Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, öğretmenlik meslek kanununun paydaşların katılımına da imkân verecek şekilde acilen çıkarılması gerektiğini belirterek, “Öğretmenlik, bir kariyer mesleği olmalı, öğrencilerin öncelikle tercih edeceği bir cazibeye kavuşturulmalıdır. Öğretmenlerin eğitim politikalarına katkı verebilmeleri sağlanmalı, ek göstergesi kariyer mesleğine uygun olmalı ve 3600’e çıkarılmalıdır. Eğitim çalışanları kronik sorunlardan arındırılmalı, istihdamda güçlük çekilen bölgelerde, bölgelerarası eğitim-öğretim farklılıklarının azalması için mali destekleme yapılmalıdır” dedi.
Latif Selvi, Eğitim-Bir-Sen Konya 2 No’lu Şube’nin olağan genel kuruluna, Öncü Okul Yöneticileri Derneği’nin Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nde düzenlediği ‘Okul Yöneticiliğinin Meslekleşmesi’ konulu panele, Mobbing Eğitim Yardım Araştırma Derneği’nin (MEYAD) Antalya’da gerçekleştirdiği ‘Cumartesi Buluşmaları’ etkinliğine ve Cihanbeyli’de yapılan ‘eğitimciler buluşması’na katıldı.
Emek ve özgürlük mücadelesinin, birlikte sürdürülmesi gereken bir mücadele olduğunu ifade eden Selvi, “İnsanlığın yaşadığı sorunların pek çok sebebi olabilir. Ana sorunlardan biri, kaynakların üretimi ve kullanımıyla ilgilidir. Kendilerini sahip ve seçkin olarak görenler imtiyaz istemekte, bu da haksızlıkları beraberinde getirmektedir. Mağdur kitle ise adaletin ve adil paylaşımın tesis edilmesini talep etmektedir. Bunun sağlanması için yönetim ve yargı erkinden hakkının alınması noktasında adil bir talepte bulunmaktadır. Ancak yeterli çözümü bulamayan bu kitle; emekçiler, mağdur ve mazlumlar çareyi örgütlenme ve birlikte mücadele etmekte görmüş ve sendikacılık böyle bir zeminde doğmuştur” şeklinde konuştu.
Sendikacılık, tüm üyeleriyle inisiyatif almayı zorunlu kılmaktadır
Sendikacılığın dinamik bir yapı olduğunun altını çizen Selvi, şöyle devam etti: “Sendikal örgütlenme, tüm üyeleriyle inisiyatif almayı zorunlu kılmaktadır. Eğitim-Bir-Sen olarak, bu örgütlü, organize, insicamlı yapıyı güçlü bir kurumsal yapıya dönüştürmek açısından işyeri temsilciliğinden başlamak üzere ilçe yönetim, şube yönetim, genel merkez, konfederasyon genel kurullarında demokratik uygulamayı önemsiyor ve sürdürmeye gayret ediyoruz.”
Eğitim çalışanlarının örgütlenmesinin, sendikal örgütlenmenin yanı sıra birikimi ve ortak zeminde yapacağı çalışmayla eğitimde yeni paradigma arayışlarına, dönüşüm süreçlerine tesirinin de önemli olduğunu kaydeden Selvi, “Bu potansiyeli harekete geçirmek de bizim görevimizdir. Seçim sonunda görevi devreden teşkilat mensuplarımıza emeklerinden dolayı teşekkür ediyor, sorumluluğu devralan yöneticilerimize başarılar diliyorum” ifadelerini kullandı.
Eğitim yöneticiliği ikincil görev olmaktan çıkarılmalı, mali açıdan güçlendirilmelidir
Eğitimin, sürekli bir gelişim ve belli ölçüde bir değişim içerisinde olduğunu dile getiren Latif Selvi, şunları söyledi: “İster yerel, ister uluslararası dinamikleri ele alalım, aynı tartışmayı görmekteyiz. Eğitim yöneticiliği, eğitim politikalarının yalnızca yerelde uygulayan, denetleyen bir kurumsal yapılanma değil, aynı zamanda bunları geliştiren, izleyen, yerel dinamiklerle güçlü iletişim kuran bir kurumsal sistemdir. Bakanlık bu çerçevede müfredat ve politikaları, düzenlemeleri ortaya koyarken, taşra teşkilatı ihtiyaca göre bunu geliştirebilmelidir. Bu durum, doğal olarak insan kaynağını içinden çıkarmalı, uygulamanın mesleki yeterlilik, alan bilgisi ve tecrübe gerekliliği göz önüne alınmalıdır. Eğitim yöneticiliği, öğretmenlik meslek kanununun çıkarılmasıyla, yapılacak düzenlemeyle müstakil bir kadro ve unvana kavuşturulmalı, ikincil görev olmaktan çıkarılmalı, mali açıdan güçlendirilmeli, dezavantajlı yerlerde desteklenmelidir. 2017 yılında yayımladığımız ‘Eğitim Yönetiminde Liyakat ve Kariyer Sistemi’ raporunda ayrıntılarını ortaya koyduğumuz düzenlemeler acilen hayata geçirilmelidir. Nitelikli eğitim için yeterlilik düzeyi yüksek eğitim yöneticisi ihtiyacı gözetilerek, eğitim yöneticisi yetiştirme, görevlendirme, yer değiştirme ve görevden alma hususlarına ilişkin kapsamlı, kalıcı ve sürdürülebilir bir model oluşturulması artık bir zorunluluk hâline gelmiştir. Hak edenin görev almasını, hakkını verenin görevde kalmasını ve yeterliliğini kaybedenlerin görevine son verilmesini öngören bir modelin hayata geçirilmesi, eğitimin hem yönetimini hem de nitelik artırıcı etkisini kolaylaştıracaktır.”
Öğretmenliğin ek göstergesi kariyer mesleğine uygun olmalıdır
Dünyada özellikle eğitim ve ekonomi merkezli tartışmaların yoğunlaşmasıyla birlikte, eğitim-öğretimin gerek öğrencilerin kişilik gelişiminde, kültür ve değerleri yaşamasında, fikriyatında ve eylemlerindeki yerinin gerekse çalışma hayatına katılımı, maddi geleceği açısından öğretmenin merkeze alınmasını zorunlu kıldığını vurgulayan Selvi, “Bu nedenle, öğretmenlik meslek kanunu, paydaşların katılımına da imkân verecek şekilde acilen çıkarılmalı, bir kariyer mesleği olarak öğrencilerin öncelikle tercih edeceği bir cazibeye kavuşturulmalıdır. Öğretmenlerin eğitim politikalarına katkı verebilmeleri sağlanmalı, ek göstergesi kariyer mesleğine uygun olmalı ve 3600’e çıkarılmalıdır. Yetişmesi, mesleğe girişi, eğitimi ve gelişimi özel olmalıdır. Eğitim çalışanları kronik sorunlardan arındırılmalı, istihdamda güçlük çekilen bölgelerde, bölgelerarası eğitim-öğretim farklılıklarının azalması için mali destekleme yapılmalıdır” diye konuştu.
Metin başkanlığa yeniden seçildi
Eğitim-Bir-Sen Konya 2 No’lu Şube olağan genel kurulunda mevcut başkan Şenol Metin yeniden seçildi.