Eğitim Müfettişleri Başkanlığının 2010-2011 Yıl sonu toplantısında konuşan Ankara Millî Eğitim Müdürü Kâmil Aydoğan Ankara’nın eğitim çalışmalarını değerlendirdi.
Eğitim Müfettişleri Başkanlığı 2010-2011 Eğitim-Öğretim Yılı, yıl sonu toplantısı 28 Haziran 2011 Salı günü ATO Toplantı Salonunda yapıldı. Ankara Millî Eğitim Müdürü Kâmil Aydoğan başkanlığında yapılan toplantıya millî eğitim müdürü yardımcıları, şube müdürleri, eğitim müfettişleri, ilçe millî eğitim müdürleri katıldı.
Toplantıdaki konuşmasına on yılını dolduran eğitim müfettişlerinin rotasyona tabi olacağı haberi ile ilgili duygu ve düşüncelerini aktararak başlayan Kâmil Aydoğan, makamların hayati yerler değil, emanet yerler olduğunu belirterek, "Önemli olan görevimiz süresince bir kişinin bile istemeyerek veya farkında olmayarak canını acıtacak uygulama yapmamaktır. Türkiye Cumhuriyetinin ve eğitimin başkentinde bir eğitim müfettişi olarak vicdanı sızlatan bir yanlışlık yapmadım diyebiliyorsanız bahtiyar olunuz." dedi.
Aydoğan: "Ankara’da yasaları, mevzuatı ve kanunları alışkanlıkların önüne çektik."
Aydoğan, eğitimin büyük bir sektör olduğunu, 2010-2011 eğitim öğretim yılında bu toplantıda bulunan yöneticilerle birlikte, sektörde herkesin üzerine düşen görevleri yaptığı inancında olduğunu belirtti. Eğitimin başında bulunan yöneticilerin asıl görevlerinden birinin de insanları cesaretlendirmek olduğunu dile getiren Aydoğan, "Bunun için de cesur olmak zorundayız. Birtakım alışkanlıklar, yasaların ve mevzuatın önüne geçmiş olabilir. Ankara’da bu yasaları, mevzuatı ve kanunları tekrar alışkanlıkların önüne çektik. Okul müdürünün de, ilçe millî eğitim müdürünün de, müfettişlerin de yetkileri var ve şimdiye kadar kimse bu yetkisini kullanmıyordu. Sene boyunca yaptığımız tüm toplantılarda okul müdürlerimize, ilçe milli eğitim müdürlerimize yetkilerini hatırlattım, yetkilerini kullanırken cesur olmaları gerektiğini ve alanları içerinde yaşanan olumsuzluklardan da kendilerinin sorumlu olduklarını önemle belirtim." dedi.
Aydoğan, göreve geldiğinden beri okul müdürlerinin ön plana çıkaran bir yönetim anlayışını benimsediğini, eğitim sisteminin baş aktörünün okul müdürleri olduğunu bir kez daha belirttiği toplantıda, okul müdürlerinin yetkilerini kullanıp görevlerini iyi yaptıkları sürece il ve ilçe millî eğitim müdürlüklerinin iş yükünün azalacağını, görevini yapamayan okul müdürlerinin, ilçe millî eğitim müdürlerinin ve müfettişlerin denetimi altınında olacağını ifade ederek "Bu Ankara’nın en belirgin yönetim anlayışı olacaktır. Bir okuldaki aksaklığı en yakın makam tespit edemiyorsa o makam yakın merceğimizde olacak, değerlendirmeye alınacaktır." dedi.
LİSELER DE SIKI DENETİMDE OLACAK
Toplantıda, okullara yapılan denetimler hakkında da konuşan Aydoğan, ilköğretim okullarının belirli periyotlarda denetimden geçildiğini, liselerde bunun yetersiz olduğunu dile getirerek, gelecek eğitim öğretim yılından itibaren yönetim ahengi sağlamak amacıyla hem ilçe milli eğitim müdürleri, hem de il milli eğitim müdür yardımcıları ve şube müdürleri vasıtasıyla liselerin de denetim mekanizması içinde yer alacağını ve şeffaf yönetim anlayışının bir ilkesi olarak, okullara yapılacak denetimlerin, okul müdürlüklerine önceden bildirilerek, okulun hazırlık yapmasının sağlanacağını belirti.
BAŞARI AHENKTİR, HUZURDUR, İNSANIN ELİNDEN GELENİ YAPMASIDIR
Aydoğan, Ankara Millî Eğitim Müdürlüğünün tüm Türkiye ÖSS analizini yaptığını, bu sene Türkiye’de bulunan tüm lise öğrencilerinin, kaçının hangi okullara girdiğinin, kaç yıllık yüksek öğretime yerleştirildiğinin bu analize eklediğinin ve bu çalışmanın Millî Eğitim Bakanlığı vasıtasıyla Türkiye’deki il millî eğitim müdürlüklerinin kullanımına sunulduğunun bilgisini verdi. Konuşmasının devamında bunun bir sınav değerlendirmesi olduğunu belirten Aydoğan, sınavın başarının tek ölçütü olmadığını belirterek "Bence sınav başarının tek ölçütü değil son ölçütüdür. Başarı ahenktir, huzurdur, insanın elinden geleni yapmasıdır." dedi.
Okullarda kayıt parası ile ilgili sıkıntıların yaşandığını ve okul müdürlerinin ön koşul olarak kayıt parası almamaları gerektiğini hatırlatan Aydoğan, okul müdürlerinin kayıt için gelen velileri güler yüzle karşılamalarını önemle belirterek, para işinin okul-aile birliklerinin görevi olduğunu dile getirdi.
Aydoğan konuşmasının sonunda makamların insan kişiliğinin önüne çıkmaması gerektiğini belirterek "Yönetimde şeffaf, töleranslı, esnek, hoşgörülü olmalıyız. İşimiz adaleti tesis etmek, insanlara güç vermektir. Ayrıca kompleksli, sıkıntılı amirlerden de astlarını korumak zorundayız." dedi.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Eğitim Müfettişleri Başkanı Mehmet Ali Çayır, Atatürk "Eğitimdir ki, bir ulusu ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum halinde yaşatır ya da bir ulusu esaret ve sefalete terk eder." sözünü hatırlatarak, tüm kurumlarda olduğu gibi eğitim kurumlarında da geliştirilen yeni vizyon doğrultusunda değişim ve dönüşümü gerçekleştirmenin bir zorunluluk hâline geldiğini, değişim ve dönüşümün uzun bir süreç olduğunu belirtti. Çayır, "Eğitim sisteminde gerekli değişim ve dönüşümün gerçekleştirilmesi için araç ve sonuç odaklı lider yerine, "amaç ve süreç" odaklı lider yönetici yetiştirmek zorunluluk hâline gelmiştir. Lider yöneticiler; plansız değişim ve dönüşümün kriz olarak ortaya çıkmasını engellemek için kurumların yeniden yapılanma, büyüme, paradigma değişimi, yeni eğitim ve yönetim anlayışı, yapısal değişim ile dünyadaki değişime ayak uydurma, rekabet, teknolojik gelişmeler, insan hakları ve demokratikleşme taleplerini önceden görerek, planlı olarak değişim ve dönüşümü gerçekleştirmelidirler." dedi.
Toplantıda eğitim müfettişi Mustafa Berber inceleme soruşturma, AR-GE Komisyon Başkanı Fadime Karacan da Ar-Ge faaliyetleri ile ilgili sunum yaptılar.