Derginin editörlerinden James Traub, makalesine Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun aktardığı bir olayla başladı. Makaleye göre, Davutoğlu, Bosna Hersek ile Sırbistan arasında arabuluculuk yürütürken, hayatında da önemli bir istisna yaptı. Traub bu olayı şu şekilde aktardı:2009 sonbaharında taraflar arasında anlaşma sağlamak için bir gece Saraybosna havaalanında Bosna lideri (Haris Silaciç) ile biraraya gelmişler. Slaciç çok sigara içiyormuş. Dindar bir Müslüman olan Davutoğlu normalde sigara içmiyor ama bu kez bir istisna yapmış ve Silaciç'ten bir sigara isteyip içmeye başlamış.Bu görüşme sırasında Silaciç Sırpların özrünü kabul etmeye karar vermiş. Kriz de böylece aşılmış. Davutoğlu bu diplomasi yaklaşımını, Batıda çok meşhur olan Bir Türk gibi sigara içmek sözüne göndermeyle Bir Bosnalı gibi sigara içmek olarak tanımlıyor.DIŞ POLİTİKAYA ÖVGÜLER Davutoğlu'nun aktardığı bu olayla başlayan makalede, Davutoğlu, Sıra dışı bir figür: Zeki, yorulmaz, kendini övmeyi sever, anlattığı hikayelerin kahramanı her zaman için kendisidir şeklinde tanımlandı.Başbakan Tayyip Erdoğan ve Davutoğlunun Türkiye siyaset için ortak bir vizyon taşıdıklarını da belirten Traub bu vizyonu, Osmanlı İmparatorluğunun boşluğunu doldurmak üzere büyüyen, yeniden canlanmış bir Türkiye olarak nitelendirdi. Türkiye'nin Ortadoğu gibi tehlikeli bir bölgede yükselen bir güç olduğunu ifade eden Traub, "Dolayısıyla Obama'nın ilk yurtdışı gezisine Türkiye'yi de dahil etmesi rastlantı değil" dedi.Yazar, Davutoğlu'nun "Stratejik Derinlik" kitabıyla tanınan bir akademisyen olduğunu hatırlatarak, kitabın Yunanca, Arnavutça ve Arapça gibi dillere çevrildiğini ifade etti."TÜRKİYE'NİN YÜZYILI" Traub, makaleyi hazırlarken Davutoğluyla yaptığı bir çok görüşmenin yanı sıra analistlerin görüşlerine yer verdi."Türkiye, Ortadoğu'nun popüler kültürünü ve ciddi fikirlerini ihraç eden, ziyaretçi çeken 'yumuşak güç' devi" yorumunu yapan yazar, Carnegie Barış Vakfı'nın Lübnan'da yaşayan analisti Paul Salem'in "Bu Türkiye'nin yüzyılı olabilir. Çünkü Türkiye Ortadoğu'da gerçekten geleceğe bakan tek ülke" sözlerini aktardı.Zaman zaman Davutoğlu'nun oynadığı rolü olduğundan daha önemli gördüğü yorumunu da yapan Traub, Davutoğlu'nun 2005 yılında Iraklı Sünniler arasındaki arabuluculuğuyla ilgili anlattığı anekdotun bunun en iyi örneği olduğunu belirtti.Davutoğlu, Traub'a anlattığı hikayeye göre, Sünni grupların temsilcilerinin haftalarca kavga etmelerine izin vermiş, sonra da onlara Bağdat'ın (ve dolayısıyla Irak'ın) parlak tarihini anlatıp utandırarak bir araya gelmelerini sağlamıştı. Bunun üzerine ABD'nin Irak Büyükelçisi Zalmay Halilzad İstanbul'a gelerek bu barışmayı kutlamıştı.Ancak meseleyi yakından izleyen bir eski ABD'li yetkili, bunun o kadar da büyük bir olay olmadığını hatta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül kendisini aradığında, "Her zaman görüştüğümüz insanlarla bir daha görüşmek için neden İstanbul'a gidiyoruz?" diye sormuş ancak "Gül'ü memnun etmek adına" kabul etmişti.'TÜRKİYE'Yİ KİM KAYBETTİ' DİYEN, BİZİ PARÇASI OLARAK GÖRMÜYORDURTraub, son iki yıldır sürekli olarak tartışılmakta olan Türkiyenin yüzünü doğuya döndüğü meselesiyle ilgili olarak da Davutoğluyla yaptığı bir sohbeti anlattı.Bu Davutoğlunun yanlışlığını göstermek için çok uğraştığı bir söz diyen Traub, bir NATO görüşmesinin ardından Brüksel-Ankara uçağında, Davutoğlunun kendisine söylediklerini şöyle anlattı:Bugün bir AB varsa, NATOnun şemsiyesi altında gelişmiştir. Peki buna Soğuk Savaş yıllarında en çok kim katkı yaptı? Türkiye. Dolayısıyla birileri Türkiyeyi kim kaybetti? diye sorduğunda bu Türkiye için bir hakarettir. Neden? Çünkü bunu söyleyen Türkiyeyi bizin bir parçası olarak görmüyor demektir. Bu Türkiyenin özne değil, nesne olduğu anlamına gelir. Biz uluslararası kamuoyunun ajandasında bir kriz maddesi olmak istemiyoruz. Biz uluslararası kamuoyunun kriz çözen bir parçası olmak istiyoruz.ABD'NİN DEĞİL, TÜRKİYE'NİN DERİNLİĞİ VARBu doğrultuda Davutoğlunun uluslararası ilişkiler anlayışını da yorumlayan Traub, Davutoğlunun sözleriyle ABDnin hiç stratejik derinliği yok, Türkiyenin derinliği ise çok. Böyle bir küresel güçle, bir bölgesel güç mükemmel bir ortaklık oluşturuyor dedi.milliyet