Eğitim çalışanları, Çorum’da Başöğretmen Atatürk İmam Hatip Ortaokulu müdürünün ve yardımcı hizmetler personelinin bir veli ve yakını tarafından darbedilmesini kınadı.
Ellerinde döviz ve pankartlarla okul bahçesinde toplanan eğitim çalışanları adına konuşan Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Abdülaziz Aydın, eğitimcilere yönelik şiddet olaylarının münferit eylemler olmaktan çıkarak yaygın bir toplumsal sorun hâline geldiğini söyledi.
Eğitim çalışanlarının neredeyse rutin bir şekilde, pervasızca şiddete maruz kalmalarının ana sebebinin, şiddetin ağırlaşan toplumsal maliyeti karşısında ilgililerin çözüm üretmede yetersiz kalmaları veya isteksiz davranmaları olduğunu vurgulayan Aydın, “Bu konuya ısrarla dikkat çekip çözüm önerilerimizi sunduğumuz her durumda karşılaştığımız ‘umursamazlık ve eylemsizlik’ şeklindeki anlaşılmaz tutum, şiddetin ateşine benzin dökmekten başka bir anlama gelmemektedir” dedi.
Aydın, söz konusu şiddet eylemlerinde, şiddet uygulayan kişilerin bu eylemlerinin önemsenmeyeceği ve ciddi bir ceza yaptırımıyla karşılaşmayacakları inancının önemli bir rol oynadığını dile getirdi.
Eğitim çalışanlarına karşı eğitim ve öğretim hizmetinin sunumundan kaynaklı şiddet eylemlerine yönelik cezai ve hukuki tedbirlerin alınmasının elzem olduğunun altını çizen Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğitim çalışanları, şiddet olaylarına karşı caydırıcı nitelikte münhasıran bir cezai müeyyide getirilmesini, şiddete uğrayan çalışana da hukuki koruma sağlayacak türden yasal düzenlemelerin gerçekleştirilmesini acilen talep etmekte ve beklemektedir. Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda beklenen revizyon, eğitimciye şiddet konusunda şiddet failini caydırıcı ve cezalandırıcı bir düzenlemeyi ihtiva etmelidir. Eğitim çalışanlarına karşı cebir, şiddet veya tehdit kullanan kişilere hapis cezası verilmesi; eğitim çalışanlarına yönelik kasten yaralama, hakaret, tehdit, görevi yaptırmamak için direnme suçlarında verilecek cezanın en az yarı oranda artırılması, bu suçlara karşı verilen hapis cezalarının ertelenmemesi; kasten yaralama suçunun tutuklama nedeni sayılması, bu suçların failleri hakkında kamu hizmetlerinden yararlanmanın engellenmesi hükümlerinin uygulanması; özel öğretim kurumlarının personelinin bu suçların mağduru olmaları hâlinde kamu görevlisi sayılmaları; kasten yaralama suçunun tutuklama nedeni varsayılan suçlardan sayılması konusu mutlaka ve ivedilikle meslek kanunu kapsamına dâhil edilerek yürürlüğe konmalıdır.”
“Millî Eğitim Bakanlığı bu tür olaylarda sessiz kalmamalı, personeline sahip çıkmalı, gerekli açıklamaları yapmalı, gerekli adımları atacak iradeyi ortaya koymalıdır” diyen Aydın, “Eğitim çalışanlarını hedef alan bütün saldırılar sona erdirilinceye, kanlı, karanlık bu şuursuzluk son buluncaya kadar, herkesi sorumluluk almaya davet ediyoruz. Biz bilginin gücünün cehalet cürmüyle sindirilmesine müsaade etmeyeceğiz. Ruhumuzu besleyen, benliğimizi geliştiren, geleceğimizi aydınlatan, milletçe varlığımızın dayanağı olan eğitimin şiddetin esiri olmasına hep birlikte karşı durmalıyız. Bilinmesini isteriz ki, eğitim çalışanlarımız asla yalnız değildir. Yaşanan bu çirkin saldırıyı öğrenir öğrenmez eğitim çalışanlarımızla iletişime geçerek yanlarında olduğumuzu ve yasal sürecin takipçisi olacağımızı bildirdik. Bu menfur saldırının insanlıktan nasibini almamış faillerini lanetliyoruz. Yetkilileri bu tür olayları engelleme hususunda bir an önce tedbir ve sorumluluk almaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı