İlme, âlime, muallime ve müderrise ihtiramı esas alan bir medeniyetin bakiyesi olan Türkiye’de, geleceğimizi emanet ettiğimiz eğitimcilere yönelik saldırılar, tedbir alınmadığı için, artarak devam etmektedir. Yürüttükleri mesleğin manevi karşılığı olan saygının çok görüldüğü; sözlü taciz, saldırı, darp, silahla yaralama gibi olayların sıradanlaştığı, maalesef kanıksandığı bir dönemi yaşıyoruz.
Bugün gelinen noktada, öğretmene saygı sorunu, en temel meselelerimizden biri haline gelmiştir. Sınıfların akıllı tahtayla, öğrencilerin tablet bilgisayarla buluşturulduğu ülkemizde, geleceğimiz olan çocuklara bilgi, beceri ve değer kazandıran öğretmenlere reva görülen muamele düşündürücü olduğu kadar vahimdir de.
Yıllardır olduğu gibi, bu yıl da eğitim çalışanları, İstanbul, Mardin, Sakarya, Antalya, Aydın, Çanakkale, Konya, Kayseri başta olmak üzere, Türkiye’nin dört bir yanında şiddet olaylarına maruz kalmıştır. Son olarak Adana’da Yüreğir Medine Müdafi Fahreddin Paşa Anadolu İmam Hatip Lisesi Müdür Yardımcısı İhsan Ağca, öğrencisinin bıçaklı saldırına uğramış, hastaneye kaldırılarak ameliyat edilmiştir. Bu durum bizleri derinden üzmekte ve geleceğe yönelik endişelerimizi daha da artırmaktadır.
Hayatlarını, çocuklarımızın daha iyi olmasına vakfeden eğitimcilere yönelik şiddet olaylarının önü alınmazsa, gereken tedbirler ivedilikle hayata geçirilmezse, öğretmene iade-i itibarda bulunulmazsa, şiddet hastalığı bütün toplumu saracak, bu cennet vatan cinnet ülkesine dönüşecek, dolayısıyla yarınlarımız karanlık olacaktır.
Disiplin zaafının olması, alınan tedbirlerin uygulanmaması öğrenci merkezli şiddetin en temel nedenlerinden biri olarak görülmelidir. Ayrıca, öğretmenlerin kimi zaman belirsiz kişilerin mesnetsiz şikâyetleriyle soruşturmalara tabi tutulması, şiddetin bir diğer ayağını oluşturmaktadır. Caydırıcı önlemlerin alınmaması da olayların aralıksız devam etmesine, mesleğin itibar kaybına uğramasına neden olmaktadır.
Şiddet hadiseleri öğretmenlerin ruh dünyasında tamiri mümkün olmayan yaralar açmakta; mesleğe ilişkin güvenlerini kaybederek, mesleki verimliliklerinin düşmesine neden olarak eğitimin niteliğine de doğrudan etki etmektedir. Bu durum, herkesin sorumluluk üstlenmesini, bu kötü gidişin durdurulması için harekete geçmesini gerektirmektedir.
Akıllı tahtalarla sınıfları donatmak, daha kolay öğrenen, zihinsel gelişimi daha hızlı sağlayan bir etkiye sahip olabilir ama öğretmenine saygılı ve şiddetten uzak, daha ahlaklı nesiller yetiştirmek bir toplum için, hükûmetler için ve diğer bütün ilgili kurumlar için daha öncelikli bir hedef olmalıdır.
Toplumsal sorun haline gelen şiddet hadiselerine ortak tavır geliştirmek ve çözüm bulmak, sorunun üstesinden gelinmesi için sorumluluk almak elzemdir. Şu gerçeğin altını bir defa daha çiziyoruz: Eğitimcileri şiddetin hedefinde olan bir toplumun geleceği karanlıktır. Ciddi bir sorun olan şiddete çözüm bulunması için, başta hükûmet ve Millî Eğitim Bakanlığı olmak üzere, herkesi elini taşın altına koymaya davet ediyoruz.
Eğitim-Bir-Sen olarak, üyemiz İhsan Ağca’ya ve saldırıya uğrayan bütün eğitim çalışanlarına geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, şiddete başvuranları kınıyor, yetkilileri gereken tedbirleri ivedilikle almaya ve kamuoyunu daha duyarlı davranmaya çağırıyoruz.