Toplantının, AK Parti ve Türkiye için hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz hafta kendisinin de yoğun bir mesaisinin olduğunu kaydederek, bir haftalık süreçteki programı hakkında bilgi verdi.
“TEKLİFLERİMİZ KABUL EDİLİRSE, D-8 KÜRESEL ÖLÇEKTE SÖZ SAHİBİ OLACAK”
Eski başbakanlardan merhum Necmeddin Erbakan’ın öncülüğünde kurulan D-8 oluşumunun, aradan geçen 20 yıllık sürede, arzu ettikleri güce ve etkinliğe ulaşmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvede üye sayısının artırılarak birliğin gelişmesi, oy birliği yerine nitelikli çoğunluk veya oy çokluğu ile karar alınması yönünde tekliflerde bulunduğunu açıkladı. Bu tekliflerinin, istişareler yoluyla uygulanması yönünde karara varıldığını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şayet bu tekliflerimiz kabul edilirse, dönem başkanlığını üstlendiğimiz D-8’in hızla küresel ölçekte söz sahibi, etki sahibi bir yapı hâline geleceğine inanıyorum” dedi.
Yine geçen bir haftalık süreçte, İbn Haldun Üniversitesi’nin Uluslararası Medeniyetler Şurası ile Esenler Belediyesi’nin, Uluslararası Şehir ve Sivil Toplum Zirvesine katılarak buralarda görüşlerini katılımcılarla paylaşma imkânı bulduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’da AK Parti ilçe teşkilatları ile belediye başkanlarıyla istişare toplantısı yaptığını, AK Parti Gençlik Kolları’nın 2023 Gençlik Şurasına katıldığını, dün de TRT’nin Aliya adlı dizisinin tanıtım toplantısı vesilesiyle, Bosna’nın kurucu lideri, devlet ve fikir adamı merhum Aliya İzzetbegoviç’i 14’üncü vefat yıl dönümünde yâd ettiklerini söyledi. Bu programların yanı sıra pek çok yabancı ve yerli isim ile görüştüğünü hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Görüldüğü gibi, ülkemiz ve milletimiz için her günümüzü, her saatimizi, her dakikamızı en güzel, en verimli şekilde değerlendirmeye çalışıyoruz” diye ekledi.
“HEDEFLERİMİZDEN VE VİZYONUMUZDAN ASLA TAVİZ VERMEYECEĞİZ”
Türkiye’nin içeride ve dışarıda terör örgütleriyle ve onları gizli-açık destekleyen güçlerle mücadele ettiği bir dönemde, asıl hedeflerden ve vizyondan taviz vermemeleri gerektiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonominin, bunların başında geldiğine işaret etti ve 2017’nin ilk 6 ayında elde edilen yüzde 5,1’lik büyümenin, Türkiye’ye moral verdiğini ve uluslararası alanda Türkiye’ye olan bakışı olumlu yönde değiştirdiğini söyledi.
Toplam millî gelir bakımından Türkiye’nin hâlen dünyanın 17’nci ekonomisi olduğunu; ancak küçük bir sıçrayış ve hamle ile 15’inciliğe yükselmemesi için bir sebep olmadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, asıl hedef olan ilk 10’a girmek için çalışmaya devam edeceklerini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2016’da 142,5 milyar dolarda kalan ihracatın, Eylül ayı itibariyle yıllık bazda 153 milyar doları aştığını, istihdamda geçen yıla oranla 1 milyon 120 bin kişilik bir artışla Türkiye tarihinin en yüksek istihdam sayısı olan 29 milyona yaklaşıldığına dikkat çekti.
Konuşmasında ekonomik alanda yaşanan diğer olumlu gelişmelerden de örnekler veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Merkez Bankası’ndaki döviz ve altın varlıklarından oluşan rezervinin uzun bir aradan sonra 117 milyar dolar seviyesine çıktığını ve bu rezervi en kısa sürede, yeniden 135 milyar doların üzerine çıkartacaklarını söyledi.
“YÖNETİM SİSTEMİ DEĞİŞİKLİĞİNİ, YÖNETİM REFORMUYLA TAÇLANDIRMALIYIZ”
2019 hazırlıkları çerçevesinde üzerinde dikkatle durulması gereken hususlardan birinin de reform sürecini kesintisiz bir biçimde devam ettirilmesi olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda Türkiye’nin önünde önemli bir fırsatın olduğunu ifade etti ve “2019 Kasım’ında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde, yeni sisteme geçişi sağlayacak uyum yasalarının çıkartılması gerekiyor. 16 Nisan’da başardığımız yönetim sistemi değişikliğini, önümüzdeki dönemde yönetim reformuyla taçlandırmalıyız” ifadelerini kullandı.
“Uyum yasalarını, sadece anayasa ve kanunlardaki eski sisteme dair ifadelerin yenisiyle değiştirilmesi olarak anlar ve uygularsak, bu fırsatı heba etmiş oluruz” uyarısında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, uyum yasalarını, aynı zamanda köklü bir yönetim reformu hâline dönüştürerek, Türkiye’ye tarihî bir katkı daha yapabileceklerini hatırlattı.
“DEVLETİMİZİ OBEZLİKTEN KURTARMAMIZ ŞART”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Geçtiğimiz 15 yılda yaptığımız tüm reformlara rağmen hâlâ obez bir devlet yönetimine sahibiz. Dikkat ediniz, devletin büyük olması farklıdır, güçlü olması farklıdır; obez olması, hantal olması, verimsiz olması daha farklıdır. Bizim devletimiz elbette büyük olacaktır, güçlü olacaktır. Ama hantallığın, kaynak ve zaman israfının, daha pek çok hastalığın sebebi olan obezlikten devletimizi kurtarmamızın şart olduğu da bir gerçektir. Ancak bu şekilde devlet yönetimini daha sağlıklı, daha etkin, daha hızlı, daha verimli hâle getirebiliriz. Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemine geçiş için gereken uyum yasalarını hazırlarken, işte bu bakış açısıyla hareket etmeliyiz. Bize lazım olan reform mahiyetindeki düzenlemelerdir.”
AK Parti’nin 15 yılda Türkiye’de köklü bir değişime imza atmasının gerisinde, reformcu ruhun olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Partili milletvekillerine, “Yapısal dönüşümlere imza atma amacı taşımayan, sadece günü kurtarmaya yönelik hiçbir adım bizim yol haritamız olamaz. Artık üzerine ciddiyetle eğilmemiz gerektiğine inandığım uyum yasalarıyla ilgili çalışmalarımızı, işte bu yaklaşımla yürütmeli ve hayata geçirmeliyiz. Unutmayınız, fırsatın kazası olmaz. Onun için önümüzdeki bu yönetim reformu fırsatını çok iyi kullanmalıyız” tavsiyelerinde bulundu.
Her konuda ana muhalefetle değil, kendileriyle yarıştıklarına, rehavete kapılmamak için başarı çıtasını sürekli yükselttiklerine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçiminde bu çıtayı yüzde 50’nin üzerine kadar çıkardıklarını hatırlattı ve “Biz çalışmalarımızı, önümüzdeki seçimleri değil, ülkemizin yarım asırlık, bir asırlık geleceğini düşünerek yürütüyoruz. Bunun için de, gerekirse gece gündüz çalışma pahasına, ülkemize ve milletimize karşı sorumluluklarımızı yerine getirmek mecburiyetindeyiz” şeklinde konuştu.
MÜFTÜLERE NİKÂH KIYMA YETKİSİ VERİLMESİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, müftülere nikâh kıyma yetkisi verilmesiyle ilgili yapılan değişiklik sürecinde yaşananları aktardı ve “CHP’lilerin bu konuda yürüttükleri muhalefet tarzı ve üslubu, milletten, milletin değerlerinden, tarihinden, kültüründen ne kadar kopuk olduklarını bir kez daha ortaya sermiştir. Memleketin ve milletin hayrına her konuda olduğu gibi, bu hususta da Anayasa Mahkemesi’ne gitmeleri bizi şaşırtmadı. Kimilerinin uzmanlık alanı ülkeye hizmettir, kimilerinin uzmanlık alanı da mahkeme kapılarını aşındırmaktır” değerlendirmesinde bulundu.
Anayasa Mahkemesi’ni olur olmaz sebeplerle meşgul etmenin, CHP’nin ihtisas alanı hâline dönüştüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Haklarıdır, elbette saygı duyarız. Ama bu meseleyi tartışma biçimlerine asla saygı duymadık, duymayacağız. Böyle bir konuyu çocuk gelinlerden çok eşliliğe kadar, akla, mantığa, hakikatlere aykırı zeminlere çekenleri milletimize teşhir etmek boynumuzun borcudur. Türkiye’de laiklik kavramıyla ilgili olumsuz bir algı varsa, bunun en büyük sebebi, ana muhalefet partisinin, ta tek parti döneminden beri kavramı yanlış yere oturtma çabasıdır. Bu bir eser-i cehalettir. Laikliği milletin değerlerine, tarihine, kültürüne karşı bir kalkan hâline getirmeye çalışırsanız, elbette hoşnutsuzluk ortaya çıkar.”
“LAİKLİK ÜZERİNDEN HERKESİ HİZAYA SOKMA ANLAYIŞININ MİADI DOLMUŞTUR”
Devletin dini inançlar karşısındaki tarafsızlığı anlamında laikliğin, kendilerinin de kabul ettiği ve uygulanması gerektiğine inandıkları bir kavram olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Olur olmaz her konuyu laiklik üzerinden eleştiren, kendisinden başka herkesi bu kavram üzerinden hizaya sokmaya çalışan CHP anlayışının miadı artık dolmuştur” sözlerine yer verdi.
Milletin, 15 yıllık AK Parti iktidarının uygulamalarına bakarak, CHP’nin bu husustaki riyakârlığını gördüğüne inandığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ekledi: “Ana muhalefet partisinin milleti laiklikle aldattığı, hatta böldüğü o karanlık deviler artık sona ermiştir. Darbelerin, cuntaların, vesayet girişimlerinin kılıfı hâline dönüştürülen bu kavramı, AK Parti olarak yerli yerine oturttuğumuzu düşünüyorum. Türkiye’nin geleceğinde, özellikle de Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sisteminde kimse bu tür istismarlar üzerinden kendisine alan açamayacaktır.”
Söz konusu değişikliğin, ‘tapu kadastro müdürlerine nikâh kıyma yetkisi verilmesi’ şeklinde TBMM’ye gelmesi durumunda CHP’nin herhangi bir itirazının olmayacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlar ne yazık ki din ile bağlantılı bir konu olduğu zaman hop oturup hop kalkıyorlar, sıkıntı burada” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Belki de, CHP’nin bambaşka gayelerle sürekli gündemde tuttuğu laiklik tartışmasının ülkemize en hayırlı neticesi, işte bu olmuştur” şeklinde konuştu.