Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, medeniyet değerlerimizi ihya etmek, kültürel mirasımızı yarınlara aktarmak, sanatçılarla sendikamızı tanıştırmak, üyelerimizle sanat alanında da buluşmak, gençlere fırsat, ustalara imkân olmak, eğitimin kare kare çoğalmasını, toplumla buluşmasını sağlamak, tüm objektifleri eğitime odaklamak ve emeği objektif bir şekilde görünür kılmak için ‘Eğitimden Bir Kare’ fotoğraf yarışmasını düzenlediklerini söyledi.
“Eğitimden Bir Kare” temalı fotoğraf yarışması ödül töreni ve sergi açılışı Cer Modern Sanatlar Merkezi’nde yapıldı.
Millî Eğitim Bakan Yardımcısı Orhan Erdem, Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı ve Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar, Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Esen, Toç Bir-Sen Genel Başkanı Hüseyin Öztürk, Ulaştırma Memur-Sen Genel Başkanı Can Cankesen, Kültür Memur-Sen Genel Başkanı Mecit Erdoğan, Millî Eğitim Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanı Atıf Ala, Temel Eğitim Genel Müdürü Cem Gençoğlu, Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Celil Güngör, Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürü Mehmet Nezir Gül, eğitimciler, jüri üyeleri, dereceye giren eserlerin sahipleri ve üyelerin katıldığı programın açılışında konuşan Genel Başkan Ali Yalçın, kültür ve sanatın, kurucu üyelerini bir araya getiren ortak bir faaliyet alanı olduğuna dikkat çekerek, “Çeyrek yüzyıldır bu alanı ihmal etmeyen inşa ve ihya süreci bugün de devam etmektedir. Kurucu Genel Başkanımız Mehmet Akif İnan’ın, ülkemizin önde gelen şair, düşünce ve sanat adamlarından biri olması bizim için ayrı bir anlam taşımaktadır. Akif İnan’dan bu yana, varlığımızın esas amaçlarından biri olarak kabul ettiğimiz fikri, sanatsal çalışmaları hep teşvik ettik, bu alana giden yolları açmaya gayret ettik. Bu anlamda sendikacılığımız akademik ve kültürel sendikacılıktır; bilgi ve sanat sendikacılığıdır. Ödül töreni ve sergi açılışını yaptığımız fotoğraf yarışmamız, bu alandaki faaliyetlerimizin sadece son örneğidir. Çeşitli konularda yaptığımız hatıra yarışmaları, öğrencilerimizin ve öğretmenlerimizin sanat ve edebiyat alanında yazma yetenek ve cesaretlerini harekete geçirip verimli kılmak içindir. Bütün bu faaliyetlerimiz sebebiyle artarak sürekliliğe dönüşen çabalara tanık olmak, bizleri ziyadesiyle memnun etmektedir” dedi.
Yarışmayı, insanların doğru bakmasına, doğru görmesine katkıda bulunmak, gördüklerini paylaşmak için organize ettiklerini belirten Yalçın, şöyle devam etti: “Medeniyet değerlerimizi ihya etmek, kültürel mirasımızı yarınlara aktarmak, sanatçılarla sendikamızı tanıştırmak, üyelerimizle sanat alanında da buluşmak, gençlere fırsat, ustalara imkân olmak, eğitimin kare kare çoğalmasını, toplumla buluşmasını sağlamak, tüm objektifleri eğitime odaklamak ve emeği objektif bir şekilde görünür kılmak için bu yarışmayı organize ettik. Özetle, sanatın gücü ve zengin diliyle eğitime farklı perspektifler sunmak için ‘Eğitimden Bir Kare’ diyerek, ülkeye objektiflerimizi doğrulttuk.”
Sanat, insanın kendini en iyi, en etkili ifade etme biçimidir
“Biz en zor, en sıkıntılı zamanlarda bile hayatın kültürle, sanatla, estetikle bağının koparılmaması gerektiğine inanıyoruz. Bu nezih amaç için sanatın yüksek verim ve ürünlerle canlı kalması için çalışıyoruz” diyerek sözlerini sürdüren Yalçın, sanatın, ruhu güzelleştiren, duyguları onaran, incelten soylu bir çaba olduğunu söyledi. Bu insanî değerlerin davasını güdenlerin kendilerini ifade etmek için her durumda sanat faaliyetlerine başvurduklarını kaydeden Yalçın, “Çünkü sanat, insanın kendini en iyi, en etkili ifade etme biçimidir. Irak’ta, Suriye’de ve başka birçok ülkede en yakıcı, yıkıcı etkileriyle kötülük tohumu ekilirken bizim burada sanatsal bir çaba içinde olmamız, ait olduğumuz medeniyet adına anlamlıdır, onur vericidir. Irak’ta ilk vurulan yerin Bağdat Kütüphanesi olmasının verdiği mesaj çok düşündürücüdür. Emperyal zihniyet, medeniyet havzamızı kurutmak, kültür değerlerimizi yıkmak istiyor. Bizler de tüm yıkıcı saldırılara inat, inanç ve kültür köklerimizden güç, medeniyet geçmişimiz ve pratiğimizden ilham alarak; varlığın, barışın, hakikatin, umudun, sevginin savaşını veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz. Onlar yıkmayı ve yıkıcı olmayı varlıklarının amacı görüyor, biz yapmayı ve yapıcı olmayı varlığımızın amacı biliyoruz” ifadelerini kullandı.
Şiddetin panzehri doğru ve nitelikli eğitimdir
Ülkemizde ve genel anlamda dünyada baş gösteren ve giderek artan şiddetin panzehrinin doğru ve nitelikli bir eğitim olduğunun altını çizen Yalçın, şunları söyledi: “Biz şiddetin eğitimle ortadan kaldırılacağını haykırıp dururken, şiddetin eğitimcileri hedef alması tesadüfî bir gelişme değildir. İlimden, bilgiden, sevgiden, saygıdan, sanattan, estetikten, iyilikten, umuttan, özetle milletten, gelecekten yana isek, eğitime ve eğitimin esas unsuru öğretmenimize daha fazla değer ve önem vermeliyiz.”
Her fotoğraf karesi bizi zengin anlamların çağrışımıyla engin düşüncelere götürüyor
Sanatın, hayatı özlü esprisiyle, incelikli derinliğiyle yoğun kavrama becerisi olduğunu ifade eden Yalçın, “Bugün hayatın her anında ve alanında görselliğin etkin ve egemen olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Daha iyi görünür olmayan, sanki kendine gerçek varlık alanı bulamıyor gibidir. Fotoğrafçılık, tam da burada, ‘daha iyi görme’ ve ‘daha iyi gösterme’ sanatı olarak öne çıkıyor. İnsanlar duyduklarını unutuyor ama gördüklerini unutmuyorlar. İnsanın görsel hafızası daha geniş, kuvvetli ve kullanışlıdır. Üstelik görsel yolla iletilen mesaj daha sarıcı, kalıcı, kavrayıcı olmaktadır. Bazen bir tabelada, bazen bir vitrinde veya bir kitap kapağında, dergi sayfasında bizi ilk bakışta yakalayan, tam içimizden tutan, düşündüğümüz veya düşünemediğimiz mesajını en ince ayrıntısına kadar bize aktaran fotoğraflara rastlıyoruz. Renk, akış, ritim, ışık, kompozisyon özelliğiyle bizi derinden etkiliyor. Bu açıdan fotoğrafçılık sadece deklanşöre basma olayı değildir. O açıda, o anda bir duygu yakalama ustalığıdır. Fotoğrafçılığı sanat yapan bu görme biçimidir. Her fotoğraf bizi zengin anlamların çağrışımıyla engin düşüncelere götürüyor. Gaz lambasında ders çalışan çocuğun duvara büyüyerek yansıyan gölgesi sanki içinde büyüttüğü insanın yansımasıdır. Torunundan okuma yazma öğrenen ninenin fotoğrafı, öğrenmenin yaşının olmadığı gerçeğini hatırlatır. Karda, fırtınada, tipide gözden kaybolan okul çocukları eğitim aşkının engel tanımadığını, aynı heyecan ve kararlılıkla Türkiye’nin geleceğe yürüyüşünün engellenemeyeceğini ifade ediyor gibidir. Kır yolunda içten sohbete dalmış bizim kızlar, eğitimin her yerde her zaman ve dostlukla, arkadaşlıkla olacağının mesajını verirler. Okuyarak büyüyeceğimizi, her yerde okumanın mümkün olduğunu, öğretmenin fedakârlığını, ödevi bu karelerde göreceğiz. İnanın her eser birbirinden kıymetli, müthiş güzel incelikler, espriler içermektedir. Yarışma, asıl bu yoğunluktaki katılımla amacına ulaşmıştır. Ne var ki, bu binlerce fotoğraf içinden sınırlı sayıda bir seçim yapmak zorundaydık. Ben buradan bütün katılımcılara, sonra seçimlerinde çok zorlandıklarını yakinen bildiğim her biri fotoğrafçılıkta uzman değerli jüri üyelerimize teşekkür ediyorum” diye konuştu.
İnsanımızın öz değerlerini yeni bir görme biçimiyle yakalamanın kadim değerlerimize yeni bir canlılık kattığını vurgulayan Ali Yalçın, gönderdikleri karelerle ödüle layık görülen yarışmacıların bu çabalarının artarak devam etmesini istedi.
Yalçın, konuşmasını, Benjamin’in ‘Sanatçı hayata bakmamız için bize gözlerini emanet veren kişidir’ sözlerine atıfta bulunarak, şöyle tamamladı: “Biz de eğitime sanatçılarımızın gözleriyle bakalım. Bakalım onların gözünden eğitim nasıl görünüyor? Bu kareleri gördükten sonra, buradan daha zengin bir iç dünyası ve daha derinlikli, daha ince bir bakış açısı edinmiş ve daha geniş bir ufka sahip olarak ayrılacağız.”
Erdem: Spor salonları, sanat atölyeleri, resim sergileri, tiyatro ve sinema salonları da birer eğitim kurumudur
Millî Eğitim Bakan Yardımcısı Orhan Erdem, kendisiyle ve toplumla barışık, öz güveni yüksek, zorluklarla başa çıkabilen fertler yetiştirmek için eğitim-öğretime olduğu kadar kültür, sanat ve sportif faaliyetlere de önem verilmesi gerektiğini belirterek, “Eğitim sadece dört duvar arasında, sınıflarda ve okullarda verilmez. Spor salonları, sanat atölyeleri, resim sergileri, tiyatro ve sinema salonları da birer eğitim kurumudur” dedi.
Çektikleri fotoğraflarla eğitimin incelikli, zorlu ve fedakârlıkla bezeli atmosferini daha görünür kılmaya katkıda bulunan yarışmaya katılan herkesi tebrik eden Erdem, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğitim gibi son derece mühim ve hayati bir alanı sanatın gücüyle bir araya getirip toplumsal bakışı sanat gözüyle yansıtarak meselenin farklı noktalarına tercümanlık eden ‘Eğitimden Bir Kare’ fotoğraf yarışmasında emeği geçenlere de ayrıca teşekkür ediyorum. Bu yarışma, evlatlarımızı yetiştirmek adına özveriyle yürütülen tüm çalışmaların, öğretmenlerimizin nesillerimizi yetiştirmek için gösterdiği fedakârlığın, öğrencilerimizin azminin fotoğraf karelerine yansımasını sağlayacak. Bu yarışmayla fotoğraf sanatçısının objektifinden eğitime bakacağız. Sanat, her daim toplumda yaşanan gelişmeleri, değişmeleri, beklentileri, toplumsal dinamiği, yani toplumun kendisini sanatsal bir dille topluma anlatmıştır. Sanat, bir milletin gelişmişliğinin vesikasıdır. Milletlerin tarihi gelişimi sadece fetihler ve keşiflerden oluşmaz; tarihte iz bırakmış milletler sanatta da çığır açmışlardır. Bu nedenle hayatın her alanında ve hayat boyu devam eden bir süreç olan eğitim açısından da sanat son derece önemli bir araçtır. Çocuklarımız sportif faaliyetlerle nasıl ki bedenlerini terbiye ediyorsa, kültür ve sanat faaliyetleriyle de düşüncelerini ve duygularını terbiye edeceklerdir.”
Daha nitelikli bir eğitim için çabalıyoruz
Toplumun en hayati ve mecburi ihtiyacı olan eğitimin çağın gereklerine uygun olarak sürekli değişen ve gelişen, birikim ve tecrübeler ışığında yenilenen bir süreç olduğunu kaydeden Erdem, “Eğitim, insanı değerli kılar ve toplumu yüceltir, biz de bu bilinçle Millî Eğitim Bakanlığı olarak, başarı ve verimliliği artırmak için her zaman daha iyiye ulaşmayı hedefliyor ve daha nitelikli bir eğitim için çabalıyoruz. Köklü tarihimizden aldığımız güç ve bizi biz yapan değerlerimizle, ilkelerimiz doğrultusunda çalışmalarımıza yön veriyoruz. Nitelikli bir eğitimin toplumumuzun her bireyine en üst seviyede ulaştırılması amacıyla öğrencilerimizi sadece akademik bilgilerle donanmış bireyler olarak değil, onları millî ve manevi değerlerine sahip çıkan, sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif yönleri gelişmiş bireyler olarak da yetiştirmeyi önceliklerimiz arasında görüyoruz. Ülkelerin gücü iyi eğitime sahip nitelikli insan gücünden gelir. Geleceğimizin teminatı olan evlatlarımızın kişilik, yetenek ve kabiliyetlerini en üst düzeyde geliştirerek, iletişim becerisi yüksek, takım çalışmasına uyumlu, eleştirel ve analitik düşünceye sahip kişiler olarak yetişmesini istiyoruz. Hangi alanda olursa olsun, bütün çalışmalarımızın amacı, çocuklarımıza kalkınmış, refah içerisinde, güçlü bir Türkiye bırakmaktır. Bunu ancak eğitimle gerçekleştirebileceğimizin farkındayız” değerlendirmesinde bulundu.
“Öğrencilerimizin çağın becerilerine sahip, eleştirel düşünebilen, problemlere doğru ve etkili çözümler üretebilen bireyler olmaları yönünde yapılacak her türlü faaliyeti de önemsiyoruz” diyen Erdem, “Eğitim, nesil yetiştirme işidir. Nesil yetiştirme, medeniyet inşası iddiasını sürdürmektir. Bizim arzuladığımız, nicelik bakımından ve kâğıt üstünde bir başarı değil; kaliteli, iyi insan yetiştirmeye yönelik nitelikli başarıdır. Unutmayalım ki, topluma fayda sağlamayan başarı, başarı değildir. Başarı, milletine, devletine katkı sağlama gayesinde olmak ve milletini ileriye taşıyarak yüceltmektir. Milleti için çalışmak, milleti için didinmektir. Sözlerime, Sultan Alparslan’ın duası ile son vermek istiyorum. Niyetimiz halistir. Allah yardımcımız olsun. Allah birliğimizi, dirliğimizi daim etsin. Allah yükümüzü taşıyacak güç, ayağımızı sürçtürmeyecek bir akıl ve gönül versin” ifadelerini kullandı.
Performans konusunu aceleye getirmeyeceğiz
Erdem, öğretmen performans değerlendirme taslağıyla ilgili üniversitelerden ve sendikalardan görüş istediklerini ifade ederek, bu konuyu aceleye getirmeyeceklerini, ortak aklın gerektirdiği şekilde hareket edeceklerini sözlerine ekledi.
Ödül töreni ve sergi açılışı
Konuşmaların ardından, dereceye giren fotoğraf sahiplerine ödülleri verildi. 772 yarışmacının 2 bin 299 fotoğrafla katıldığı yarışmada sergilenmeye layık görülen 54 fotoğraftan 4’ü dereceye girdi.
Yarışmada ‘Okursan Büyürsün’ fotoğrafıyla birinci olan İlhan Kılınç’a ödülünü Millî Eğitim Bakan Yardımcısı Orhan Erdem; ‘Her Yerde Oku’ fotoğrafıyla ikinci olan İskender Selçuk’a ödülünü Genel Başkan Ali Yalçın; ‘Fedakâr Öğretmen’ fotoğrafıyla üçüncü olan Ömer Yasin Ergin’e ödülünü Millî Eğitim Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanı Atıf Ala; ‘Ödev’ fotoğrafıyla Mehmet Akif İnan Özel Ödülü’ne layık görülen Gülin Yiğiter’e ödülünü Temel Eğitim Genel Müdürü Cem Gençoğlu takdim etti.
Ödül töreninin ardından sergi açılışı yapıldı.