Eğitim-Bir-Sen Ev Sahipliğinde 13 Ülkeden 20 Sendika Ankara’da Buluştu!

Eğitim-Bir-Sen’in ev sahipliğinde yapılan, 13 ülkeden 20 sendika ile bir bölgesel örgüt temsilcisinin katıldığı Orta Doğu ve Kuzey Afrika Sendikaları Çalıştayı Ankara’da yapıldı.

Eğitim-Bir-Sen’in ev sahipliğinde yapılan, 13 ülkeden 20 sendika ile bir bölgesel örgüt temsilcisinin katıldığı Orta Doğu ve Kuzey Afrika Sendikaları Çalıştayı Ankara’da yapıldı. Genel Başkanımız Ali Yalçın, çalıştayın açılışında yaptığı konuşmada, güncel dönüşümler ve adil bir dünya arayışında eğitimcilere ve sendikalara önemli görevler düştüğünü söyledi.

Daha adil bir dünya ve tüm insanlar için daha adil bir gelecek adına emek kesiminin güç birliği yapması gerektiğini kaydeden Ali Yalçın, “Onun için biz eğitimciler ve aynı zamanda sivil toplumun önemli temsilcisi olan sendikacılar olarak daha fazla çalışmak zorundayız. İnsan onurunun korunduğu bir dünya düzeni, emeğin değerinin tartışılmaz olduğu bir çalışma hayatı yine bizlerin gayreti ve çabaları ile mümkün olacaktır. Bütün bu olumsuz girişimlere ve sömürü düzenine ancak böyle karşı çıkabiliriz” şeklinde konuştu.

Siyonist İsrail, sergilediği insanlık dışı tutum ve soykırımla insanların birlikte yaşama arzusunu hedef almaktadır

Günümüz dünyasının karanlık ile aydınlık, hak ile batıl, merhamet ile zulüm arasında gidip geldiğine dikkat çeken Yalçın, “Bugün Batı medeniyetinin ulaştığı zirve olarak kabul edilen uluslararası teşkilatlar, kavramlar, değerler ve sistemler anlamını yitirmiş, hatta sorunun kaynağı hâline gelmiştir” ifadelerini kullandı.

7 Ekim 2023’ten bu yana bütün dünyanın gözü önünde işlenen insanlık suçunun, siyonist İsrail’in Gazze’de uyguladığı soykırımın ‘yaldızlı demokrasi’nin cilasının döküldüğü, vicdanlı insanların ise seslerinin ‘güçlü ve muktedir’ devletlerin baskılarına rağmen çıktığı bir dönemi beraberinde getirdiğini belirten Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: “İsrail’in işlediği suçlar karşısında adeta bir deve kuşu misali başını kuma sokan uluslararası toplum aslında toplumların geleceğini ve barış içinde yaşama arzusunu toprağa gömmektedir. Vicdanlı insanların seslerini sokaklarda, kampüslerde ve hayatın diğer alanlarında kesmeye çalışan azgın azınlığın histerik bir biçimde savaş ve soykırım arzusunu görüyoruz. Buna karşı küresel ölçekli bir vicdan hareketi ile Gazze’nin yanında yer aldığımızı haykırıyoruz. Çünkü vicdan susmaz! Bugün siyonist İsrail, Gazze özelinden doğrudan insanlığa saldırmakta, sergilediği bu insanlık dışı tutum ve soykırımla insanların birlikte yaşama arzusunu hedef almaktadır. Maalesef, emperyalist ülkelerin desteklediği bu apartheid rejim insanlığın ürettiği değerlerin ve kavramların köküne kibrit suyu dökmektedir. İsrail’in uluslararası hak ve hukuku tanımadığını deklare ettiği bir küresel sistemin kaostan ve çatışmadan başka bir sonuç veremeyeceği aşikârdır. BM’nin ve diğer uluslararası teşkilatların da bırakın çözüm üretmeyi, sorunun bir parçası hâline geldiğine şahit oluyoruz. Onun için biz diyoruz ki, zaten kuruluş felsefesi dahi sorunlu olan bu sistem ve bu sistemin kurumları tamamen değişmelidir. Çaresiz değiliz, çünkü biz kocaman bir insanlık ailesiyiz.”

Yalçın, son 30 yılda dünyanın inanılmaz değişim ve dönüşümler yaşadığını dile getirerek, şunları söyledi: “Bir çözülme yaşadığımız kesin. Özellikle 90’lı yıllarda ‘tarihin sonu’ denilerek zaferlerini ilan edenlerin bıraktıkları tortu, kaostan başka bir şey değil. Daha düne kadar ‘iyimserliğin ifadesi’ olan küreselleşme bugün kötümser tartışmaların hatta felaket senaryolarının nesnesi hâline geldi. Bir zamanlar deniyordu ki, iletişim teknolojilerinin gelişmesi dünyamızı küresel bir köye dönüştürdü. Bu vakıadan kaçmak elbette mümkün değildi. Ne var ki, bütün bu teknolojik kolaylıklarına rağmen küreselleşme, neoliberal ideolojinin bir nevi sınırlar ötesi taşıyıcısı olarak emperyalizme de yeni bir alan açtı. Hatta öyle ki, hayatımızı kökten değiştiren savaşlar, şiddet dalgası ve buna paralel yaşanan göçler ve bu göçlerin yol açtığı göçmen karşıtlığı, yabancı düşmanlığı ve faşizm işte bu köhne yeni dünya düzeninin bir sonucudur.”

İnsan onurunun korunduğu bir dünya düzeni, emeğin değerinin tartışılmaz olduğu bir çalışma hayatı çabalarımızla mümkün olacaktır

Bugün dünya ölçeğinde yaşanan krizin her geçen gün daha da derinleştiğini vurgulayan Yalçın, “Savaş sadece Orta Doğu coğrafyasını esir almış değil. Ukrayna-Rusya savaşını küresel bir savaşın emaresi olarak görenler çoğunlukta. Bununla birlikte, ekonomik krizler gelişmiş ekonomileri dahi cenderesine almış durumda. Gelir dağılımındaki uçurum belki de tarihin en yüksek seviyesine ulaştı. Emeğin payı da küresel ölçekte her geçen gün azalıyor, tekelleşme artıyor, finansallaşma reel ekonomiyi emiyor. Toplumlar arasında yaşanan gelir adaletsizliği ve fırsat eşitsizliğinin derinleşmesi küremizde yeni hoşnutsuzlukları daha da artırıyor. Öte yandan, salgınlar hayatımızın bir parçası hâline geldi. Orman yangınları, sel baskınları ve iklimsel düzensizlikler, insanlığın yaşadığı krizin bir diğer yüzünü oluşturuyor. Bütün bu krizlerin akılcı çözümü emek kesimi tarafından geliştirilebilir. Daha adil bir dünya ve tüm insanlar için daha adil bir gelecek adına emek kesimi güç birliği yapmalıdır. Onun için biz eğitimciler ve aynı zamanda sivil toplumun önemli temsilcisi olan sendikacılar olarak daha fazla çalışmak zorundayız. İnsan onurunun korunduğu bir dünya düzeni, emeğin değerinin tartışılmaz olduğu bir çalışma hayatı yine bizlerin gayreti ile mümkün olacaktır. Bütün bu olumsuz girişimlere ve sömürü düzenine ancak böyle karşı çıkabiliriz. Biz, sendikamızın kurucusu, şair, mütefekkir Mehmet Akif İnan’ın manifestolaşan dizeleriyle bütün insanlığa şöyle sesleniyoruz: ‘Türkümüz dünyayı kardeş bilendir/ Gökleri insanın ortak tarlası.” Ve ‘önce insan’ diyoruz” diye konuştu.

Amacımız, insanlığın huzur ve refahı olacak her çalışmaya katkı sağlamaktır

“Temel amacımız, insanlığın ortak yaşam, huzur ve refahı olacak her çalışmaya katkı sağlamaktır” diyen Yalçın, şöyle devam etti: “Dünyanın içinde bulunduğu bu kriz zamanlarında sorunların tespitinde ve çözümünde öncülüğü ve paydaşlığı, sendikal bilincin gereği görüyoruz ve bu anlayış doğrultusunda da siz dostlarımızın katkılarını önemsiyoruz. İnsana, insan onuruna, emeğe, hak ve özgürlüklere, refahın adil paylaşımına, insana yaraşır saygın işe, sürdürülebilir kalkınma ile kapsayıcı sosyal güvenlik, hak ve uygulamalarına dair hedeflerimize ulaşmak için omuz omuza mücadele etmek zorundayız. Eğitimciler olarak, adil olmayan, zalim ve kanun tanımaz muktedirlerin olduğu dünyada her zaman hakkı ve hakikati haykırmalıyız. Bu anlayışla, küresel ölçekteki zalimlere ‘yeni bir dünya kurulur ve biz adaletin ve barışın yol göstericileri de o dünyada yerimizi alırız’ demeliyiz. Yine bu doğrultuda, ‘dünya beşten büyüktür’ ve ‘emek sermayeden değerlidir’ iradesini evrensel bilince dönüştürmek bizim öncelikli vazifelerimizden olmalıdır.”

Eğitim-Bir-Sen olarak, küresel kötülüğe karşı iyilikle, karanlığa karşı aydınlıkla, sömürüye karşı özgürlükle, zulme karşı adaletle, cehalete karşı bilgi ve bilgilenmeyle karşı durmanın mücadelesini verdiklerini söyleyen Yalçın, sözlerini şöyle tamamladı: “Dünyayı kötülük sarmışsa biz tek başımıza iyi olamaz, iyi kalamayız. Tek başına adil, tek başına haklı, güçlü ve tek başına özgür olamayız. Onun için dünyanın bütün renkleri ile emeğin, adaletin ve barışın tesis edildiği mutlu bir geleceği hep beraber inşa etmek durumundayız. Savaşın değil, her zaman barışın tarafındayız. İnsanın inşa etmek gibi bir görevi vardır ama yıkmak gibi bir hakkı yoktur. Yaşatmak gibi bir görevi vardır ama öldürmek gibi bir görevi yoktur. Güzelleştirmek gibi bir görevi vardır ama çirkinleştirmek gibi bir görevi yoktur. Biz bir insanı öldürmenin bütün insanlığı öldürmek gibi olduğuna inanırız. Aynı şekilde bir insanı yaşatmak da bütün insanlığı yaşatmak gibidir. Bugün dünyaya ölüm yayanlar, içlerinde bir insanlık yaşatmadıkları içindir. Önce bu hastalıklı bakış değişmelidir. Bu bakışı değiştirecek, yeni ve adil bir dünya kurabilecek olanlar yine biz eğitimciler olacaktır. Daha iyi bir dünyayı hep birlikte aramanın ve kurmanın sorumluluğuyla çaba harcamalı, çalışmalar yapmalıyız. İnsana yaraşan bir hayat ve dünya yine biz eğitimcilerin omuzları üzerinde yükselecektir. Yaşasın emek, yaşasın dayanışma, yaşasın barış.”

Hüsami: “Filistin bizim merkezî meselemizdir”

Arap Eğitim Örgütü Başkanı Cemal Hüsami, eğitim sendikaları ile ‘insanlık medeniyetinde öncülük iddiasında bulunan’ özgür dünya arasındaki ilişkilerin önemine işaret ederek, “Ancak, bu özgür dünya ‘çağdaş tarihin en çirkin soykırım görüntülerine göz yummaktadır” dedi.

“Sendikal, eğitimsel ve öğretimsel konuların ne anlamı kalır, eğer vatanlarımızı kaybedersek? Eğer nesillerimizi kaybedersek, tavsiyelerimizi kime uygulayacağız?” diye soran Hüsami, Filistin’in “bizim merkezî meselemiz” olduğunu” vurguladı, Filistin sendikalarına “kesin desteklerini” yineleyerek, “Filistin ulusal müfredatına yönelik müdahaleleri ve sahte İsrail müfredatını dayatma girişimlerini” reddettiklerini dile getirdi.

Gazze’de yaşananları soykırım olarak nitelendiren Hüsami, soykırımın durdurulması ve insani yardımların geçişine izin verilmesi çağrısında bulundu.

Hüsami, çalıştaya ev sahipliği yapan Eğitim-Bir-Sen’e teşekkür ederek sözlerini tamamladı.

İki oturum gerçekleştirildi

Açılış konuşmalarının ardından oturumlara geçildi. “Güncel Uluslararası Dönüşümler Bağlamında Eğitim ve Sendikalar”ın durumunun ele alındığı çalıştayda, kriz zamanlarında eğitim, sendikal ve toplumsal faaliyetlerin karşı karşıya kaldığı zorluklar ve ortaya çıkan fırsatlar analiz edildi, eğitimde sürekliliğin sağlanması, öğretmenler ve öğrenciler için psikososyal destek ihtiyaçlarının karşılanması ve kriz zamanlarında iş gücünün yeniden şekillendirilmesi gibi konular tartışıldı.

Söz konusu dönüşümlerin nasıl yönetileceği konusunda stratejik bir yol haritası oluşturmayı amaçlayan çalıştayın “Artan Uluslararası Krizler Karşısında Eğitim, Değerler ve İnsan Hakları” başlıklı birinci oturumunda, Filistin Öğretmenler Birliği Genel Sekreteri Said Arzaiqat, Cezayir Ulusal Eğitim ve Formasyon İşçileri Birliği’nden Sadık al-Daziri, Filistin İşçi Sendikaları Konfederasyonu Genel Sekreteri Dr. Wael Nazif “Çatışmaların Artışı Işığında Eğitim ve Ahlaki Kriz ile Sendikal Sorumluluk” konusunda görüş ve önerilerini dile getirdiler.

Irak Öğretmenler Sendikası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Bassam Majid Şakir, Lübnan Öğretmenler Sendikası Başkanı Nima Girgis Mahfouz ve Kuveyt Öğretmenler Derneği Başkanı Hamad al-Houli “Kriz ve Fırsat: Eğitimin ve Sendikal Faaliyetlerin Geleceğini Şekillendirmek” hususunda birer konuşma yaptılar.

“Yapay Zekânın Eğitim ve Öğretmenler Üzerindeki Etkisi” başlıklı ikinci oturumda, Birleşik Arap Emirlikleri Öğretmenler Derneği Başkanı Salah Khamis al-Husni, Bahreyn Eğitimciler Sendikası Başkanı Safiye Şemisan “Sürdürülebilir ve Yenilikçi Sendikal Eğitim”e ilişkin birer sunum yaptılar.

Eğitim Danışmanı Dr. Nashwa Ibrahim Hamdi Abdel Aziz Turki “Daha Sürdürülebilir Bir Eğitim İçin Dijital Dönüşüm ve Eğitim”, Kuzey Irak Öğretmenler Sendikası Başkanı Ahmed Sabir “Teknoloji ve Yapay Zekânın Öğretmenlik Mesleğine Etkisi”, Fas Ulusal Eğitim Çalışanları Birliği Başkan Yardımcısı Sayın Halid al-Sati, Mısır Öğretmenler Birliği Başkanı Yasir Arafat ise “Bilimsel Açığın Ulusal Egemenlik Üzerindeki Etkisi” hakkında konuştular.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

MEB PERSONEL Haberleri