Turkiyeegitim.com - Eğitim-Bir-Sen Ankara 4.No’lu Şube Başkanı Tekin Korku, Taraf Gazetesi Yazarı Sevan Nişanyan’a “Nefret Suçlarıyla Mücadele Etmeli” başlıklı yazısıyla Peygamber Efendimizi küçük düşüren, onur kırıcı ithamlar ile hakaret ettiği gerekçesiyle hakkında soruşturma yapılarak kamu davası açılması ve cezalandırılması talebiyle suç duyurusunda bulundu.
Metin Korku, mahkemeye ilettiği suç duyurusunda Hz. Muhammed’e (sav) hakaret eden filme yönelik sert tepki veren ülkelerden birinin de nüfusunun tamamına yakını Müslüman olan Türkiye olduğunu hatırlatarak, Sevan Nişanyan’ın Türkiye’de yapılan protestolara karşılık 29.09.2012 tarihinde kendisine ait olan internet blog sitesinde “Nefret Suçlarıyla Mücadele Etmeli” başlıklı yazısında Müslümanlara ve Peygamber Efendimiz’e yönelik; “Bundan yüzlerce yıl önce Allah’la kontak kurduğunu iddia edip bundan siyasi, mali ve cinsel menfaat temin etmiş bir Arap lideriyle dalga geçmek nefret suçu değildir. İfade özgürlüğü denilen şeyin, adeta anaokulu seviyesindeki bir test örneğidir.” ifadesiyle Müslüman kesim aleyhine kin ve düşmanlığı alenen tahrik ettiğini, kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlike ortaya çıkardığını ifade etti.
Bu dini değerleri alenen aşağılayan, kamu barışını bozmaya yönelik provokatif eylemlerin TCK m.216 kapsamında da suç sayıldığını da kaydeden Korku, “Şüphelinin kullandığı ifadeler soyut saygısızlığın ötesinde halkı düşmanca tavırlar göstermesini sağlamaya yönelik kin ve nefret uyandıran ifadelerdir. Üstelik Nişanyan’ın hakareti bunlarla sınırlı da değildir. Daha önce de ağır ve galiz hakaretler şüpheli tarafından kullanılmıştır. TCK hükmü çok açıktır.” dedi.
Anayasamızın 25. Maddesi herkesin düşünce ve kanaat hürriyetine sahip olduğunu, bu sebeple kimsenin kınanamayacağını ve suçlanamayacağını öngördüğüne dikkat çeken Korku, “Ancak ifade özgürlüğü sonsuz ve sınırsız değildir. Gerek ulusal gerekse uluslararası mevzuatta ifade özgürlüğünü; farklılıklar arasında nefret, ayrımcılık, kavga, düşmanlık ve şiddet yaratmaya yönelik olmadığı sürece hukuki koruma görür” şeklinde ifadeler kullandı.
Tekin Korku, dava dosyasında, açıklanan nedenlerle her türlü etik değerden uzak, küçük düşürücü nitelikte hakaret eden yazıları yazan şüpheli hakkında soruşturma açılması ve sonucunda kamu davası açılarak cezalandırılmasını istemenin zorunlu olduğunu belirtti.
Dava dilekçesi;
ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA
MÜŞTEKİ : Tekin KORKU ( T.C. ………..)
ADRES
ŞÜPHELİ : Sevan NİŞANYAN
ADRES
SUÇ :5237 sayılı TCK m.216 Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik ve Aşağılama ile re’sen belirlenecek diğer suçlar
SUÇ TARİHİ : 29.09.2012
TALEP KONUSU :29.09.2012 tarihinde http:/nisanyan1.blogspot.com/ internet sitesinde “Nefret Suçlarıyla Mücadele Etmeli” başlıklı yazısıyla Peygamber Efendimizi (Hz.Muhammed (SAV)) küçük düşüren, onur kırıcı ithamlar ile hakaret eden şüpheli hakkında soruşturma yapılarak kamu davası açılması ve ilgili kişinin cezalandırılması talebimizdir.
AÇIKLAMALAR :
Ben eğitim hizmet alanında faaliyet göstermekte olan sendikalar arasında toplu görüşme ve toplu sözleşmelere katılma hakkına sahip Eğitimciler Birliği Sendikası ( Eğitim Bir- Sen)’nın Ankara 4.No’lu Şube Başkanıyım.
Yüksek malumları olduğu üzere Hz.Muhammed’e (SAV) hakaret eden filme yönelik sert tepki veren ülkelerden biri de nüfusunun tamamına yakını Müslüman olan Türkiye’dir. Filmi fikir ve düşünce özgürlüğü olarak gören kişilerden biri olan Ermeni asıllı Taraf gazetesinin eski yazarlarından Sevan NİŞANYAN Türkiye’de yapılan protestolara karşılık 29.09.2012 tarihinde kendisine ait olan http:/nisanyan1.blogspot.com/ internet blog sitesinde “Nefret Suçlarıyla Mücadele Etmeli” başlıklı yazısında Müslümanlara ve Peygamber Efendimiz’e yönelik;
“Bundan yüzlerce yıl önce Allah’la kontak kurduğunu iddia edip bundan siyasi, mali ve cinsel menfaat temin etmiş bir Arap lideriyle dalga geçmek nefret suçu değildir.İfade özgürlüğü denilen şeyin, adeta anaokulu seviyesindeki bir test örneğidir.” ifadesiyle Müslüman kesim aleyhine kin ve düşmanlığı alenen tahrik etmiş, kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlike ortaya çıkarmıştır. Bilindiği üzere Hz. Muhammed (SAV) Müslümanların dini lideri ve Peygamberidir. Bu dini değerleri alenen aşağılayan, kamu barışını bozmaya yönelik provokatif eylemler TCK m.216 kapsamında da suç sayılmıştır. Şüphelinin kullandığı ifadeler soyut saygısızlığın ötesinde halkı düşmanca tavırlar göstermesini sağlamaya yönelik kin ve nefret uyandıran ifadelerdir. Üstelik daha önce de uluslararası basında Peygamberimize yönelik ağır ve galiz hakaretler olmuş, Müslümanların yoğun tepkisine rağmen olaylar bastırılmaya çalışılmıştır. Nişanyan’ın aradan zaman dahi geçmeden Müslümanlara yönelik mevcut duyguları pekiştiren hakaretleri kamu güvenliği için somut tehlike yaratmıştır. Üstelik kendisine gelen tepkilere yönelik; “Pardon Arap değil miydi? Liderliğinden kuşkunuz mu var? Hangi sözler tam olarak? Arap lideri? Allahla kontak kurmuş? Menfaat elde etmiş? “Allah” ile iletişimde olduğunu söyleyen herkesin, farklı düzeylerde de olsa yalan konuştuğu kanısındayım.” ifadeleriyle karşılık vermiş suç işlemeye devam etmiştir.
Üstelik Nişanyan’nın hakareti bunlarla sınırlı da değildir.Daha öncede ağır ve galiz hakaretler şüpheli tarafından kullanılmıştır. TCK hükmü çok açıktır.
“ MADDE 216 –
(1) Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Söz konusu ifadeler kelime anlamları ve kullanılma biçimleri dikkate alındığında ifade özgürlüğü kapsamında hoş görülemeyecek, eleştiri sınırlarının ötesinde kışkırtıcıdır. Söz konusu hedef kitle ve kullanılan üslubun şiddete davetiye çıkardığının kabulü son yaşanan olaylar çerçevesinde zorunluluktur.
Anayasamızın 25. Maddesi herkesin düşünce ve kanaat hürriyetine sahip olduğunu, bu sebeple kimsenin kınanamayacağını ve suçlanamayacağını öngörür. Ancak ifade özgürlüğü sonsuz ve sınırsız değildir. Gerek ulusal gerekse uluslar arası mevzuatta ifade özgürlüğünü farklılıklar arasında nefret, ayrımcılık, kavga, düşmanlık ve şiddet yaratmaya yönelik olamadığı sürece. hukuki koruma görür.
Açılanan nedenlerle her türlü etik değerden uzak, küçük düşürücü nitelikte hakaret eden yazıları yazan şüpheli hakkında işbu nedenlerle soruşturma açılması ve sonucunda kamu davası açılarak cezalandırılmasını istemek zorunlu olmuştur.
SONUÇ ve İSTEM :
Yukarıda arz ve izah edilen ve re’sen belirtilecek nedenlerle suça konu ifadeleri yazan şüpheli hakkında savcılık makamınca soruşturma açılmasını ve sonucunda kamu davasını açılmasını ve cezalandırılmasını saygılarımla arz ve talep ederim.
Müşteki
Tekin KORKU