EĞİTİME DARBEYE PROTESTO

Beş ay önce katsayı yetkisinin YÖK'te olduğu yönünde karar vermesine rağmen düzenlemeyi iptal eden Danıştay'a tepki yağıyor.

Kararın Türkiye gerçeklerini görmezden gelerek alındığını belirten iş dünyası, sorunun acil olarak çözülmesini istiyor. Sivil toplum ise Danıştay ve İstanbul Barosu önünde yaptığı eylemlerde meslek liselilerin eğitim hakkının gasp edildiğini dile getirdi.
Bekir Bozdağ (AK Parti Grup Başkan Vekili): Hukuk tarihi bunları yazacak

Hukuk tarihi bunları yazacak. Yani bir iş hukuka uygun mu değil mi, anayasaya uygun mu değil mi, hakkaniyete uygun mu değil mi? Burada hukuka, anayasaya, hakkaniyete uygun olmayan bir karar söz konusudur. Bunu hukuken de mevcut yasal mevzuat açısından da savunmak mümkün değildir. Uluslararası hukuk açısından da savunmak hiç mümkün değildir. Bir baronun başvurması, hukuksuzluğu hukuki hale getirmez. Mahkemenin anayasa ve yasalara aykırı bir karar vermiş olması halinde bu kararın kendisi onu hukuki hale getirmez, haksızlığı ortadan kaldırmaz. İşin doğrusu, mahkemeler haksızlığı önlemek içindir, hakkı, hukuku, adaleti ayakta tutmak içindir. Ama maalesef Danıştay verdiği bu kararla hak, hukuk ve adalet ayakta tutulma yerine, hak, hukuk ve adaletin uygulanması engellenmiştir.

Numan Kurtulmuş (Saadet Partisi Genel Başkanı): Bayram sevincine gölge düştü

Danıştay, milletin bayram sevincine gölge düşürdü ve eğitim çağındaki yüz binlerce gencin geleceğe ilişkin umutlarını yıktı. Hem hukuk sistemimiz hem de demokrasimiz adına üzüntü verici olan bu karar bir hukuk garabeti olarak tarihe geçecek. Millet vicdanında hiçbir karşılığı yok. Kararın gerekçesinde de ifade edildiği üzere eğitim ve öğrenim özgürlüğü anayasal bir haktır. Bu nedenle söz konusu kararın siyasi ve ideolojik kaygılarla alındığı yönündeki genel endişeyi paylaşıyoruz. Üniversite giriş sınavlarında yıllardır haksız rekabete ve on binlerce öğrencimizin mağduriyetine neden olan katsayı uygulaması, 28 Şubat antidemokratik ortamının bir ürünü olarak ortaya çıkmıştı. Bu nedenle YÖK'ün bu haksızlığı gideren düzenlemesi ne kadar yerinde ve doğru bir kararsa, Danıştay 8'inci Dairesi'nin aldığı karar da o kadar yanlıştır.

MUSTAFA DESTİCİ (BBP Genel Sekreteri): Hükümet değişiklik yapmalı

Danıştay 8. Dairesi'nin, YÖK'ün üniversiteye girişte katsayı farkını kaldıran kararının yürütmesini oybirliğiyle durdurması bizi üzdü. Hükümete, bu konuda samimi ise devlet ve milleti karşı karşıya getirmeyi bırakıp, milletin kendisine verdiği yetkiyi kullanarak, hukuki altyapısını oluşturarak bu tür değişiklikleri yapmasını tavsiye ederiz.

Ahmet Faruk Ünal (MAZLUMDER Genel Başkanı): Amaç Anadolu'yu engellemek

Bu karar sistemin oligarşik yapısını ortaya koyuyor. Karar sadece İHL'leri değil bütün meslek liselerini hedef alıyor. Bu karar gösteriyor ki "Beyaz Türkler" diye tanımlanan kesim Anadolu insanının bir yerlere gelmesini istemiyor. Önünü kesmek için elinden geleni yapıyor.

Öztürk Türkdoğan (İHD Genel Başkanı): Darbe anayasasının sonucu

Anayasa Mahkemesi'nin başörtüsü kararından sonra yüksek yargı organlarında ideolojik yaklaşımın oluştuğu görülmektedir. Yargının bu tutumunun kaynağı 82 Anayasası'nın dayattığı ilkelerdir. Dinî eğitim almak isteyenlere eğitim hakkı tanınmalı, bu istekleri yükseköğrenim görmelerine engel olmamalı.

Zübeyde Kılıç (Eğitim-Sen Başkanı): Topyekun çözüm şart

Sınavın kendisi bir bütün olarak eşitsizliği yaratıyor. Sadece katsayının kaldırılmasından öte tüm gençlerimizin önündeki engel olan bu sınav kaldırılmalı. Mesleki eğitime yönelik bir çözüm getirilmesi düşünülüyorsa kapsamlı olmalı. Tek başına katsayının kaldırılmasının mesleki eğitimdeki sorunları çözeceğini düşünmüyorum.

İSMAİL KONCUK (Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı): YÖK, mesleki eğitimi canlandırmıştı

YÖK'ün katsayı farkını kaldırması, mesleki ve teknik eğitimi canlandırdı. Üniversite sınavına aylar kala Danıştay'ın böyle bir karar alması, tüm mesleki ve teknik eğitim öğrencilerini mağdur edecek. Katsayı sorununun devam etmesi, bundan nemalanan siyasi partilerin iştahını kabartacak.

Bendevi Palandöken (Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu Başkanı): Eşitliğin uygulanması gerekiyor

Karar meslek liselerine yönelen çocuklara büyük zarar verecek. Elektrik teknisyeni neden üniversiteye giremesin? Onlara haksızlık. Sağlam zeminlere oturtularak eğitimde eşitliğin uygulanması gerekiyor.

Arif Tak (Bursa Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı): Ara eleman sıkıntısı sürecek

Alınan kararın sıkıntısını hep birlikte çekiyoruz. Bu kararla sanayicinin yaşadığı kalifiye ve ara eleman sıkıntısının artarak devam edeceğini düşünüyorum ve kararı kınıyorum.

Katsayı eşitsizliği gençlerin önünü tıkıyor. Bu hem ülke ekonomisi hem de gençlerin meslek sahibi olması açısından problem. Mesleki eğitimi özendirmemiz gerekirken cezalandırıcı politika güdülüyor.

ALİ KİBAR, TÜSİAD ÜYESİ: Çok hassas davranılmalı

Türk sanayiinin meslek liselerinde yetişen elemanlara ihtiyacı var. Gençlerimizin sanayide daha aktif olarak yer almaları şart. Bu konuda herkesin çok hassas davranması gerekiyor.

MUSTAFA YARDIMCI, TOBB ÜYESİ: Ekonomi olumsuz etkilenecek

En büyük problemimiz yetenekli ara eleman bulmak. Mühendis bulmak daha kolay. Konuya ideolojik yaklaşmak doğru değil. Kaybeden Türk sanayii oldu. Ekonomi olumsuz etkilenecek.

RIZANUR MERAL, TUSKON BAŞKANI: Bu karar işsizliği artıracak

Türk sanayiine ağır bir darbe vuruldu. Ara kalifiye eleman bulma noktasında büyük darlık oluştu. Tam problem çözüldü diye sevinirken bu kararın çıkması iş dünyasını şoke etti. İşsizlik artacak.

Salim Uslu (Hak-İş Genel Başkanı): Öğrencilerin hayalleri yıkıldı

Karar kamu vicdanını rahatsız etti. Aylardır büyük bir gayretle üniversiteye hazırlanan meslek liseliler hayal kırıklığına uğradı. Masum meslek lisesi öğrencilerinin aylardır verdikleri emeğe haksızlık yapıldı. Bu karar, Türkiye'nin ekonomik gerçekleriyle ve toplumun ihtiyaçlarıyla asla bağdaşmamaktadır. Ülke olarak mesleki eğitim reformu yapmamız, eğitimin önündeki engelleri ve haksızlıkları ortadan kaldırmamız gerekirken sorunu, 'imam hatip liselerine' indirgeyerek mesleki eğitimin önünün tıkanması ve binlerce öğrencinin mağdur edilmesinin hiçbir haklı ve hukuki gerekçesi olamaz.

Nurettin Özdebir (Ankara Sanayi Odası Başkanı): Sanayileşmeye darbe vuruldu

Bu karar, Türkiye'nin gelişmesine ve sanayileşmesine vurulmuş en büyük darbe. Gençlerimize yazık ediyoruz. Beni hayrete düşürdü. Okullardan mezun olan insanları özel sektör istihdam edecekse reel sektörün ihtiyaçlarına göre şekillendirmemiz lazım. İşveren kriz döneminde bile nitelikli eleman ararken, liselerimiz hâlâ mesleksiz insan yetiştirecekse rekabet edebilmemiz mümkün değildir.

Emin Aktar (Diyarbakır Baro Başkanı): Yargı, özgürlükleri daraltıyor

Temel hak ve hürriyetleri genişletmesi gereken yargı, özgürlükleri daraltıyor. Eşitlik, aynı statüdeki kişilerin aynı kurallara tabi olmasını kılar. Katsayıyı kaldıran YÖK kararı, eşitliğe hizmet eden bir karar. Yargının tutumu ise temel statüko ilkelerine sahip çıkmaktır. Karar adil değil, taraflı. Bu karar kabul edilemez. Hükümet, yeni bir yasal düzenleme yaparak, bu tür haksızlık ve eşitsizliklere son vermeli.Zeki Kahraman (Bursa Barosu Başkanı): Baronun taraf olması doğru değil

Bursa Barosu olarak meslek liselerine uygulanan katsayıya yönelik bir araştırmamız olmadı. Daha çok eğitimcileri ilgilendirdiği için taraf olmadık. Danıştay'ın kararı eğitimde nasıl yankı bulur bilemiyorum, ancak biz Bursa Barosu olarak böyle bir konu için mahkemeye gitmezdik. Baronun her konuya taraf olmasını doğru bulmuyorum. İstanbul Barosu davacı olarak konuyu Danıştay'a taşımış, Danıştay da bunu kabul etmiştir. Ancak her konuya baronun taraf olması doğru değil. Kendimizi bu konuda taraf olarak görmüyoruz. Konunun uzmanları tarafından değerlendirilmesi gerekir. Konunun eğitimcileri ilgilendirdiğini dünüşüyorum.

Harun Mertoğlu (Rize Barosu'nun eski Başkanı): Tamamen ısmarlama bir dava

Tamamen siyasi amaçla verilmiş bir karar. Danıştay'ın kararıyla öğrenciler arasındaki eşitsizlik yasal hale getirilmek isteniyor. İstanbul Barosu'nun, hasım olarak böyle bir şikâyette bulunmaya yetkisi yok. Tamamen ısmarlama bir dava. Bu karar sadece imam hatip liselerinin önünü kesmeye yöneliktir. Ancak bunu açıklamaktan çekindikleri için tüm meslek liselerini mağdur etmektedirler. irler.

Selçuk Kozağaçlı (Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı): Danıştay siyasî denetim yapıyor

Yasaya uygunluk hukuka uygunluk denetimi olmalı. Danıştay kendini siyasal iradenin yerine koyarak denetim yapıyor. Gerekçeli kararın hukuka aykırılık yerine siyasî denetim yapıyor olma ihtimalinden korkuyorum. Eğitim sistemi üzerinde bu kadar oynamak doğru değil. Yargı sistemi üzerinde kamplaşmadan vazgeçmeliler.

Reşat Petek (Hukukçular Derneği üyesi ve eski Savcı): Bu ideolojik kararı kanunlarla açıklamak mümkün değil

Karar hukuki değil ideolojik. Bu karar ile Danıştay daha önceki kararıyla çelişti. Bu kararın yürürlükteki anayasa ve kanunlarla açıklanması mümkün değil. Yürütmeyi durdurma kararı verilmesi için, dava konusu olayın hukuka aykırı olduğuna dair kuvvetli şüpheler bulundurması ya da telafisi imkânsız durumların doğmasına sebep olması gerekir. YÖK'ün aldığı kararda bu iki durum da yok. Anayasa'nın 131. maddesi ve 2547 sayılı YÖK Kanunu'nun 45. maddesine göre yükseköğretim kurumlarında öğretimi planlamak, düzenlemek ve yönetme konusundaki bütün kararları vermek YÖK'ün yetkisinde. Konu 2008 yılında Danıştay 8. Dairesi önüne geldi ve Danıştay da 'bu yetki YÖK'tedir' kararını verdi. Danıştay son kararla kendisini YÖK yerine koydu.

Mehmet Şentürk (Trabzon Barosu Başkanı): Yeni kanuni düzenleme şart

Karar eşitlik ilkesine aykırı. Danıştay'ın konuyla ilgili iki farklı karar vermesi de çelişki. Kesin çözüm için yeni bir kanuni düzenleme yapılması gerekiyor. Türkiye'deki en önemli sorunlardan birisi ara eleman konusu. Bu kararla mesleki okullara ilgi yine azalacak. Bir an önce bu eşitsizliğin giderilmesi gerekiyor.

Bilal Çalışır (Boğaziçi Avukatlar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı): Hukuka ve eşitliğe aykırı

Katsayı uygulaması siyasî ve ideolojik bir karar olarak başlatılmıştı. Hukuk ve eşitliğe uygun tarafı yok. Kararı, eşitsizliğin mahkeme kararıyla tescillenmesi olarak değerlendiriyorum. 2547 sayılı kanunun 45. maddesinin bu hususla yakından uzaktan bir ilgisi yok.

Prof. Dr. Halis Ayhan (Emekli YÖK üyesi): Gençleri yargı yönlendirmemeli

Gençlerin umudunu mahkeme kararlarıyla frenlemek doğru değil. Çocuğun yeteneği ne ise o yönde okusun ki millete faydası olsun. Gelecek, mahkeme kararlarıyla değil, çocuğun kendi kararıyla şekillenmeli. Çocuklar hangi liseden mezun olursa olsun üniversiteye giriş sınavında aynı soruları çözüyor. Biri 100 alır, biri 80 alır. 80 alan çocuğu 100 alan çocuğun önüne geçiriyorsanız bu hukuka aykırıdır. Danıştay'ın kararını anlamakta zorlanıyorum.

ZAMAN

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

KAMU PERSONELİ Haberleri