Medyada kurum ve kişiler hakkında her gün yalan haber ve asılsız iddia üretiliyor.
Bu dezenformasyonların hedefi olan kurumların başında ise Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geliyor. Din dersinin mecburi, matematik dersinin seçmeli ders olduğu, okula hiç gelmeyen mülteci öğrencilere karne dağıtılacağı, adabımuaşeret dersinin imamlar tarafından verileceği, Suriyeli öğrencilerin okuduğu okullar için 30 bin temizlik görevlisi alınacağı ve imam hatipli öğrencilere ücretsiz ulaşım ve yemek sağlandığı gibi yalan haberler bunlardan sadece birkaçı.
Suriyeli çocukların okula uyumunu kolaylaştırmak hedefiyle gönüllü eğitici olan ve teşvik ücretleri UNICEF tarafından karşılanan eğiticiler hakkında dahi dezenformasyon üretildi ve "MEB, 830 Suriyeli öğretmen atadı" yalanı ortaya atıldı. İzmir Bornova'da bir lise arazisine anaokulu inşası başlatıldı ancak sosyal medyada okulun Suriyeliler için yapıldığı, bölgedeki koruluk alanın talan edildiği yalanı servis edildi.
Ayrıca, Diyanet İşleri Başkanlığının "Gençliğe Değer" projesi dahilinde cami cemaatlerine yönelik sohbet ve programları da hedefe konuldu. Medyada ilkokul öğrencilerinin türbe ziyaretine götürüldüğü başlıkları yer aldı. Öte yandan, 5 bin nüfuslu Erzincan'ın Kemaliye ilçesi köy gibi gösterilip "Üç camisi olan köyde okul yok" yalanı söylendi. Bakanlık, ilçede yedi okul, bir halk eğitim merkezi ve bir de öğretmenevi bulunduğunu açıkladı.
Eğitim verilecek öğretmenlere, ulaşımın kolay olmasından dolayı Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Kültür Merkezinde yer ayarlanırken, medyada ise buna karşılık "Öğretmenlere camide seminer verilecek" iddiaları ortaya atıldı. "Velilerin okullara girişi yasaklandı", "Fransız okullarına din dersi dayatıldı", "Yeni ders kitaplarında yalnızca İslami eserlerde kullanılan örneklere yer veriliyor" gibi yıl içinde onlarca asılsız haber üretildi.
EMRAH ÖZCAN