Eğitim-Bir-Sen olarak, Sivas Yıldızeli’de 19.09.2015 tarihinde saat 09.00’da “Gaziler Günü” münasebetiyle kaymakamlık binası önünde yapılan tören sonrasında ilçe milli eğitim müdürlüğü makamında kaymakam tarafından, tören esnasında Sendikamızın serbest kıyafet eylemine uydukları için İlçe Temsilcimiz ve eğitimcilere hiç bir insanın ağzına almayacağı kadar ağır ve galiz küfürleri pervasızca savuran kaymakam hakkında suç duyurusunda bulunduk.
Genel Başkan Vekilimiz Latif Selvi, Genel Başkan Yardımcımız Hasan Yalçın Yayla ve sendikamız avukatlarıyla birlikte, suç duyurusu dilekçesini Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına teslim etti.
Suç duyurusu dilekçesinde, ağzı bozuk kaymakam tarafından sarf edilen galiz küfürler ve tehditkâr ifadelerin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu bağlamında gerek sendika tüzel kişiliğine gerekse sendika yöneticilerine yönelik hakaret ve tehdit suçlarına vücut verdiği ifade edilerek, kaymakam hakkında gerekli soruşturmanın yapılarak kamu davası açılması talep edildi.
Yıldızeli Kaymakamı, tören alanında tokalaşırken serbest kıyafet eylemi kapsamında hareket edip toplumsal normlara uygun kıyafetle bulunmalarına rağmen sırf kravat takmadıkları için İlçe Temsilcimize ve eğitimcilere yönelik “hiç hoş olmuyor, bana tavır mı alıyorsunuz yoksa kafa mı tutuyorsunuz” hitabına karşı İlçe Temsilcimiz, “Hayır efendim kafa tutma gibi bir davranışımız söz konusu olamaz” şeklinde cevap vermiş, akabinde İlçe Temsilcimiz yanlış anlamaya mahal vermemek, için sağduyulu ve sorumlu davranarak “Sayın Kaymakamım müsait iseniz törenden sonra görüşebilir miyiz?” şeklinde görüşme talebinde bulunmuş; ilçe milli eğitim müdürünün makamındaki görüşmede, kaymakam tarafından daha önce uyarıldıklarına rağmen serbest kıyafet eylemine devam ettikleri ikazına maruz kalan sendikamız yöneticileri, mahkeme kararlarına da atıfta bulunarak sendikal eylemden ibaret davranışlarını savunmakta ısrar edip, konunun mülki amirlere zerre kadar kastı olmadığını, bunun kişisel bir mecraya çekilmesinin yanlış olacağını izah edince, kaymakam, bilinçaltı kusması yaşayarak gerçek kimliğini ortaya koymuş; sivil toplum kuruluşlarına, eğitimcilere burada ifade edemeyeceğimiz derecedeki ağır küfürleri pervasızca sıralamıştır. Galiz küfürlerin ardından “bir yıl sonra siz mi kalacaksınız biz mi kalacağız” şeklinde ülkenin siyasi süreçleriyle de ilgili olduğu izlenimi uyandıran, bir yılın sonunda seçim sonuçlarından mı, güvendiği başka kaynakların himmetinden mi medet umduğu anlaşılamayan tehditkar bir dille “siz” ve “biz” olarak kimleri kastettiği yoruma açık olmakla birlikte, bu söyledikleri bir twitter meczubunun cümleleriyle örtüşmektedir. Yöneticilerimize ısrarla ellerini havaya kaldırıp iki parmağını birleştirerek “zerre kadar erkekliğiniz varsa bana kafa tuttuğunuzu söyleyin, sizi ceza vermeden buradan göndereyim” cümlesini üç kez tekrarlamış, eğitimciler her seferinde ısrarla “hayır efendim, biz memuruz, siz amirsiniz, bizim size karşı böyle bir davranışımız söz konusu dahi olamaz” şeklinde yanıt vermişlerdir.
Küfrü, tehdidi hoyratça kullanan, makamını hizmet değil, hakaret aracı olarak gören bu sorumsuz kaymakamın toplumsal vicdanın yaralarının sarılması adına hak ettiği karşılığı bulması için hukuki tüm süreçleri sonuna dek kullanacağız. Devletin kendisine verdiği temsil yetkisini milletin lehine hizmete dönüştürmek yerine, yetkiyi emanet değil, şahsi mülk sanan bu sorumsuz anlayışı değiştirinceye kadar sivil inisiyatifimizi kullanacağız.