Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bu ülke ne çektiyse aşağılık kompleksinden çekmiştir. Bu millete en büyük zulmü, bağrından çıktığı toplumun değerlerine düşman, yasakçı, baskıcı jakobenler yapmıştır" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İbn Haldun Üniversitesi Açılış töreni ve 4. Uluslararası İbn Haldun Sempozyumu'na katıldı. İstanbul Kongre Merkezi'nde gerçekleşen sempozyuma Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı,Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan ,Tunus El-Nahda Hareketi Lideri Raşid Gannuşi, Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir İbn Haldun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Şentürk ve çok sayıda davetli katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İbn Haldun Üniversitesinin ülkemizde eksikliği giderek daha fazla hissedilen araştırma üniversite hedefini layıkıyla yerine getireceğini inandığını söyleyerek, " İbn Haldun Üniversitesi'nin Sosyal bilimlerde mukayeseli eğitim sistemiyle önemli bir boşluğu dolduracağına inanıyorum. İbn Haldun metadoloji ve mutheviyat itibariyle seleflerinden çok farklıdır. O ilm-i ümranı kurmayı başarmış çok yönlü, özgün dahiyane bir şahsiyettir. Kimi şarkiyatçıların şimdiye kadar hiçbir ülkede, hiçbir insan zekası "Mukaddime " diye bir eser yapamamıştır dediği İbn Haldun ve eserleri uzun süre ikinci plana atılmıştır. Sadece batı dünyasında değil ülkemizde de sosyal bilimlere katkısı bilinçli bir şekilde perdelenmiştir. En basitinden Batılı bilim adamlarınn sosyolojiye katkıları önemsenirken, İbn Haldun adeta yok sayılmıştır. Yüzünü batıya dönmüş, bilginin yegane kaynağı olarak batıyı kabul eden Türk aydınları hikmeti tarihin kaşifi İbn Haldun'u adeta ademe mahkum etmeye çalışmıştır. İbn Haldun'un düşüncesinin çekirdeğini Kuran- Kerim oluşturur." dedi.
Batıya karşı alabildiğince ezik kendi muktesabatına karşı aşırı küstah tavrın izlerini hala gördüklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Nasıl kökleriyle bağı kopan bir çınar kurursa, medeniyet birikimiyle irtibatı kopanlar fikri kuraklığa maruz kalır. Geçmişi yok sayarak geleceğe yürünemez. Bu ülke ne çektiyse aşağılık kompleksinden çekti. Bu millete en büyük zulmü bağrından çıktığı toplumun değerlerine düşman, yasakçı baskıcı jakobenler yapmıştır. Toplumun can damarını kesmeye çalışan bu duruma Ahmet Hamdi Tanpınar "Kültürel inkar "demiştir. Ben buna kültürel inkar yerine kültürel bir intihardır diyorum. Batıda ne bulursa alıp hiçbir elekten geçirmeyerek ülkemize boca eden ilim, akademi müfredatımızı felç etmiştir. Kolaycı ve kopyacı yaklaşım nedeniyle özgün yerli çığır açan eserler ortaya konamamıştır. Üniversitelerde uzun seneler boyunca kraldan çok kralcı, batıdan çok batıcı öğretim görevlilerinin vesayeti altında kalmıştır. Üniversitelerimizdeki ikna odalarını unutmadık. Sadece öğrenciler değil kitaplar da zulümden nasibini almıştır. Bazı üniversitelerde Moğol istilasına benzer bir şekilde kitap katliamı yaşanmıştır." dedi.
Türkiye'nin son 14 yılı millet tarih ve ilim düşmanı bu çevrelerle mücadeleyle geçtiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, " 2003'ten beri demokrasiden hukuktan asla taviz vermeden, devlet toplum siyaset hayatımıza nüfuz etmiş vesayet odaklarını bertaraf ettik. İnsanımızı makarnacı, kömürcü, göbeğini kaşıyan adam diyerek aşağılayan millet düşmanlarının devrine son verdik. O bitti. İş bitmedi şu anda çok daha farklı noktadayız. Üniversitelerin kapılarında artık kılık kıyafet nedeniyle içeri alınmayan gözü yaşlı öğrenciler bulunmuyor. Nasıl şafağın parıltısından rahatsız olanlar varsa yeni Türkiye'nin aydınlığı, varlığını karanlığa borçlu olanları rahatsız ediyor. Bu hazımsızlıklarını her fırsatta dile getiriyorlar. Katsayı zulmüne sesi çıkmayanlar bugün sabah akşam bizi eleştiriyorlar. Varsın eleştirsin. Biz yolumuza devam edeceğiz. Kendi ideolojisi dışındakilere hayat hakkı tanımayan düşünce özgürlüğü üzerinden şahsım, hükumetim ve devletimizi hedef alıyor. Biz sizi biliyoruz kendi düşünce ilim adamlarınıza bile üniversitelerde hayat hakkı tanımadınız. Onları dahi sokağa attınız. Biz sizi iyi tanırız. Daha düne kadar yasakçı zihniyetin en ateşli savunucuları olanlar demokrasi fanatikliği numarasıyla kendini parçalıyor. Kimse kimseyi kandırmasın. Sicili hak ve hürriyet katliamı dolu olanlar bize ders vermeye kalkması komik kaçıyor komik. Devletin kendi kitaplarındaki şiiri okuduğu için içeriye attığınız bir cumhurbaşkanı var burada." dedi.
Mücadelelerinin farklı düşüncelerle değil terörle olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizim mücadelemiz farklı düşüncelerle değil terörle, bu cinayet şebekelerine sözlü ve fikri mühimmat sağlayanlarla. Terör örgütlerinin propagandası yapmak düşünce özgürlüğü kapsamına girmez. Hiçbir medeni devlette terör şebekelerinin üniversitelerde yuvalanmasına izin vermez . Silah molotof ve şiddet hak aramanın aracı olamaz. Fransa'da yeni cumhurbaşkanı kendi aleyhine hakaret içeren bir yayın yaptı diye bir gazeteciyi hemen içeri aldılar. Onlar yaptı mı hak Türkiye'deki yargı böyle bir şey yaptı mı haksızlık. Terör örgütlerine methiyeler düzmenin fikir özgürlüğüyle alakası yoktur. Akademik özgürlük kılıfı altında terör örgütüne propaganda makinesinin işletilmesine göz yumamayız. Teröre hizmet etmediği sürece her türlü fikrin serbestçe tartışılmasını temin ederken, terörle mücadelemizi de kararlılıkla sürdüreceğiz" dedi.