DİNÇER BAŞKA BİR ÜLKEDE Mİ YAŞIYOR?

Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu'nun “Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer Başka Bir Ülkede mi Yaşıyor?” başlıklı basın açıklaması metnidir.

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in, koltuğuna henüz ısınırken yaptığı “Öğretmenler 3 ayın tamamında tatil yapmayacaklar, ihtiyaç duydukları kadar tatil yapacaklar, onun dışında eğitime tabi tutulacaklar” şeklindeki açıklaması aklımıza iki ihtimal getirmiştir: Bakan ya Türkiye’den başka bir ülkeden söz etmektedir ya da öğretmenleri piyasalaştırmanın ve esnek çalışmanın daha da yaygınlaşacağı bir sisteme ikna etmenin yolunu bulmaya çalışmaktadır.

Sayın bakana öncelikle hatırlatmamız gerekir ki, ülkemizde bir ilköğretim öğretmeni 60, lise öğretmeninin ise 30 gün tatil yapmaktadır. “Öğretmenlerin niteliğini yükseltmeyi” hedef aldığını ifade eden Dinçer’e, Türkiye’de öğretmenlerin gerekli fiziki donanımdan yoksun ve özellikle de büyük kentlerde 45-50 kişilik sınıflarda eğitim vermek durumunda kaldıklarını hatırlatıyoruz. Türkiye’nin birçok köşesinde, dört kişilik çekirdek aileyi güçlükle geçindirebilecek maaş alarak görev yapan öğretmenlerimizin, Bakan’ın ifade ettiği gibi üç ay tatil yapamadıkları herkesçe bilinmektedir. “Saygınlık kazanmamız için bu durumu onlar da kabullenmeliler” diyen bakan bilmelidir ki, öğretmenlik bugün Türkiye’de özveri ile icra edilmektedir. Öğretmenlere verilecek ek eğitimlerle Türkiye’deki eğitimin “saygınlığını” ve niteliğini arttırmayı düşünmek var olan bütün nesnel yetersizliklerin öğretmenlerden kaynaklandığı yanılsamasını yaratmaktır. Öğretmenlerin bu yeni eğitim programlarına tabi hale getirilmesini “performans uygulamaları” olarak adlandırmak istemeyen Dinçer, performans değerlendirmesinin özünün öğretmenlere daimi bir yetersizlik duygusu aşılamak ve böylece onları esnek ve güvencesiz istihdam koşullarına hazırlamak olduğunu bildiğimizi unutmamalı ve yapılan isim değişikliğinin sorunu çözmediğini bilmelidir.

Bugün Yunanistan’daki emekçilere de, krizin bedelini ödemeleri istenirken “çok tatil yaptıkları ve az çalıştıkları” yalanı söylenmektedir. Biz sermayenin dilini ve bu söylemin altında yatanları iyi biliyoruz. Bu dilin eğitim alanındaki temsilcisi Milli Eğitim Bakanı’na; öğretmenlerin niteliğinin yükselmesini istiyorsa, her şeyden önce insanca yaşama ve çalışma koşullarıyla oluşturulan güvenceli işin kendilerine verilmesinin şart olduğunu hatırlatıyoruz.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

MEB PERSONEL Haberleri