Umarım hükumet bu girişimi eline yüzüne bulaştırmadan layığı veçhile yapar da memleket hizmet görür.
Doğuya kıdemli öğretmenleri gönderme fikri çok güzel bir gelişme.
Umarım hükümet bu girişimi eline yüzüne bulaştırmadan layığı veçhile yapar da memleket hizmet görür.
Zira doğu diye tabir ettiğimiz bölge gerçekten mahviyet sahibi öğretmenlerin himmetlerine ihtiyaç duyuyor.
Bölge halkı kendilerini anlayan, onlarla ünsiyet kurabilen, yöre insanına yukardan bakmayan eğitimcileri bekliyor.
Açık konuşmak gerekirse o bölgeye gidecek eğitimciler beş vakit namazda camide görülmeye gayret edecek, kahvede çay içecek, konu komşunun acı ve tatlı gününde yanlarında olacak, düğününe derneğine aktif olarak katılacak, askerini uğurlayacak, cenazesinde kabire kadar gidecek vatandaşın her daim yanında olacak…
Halkla hemhal olamayacak kadar şahsi konforuna düşkün kimseler bu işten uzak durmalılar. Bir adam yaratmak davasını güdenler, böyle gelmiş böyle gitmez diyenler, ben arkamda kubbede hoş bir sada bırakmak istiyorum, asıl olan da budur diyebilenler bu yola çıkmalı.
Doğu illerine gidecek öğretmenlerimiz maaş hesabı yapanlardan olmamalı, kıdem artırma derdinin müptelası olmamalı.
Hâsılı kelam bu hizmete talip olanlar kelimenin tam anlamıyla alperen ruhlu gönüllü eğitimciler olmalı. Kıdem çok öne çıkmamalı. Yeni göreve başlayan alp gönüllü meslektaşlar bu hizmetlerini ifa ederlerken neticede alperen olacaklardır. Hizmet adamı pişirir.
Her türlü sınava aç kalmışçasına saldıran, bir makam veya mansıp kapabilmek olmadık hallere giren insanlardan öğretmen olamaz, öğretmen olamayan eğitimciden de idareci hiç olmaz…
Adil Gülmez