan koalisyon bünyesinde 65 ülke var. Bu koalisyonla netice alamamak, ancak netice almak istememe mantığıyla mümkün olabilir. Gerçekten netice almak isteniyorsa, ABD ve Türkiye elele verirse bu işi biter. Şu an Suriye'deki DAEŞ'li sayısı 10 bin. Bir o kadar da Irak'ta olduğunu kabul edelim. Tüm bunlarla ABD ve Türkiye zaten başa çıkamıyorsa, yazıklar olsun. İmkanlarımızı beraberce ortaya koyarsak, bu işi bitiririz.
RAKKA'YA OPERASYON
- Bu işin bitmesi için koalisyon ülkelerinin silahlarının, benim tankıma değil, DAEŞ'e, PYD'ye YPG'ye yönelmesi lazım. Ama bir bakıyorsunuz teröristlerin elindeki Almanların Milan tanksavar silahı, benim tankımı vuruyor.
- Dünyada DAEŞ karşısında en etkin mücadeleyi veren ülke Türkiye. Yapılan dezerformasyonun tam aksine, en etkin mücadeleyi biz veriyoruz.
- Rakka operasyonuyla ilgili olarak askeri yetkililerimiz ABD'yle temasta. Kendileriyle şartlarımız paylaşıldı. Atılacak müşterek adım bizim için önem arz ediyor.
- Diğer bir hassas konu da Musul. 19 Ekim'de Irak merkezi yönetimi ile Musul'da DAEŞ'e karşı bir operasyon başlatabilecekleri söyleniyor. Ne olacağını göreceğiz. Ama biz hazırlıklı olmak durumundayız. Peşmergeler ile Arapların dayanışması çok büyük önem arz ediyor.
SUYU BULANDIRDIN OLMAZ
-ABD Temsilciler Meclisi'nin 11 Eylül saldırılarıyla ilgili Suudi Arabistan'dan sorumlu tutan kararını kabul etmiyoruz. (ABD Başkanı Obama veto etti) Birkaç Suud'lu terör suçu işledi diye Suudi Arabistan'ı devlet olarak sorumlu tutamazsınız.
- FETÖ'nün elebaşı ABD'de yaşıyor. Türkiye'de yaptığı terör de ortada. Şimdi bizim ABD'yi cezalandırmamız mı lazım? Meclis'ten bir karar çıkararak, ABD'den tazminat isteyebilir miyiz? Elbette doğru olmaz.
- Suudi Arabistan'a karşı ciddi bir yanlış yapılıyor. Bunu (ABD Başkan Yardımcısı Joe) Biden'a söyledim. ABD bu tavrını sürdürürse, buna ilk karşı çıkacak kişi ben olurum. İslam İşbirliği Teşkilatı dönem başkanı olarak da bir açıklama yapacağımızı belirttim.
- Bu tür konularda dayanışma içinde olmalıyız. Aksi takdirde, egemen güçler istedikleri ülkeye kendi kafalarına göre ceza kesebilirler. 'Suyu bulandırdın' mantığıyla ceza kesilemez.
KIZILAY VURULAN O KONVOYDAYDI
- Dün Putin ile telefonda Halep'teki BM konvoyuna saldırı konusunu görüştük. Görünen o ki, bu saldıyı büyük ihtimalle rejim yaptı. O konvoyun arkasında da malum Kızılay'ın konvoyu vardı. Kızılay askıya aldı.
İSRAİL İLE 'ENERJİK' TEMAS
- İsrail ile normalleşme süreci çercevesinde enerji bakanları ekim ayında İstanbul'da bir araya gelecekler. İstanbul, 9-13 Ekim'de dünya enerji kongresine evsahipliği yapacak. Kongrede Enerji Bakanımız, İsrail'in enerji bakanıyla da görüşecek. Atılacak adım da ona göre belirlenmiş olacak.
'Türkiye'de yatırım koşulları yok' diyen bir yatırımcıya rastlamadım
- New York'ta CEO'larla, iş dünyasıyla temaslarınız nasıl geçti...
CEO'larla, iş dünyasıyla temaslarımız gayet verimliydi. Şunu net olarak söyleyebilirim. Türkiye'de yatırım koşullarının kaybından söz eden hiç kimse yok. 'Türkiye'de yatırım koşulları yok olmuştur' diyen tek bir yatırımcıya rastlamadım. Kredi derecelendirme kuruluşlarını pek ciddiye almadığım doğru. Bunların çoğu kez sipariş üzerine derece verdiklerini, dolayısıyla güvenilir olmadıklarını düşünüyorum. Çünkü bunların bize kendilerince kusur bulurken, batmak üzere olan bir ülkenin durumunu dört derece birden yükselttiklerini gördük. Bunları görüp yaşadığımız için onların değerlendirmelerine de güvenmiyoruz BU NASIL
BİR İŞTİR?
- ABD, PYD'ye silah vermeye devam ediyor...
Bizim itiraz ettiğimiz husus, terör örgütü olan PYD/YPG'ye silah verilmesidir. Ama o kadar çarpık bir yapı var ki. Biden'a, iki gün önce Kobani'ye iki uçak dolusu silah indirdiklerini söyledim. Bana, 'Benim bundan haberim yok' dedi. Ben de, 'Ama benim haberim var' dedim. Bu nasıl bir iştir? Başkan Yardımcısı Biden 'haberim yok' diyor, ertesi gün de ABD Savunma Bakanı Ashton Carter çıkıp 'silah verdik, vermeye de devam edeceğiz' diyor.
Eğer, YPG varsa Türkiye olmaz
- Muhtemel Türkiye-ABD Rakka Operasyonu'nda bir gelişme var mı?
Yetkililerimiz Rakka konusunu görüşüyorlar. Ama ABD'lilerin tavrını henüz net olarak görmediğimiz için şu an bir şey diyemeyiz. Tabii ki ABD Rakka işini PYD/YPG ile gerçekleştirmek isterse, Türkiye olarak böyle bir operasyonda yer almayız. Ama bu işe PYD/YPG'yi sokmazlar ise bu mücadeleyi ABD ile birlikte verebiliriz elbet.
Şartlara göre değerlendirilir
- PYD, Rakka'ya ABD ile kara gücü olarak giderse, biz bu operasyona hava desteği verir miyiz?
Şartların ne olacağı ortaya çıktıktan sonra bir durum değerlendirilmesi yapılır. TSK'nın, MİT'in hükümetin yaklaşımı ne olacaktır? Gerekli değerlendirmeleri yapar, cevabı ona göre belirleriz.
Önemli olan darbeye karşı demokrasiyi savunmak
- Kamuoyunun belirli kesimindeki anti-amerikan duygular, bize özgü değil sadece. Latin Amerika ülkelerinde de var...
Önemli olan darbeye karşı net bir şekilde demokrasinin yanında yer almaktır... Mısır'daki darbeyi MilliSavunma Bakanı yapıyor. Yani Mursi'nin göreve getirdiği kişi yapıyor... Tezgah çok çirkin. Şimdi o darbeci, ABD'de hem (Cumhuriyetçi Parti Başkan Adayı Donald) Trump, hem de (Demokrat Parti Başkan Adayı Hillary) Clinton ile görüşmüş. Kim demokrat, kim kime sahip çıkıyor görüyoruz. Bir yandan küresel barış konuşuluyor. Diğer yanda ise Ortadoğu adeta kan gölü,, Tunus, Libya, Yemen'de yaşananlar ortada. Bu ortamda küresel barıştan nasıl söz edilebiliyor anlamak gerçekten zor. (NUH ALBAYRAK / Star)