Eğitimin niteliğini yükseltmek ve çocukların özgür, akılcı ve sorgulayan bireyler olarak yetiştirilmesi için hiçbir bir adım atmayan siyasi iktidar, “dindar ve kindar nesil” yetiştirme hedefine uygun olarak ortaçağ eğitim anlayışını yaygınlaştırmaya hızla devam etmektedir. Çalışmaları ve uygulamalarına TÜRGEV Başkanı Bilal Erdoğan’ın talimatlarıyla yön veren Milli Eğitim Bakanlığı, öğrencileri cemaatlerin ve tarikatların kucağına iterek çağdaş, bilimsel, akılcı laik eğitim sistemini okullardan kapı dışarı etmiştir.
Son olarak Edirne’de yaşananlar, yine İl Milli Eğitim Müdürü Hüseyin Özcan imzalı onay yazısı ile Edirne'deki İmam Hatip Okullarının kamu personeli öğretmenleri ile diğer okullardaki din dersi öğretmenlerini dönem sonu seminer çalışmalarında cumhuriyete ve Cumhuriyet değerlerini geliştiren eğitim sistemine küfür edercesine aşağılayan hakaret eden bir anlayışla eğitim semineri verilmeye çalışılmıştır.
22-23 Haziran 2015 tarihindeki ÇOMÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Abdullah Akın tarafından verilen bu seminerde Köy Enstitülerine, Öğretmen Liselerine, Hasan Ali Yücel'e ve İsmail Hakkı Tonguç'a hakaret yağdıran sözde eğitimcinin bu davranışlarından bir grup duyarlı öğretmen rahatsız olmuştur. Bu uygulamaları eğitim pedagojisinin neresine koyabilirsiniz?
İl Milli Eğitim Şube Müdürü, kamu personeli mi yoksa dini dernek ve vakıfların personeli midir? Maaşını vakıflar mı, yoksa devlet mi ödüyor?
Edirne Valisini ve İl Milli Eğitim Müdürünü göreve çağırıyoruz, söz konusu uygulamaların sorumluları hakkında derhal inceleme başlatılmalıdır. Eğitim-İş olarak milli eğitimin, bilimsel ve laik eğitime karşı olan cemaat ve tarikatların eline bırakılmasına asla izin vermeyeceğiz.
Nazım KIRCI
Eğitim İş Genel Mali Sekreteri