17 Ekim 2005'te, aydınlık bir Türkiye'ye katkı sağlama umuduyla filizlendirdiğimiz Eğitim-İş, bugün 19. yılında, eğitim emekçilerinin ve Atatürk ilke ve devrimlerine, Cumhuriyet'e, demokrasiye yürekten bağlı olan her kesimin gönlünde kocaman bir çınara dönüşmüştür. İlkelerinden, duruşundan ve kararlılığından asla taviz vermeyen Eğitim-İş, yalnızca eğitim emekçilerinin değil, toplumsal muhalefetin de en güçlü sesi ve umudu haline gelmiştir.
Eğitim-İş, kendisini yalnızca sınıf kavgasıyla sınırlandırmayan; ülkemizin geleceği ve yarının bireyleri olan öğrencilerimizin laik, bilimsel, kamusal, ulusal, çağdaş ve adil eğitim hakkını önceleyen bir sendikadır.
Eğitim-İş, ülkemizi ve dünyayı ilgilendiren her toplumsal olay ve gelişmede; emekten, demokrasiden, halktan, adaletten, Cumhuriyet'in ilkelerinden yana net ve kararlı bir duruş sergileyen demokratik örgütlü bir güçtür.
Mücadelesinin odağına laik, bilimsel, adil ve kamusal eğitimi koyan sendikamızın haklılığı, eğitimdeki eşitsizliğin arttığı, tarikatların eğitimi kendi arka bahçeleri gibi kullandığı bu zor günlerde çok daha net anlaşılır olmuştur. Toplumdaki bu farkındalık, Eğitim-İş'in özgül ağırlığını daha da artırmış, sözümüzü daha güçlü hale getirmiştir.
Bugün hem mutluyuz hem de gururluyuz. Çünkü bugünün iktidar güçleri, aydınlanma mücadelesinin harcının karıldığı eğitim ve bilim alanında karşılarında en büyük engel olarak Eğitim-İş’i görmektedirler. Mustafa Kemal Atatürk’ün eğitim neferleri olarak, karşı devrimcilerin gözünde yarattığımız bu algı, varlık sebebimiz ve gurur kaynağımızdır. Bu algı, zorlu mücadelemizin meyvelerini topladığımıza işaret eden, değerli bir gelişmedir.
Siyasi rejimin karanlığının emeğimize ve düşünsel kaynaklarımıza saldırılarının zirveye ulaştığı bir dönemde, Eğitim-İş, 19. yılında, 150 bine yaklaşan üyesiyle mücadelesini büyütmeye devam ediyor. Çünkü Eğitim-İş gücünü siyasetten değil, emeğin onurundan alır. Cumhuriyet ilkelerinin, demokrasinin, barışın ve laikliğin yılmaz savunucusudur ve bu dik duruşu nedeniyle, şişirilmiş üye sayılarıyla beslenen yandaş sendikalardan çok daha güçlü bir konuma sahiptir.
“Söylemiyle etkin, eylemiyle cesur, temsiliyetiyle güçlü bir sendika” hedefiyle çıktığımız bu yolda, yalnızca eğitim emekçilerinin değil, tüm emek cephesinin ve toplumsal muhalefetin umudu olmaya devam edeceğiz. Yetkili sendika olduğumuzda, emeğin onurunu nasıl savunacağımızı ve eğitim emekçisinin hak ettiği yetkiyi nasıl layıkıyla kullanacağımızı herkese göstereceğiz!
Gerçek ve tam bağımsız sendikacılık ilkesiyle hareket eden Eğitim-İş, gücünü ona güvenip omuz veren üyelerinden alıyor. Biz her zaman emeğin tarafında ve sömürünün karşısında olacağız.
Hem söylemlerimizle hem de eylemlerimizle cesur olmayı sürdüreceğiz!
Ülkemizi ilgilendiren her konuda; demokrasiden, laiklikten, barıştan, insan haklarından, kadın mücadelesinden, çevre sorunlarından ve ilericilikten yana tavrımızı sürdüreceğiz. Tüm eğitim emekçileri insanca çalışma koşullarına ve insan onuruna yaraşır ücretlere sahip olana kadar mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz!
Bu gurur tablosu için kuruluşumuzdan bu yana sendikamıza emek veren herkese ve bize güvenerek ailemize katılan, gücümüze güç katan yeni üyelerimize sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz. Hep birlikte yarattığımız bu başarıyı, daha büyük zaferlere taşımak için el ele mücadele edecek olmanın onurunu yaşıyoruz. İyi ki varsınız, iyi ki Eğitim-İş var!