Devletin derini yoktur

Savcının, sivil olan Kemal ve Neriman Aydın'ı kastederek, “Neden üstleriniz hakkındaki konuşmalara sessiz kalıyorsunuz?” diye sorduğu Çelebi, “TSK ile ilgili iyi niyetlerini biliyorum. Telefonda konuşurken edebi şaheser yaratmazsın. Duygusal patlama da yaşanabilir. Bağırır, sinirlenirsin. Ama bunlar gerçeği yansıtmaz” yanıtını verdi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Cezaevi Yerleşkesi'nde oluşturulan salonda görülen davaya dün de devam edildi.
Üye hâkim Sedat Sami Haşıloğlu, sanık Çelebi'ye, tutuklu sanıklardan Durmuş Ali Özoğlu'nun faili meçhul cinayetler ve bazı şüpheli ölümlerin, MİT bünyesindeki Kontraterör Dairesi ile irtibatlı kişilerce gerçekleştirildiği iddialarını içeren “Gizli Savaşın Şehitleri” adlı yazısını sordu. Çelebi de, “Eşref Bitlis Paşa'nın durumuyla ilgili soruşturmalar yapılıyor. Bunlar iddialardır” dedi.
Haşıloğlu'nun, “Sizce 'Derin devlet, devletin derinliği' ne ifade ediyor? Bunların arasındaki fark nedir?” sorusuna Çelebi, şu yanıtı verdi: “Devletin derinliği, binlerce yıllık Türk tarihidir. O derinliğe yan bakan gözler o derinliklerde boğulur. Bir devlet vardır. Devletin sığı, derini yoktur. Bana göre derin devlet diye bir kavram yoktur.”
Tutuklu sanık Hamza Demir de 25 aydır var olamayan bir örgüte üye olduğu için tutuklu bulunduğunu öne sürerek şunları söyledi: “Allah rızası için bu örgütü bulun. Boşa yatmış olmayalım. Yoksa olmayan bir örgüte üye olmaktan yatan ilk bizler olacağız.”

Milliyet