Darbeyi duyan kaçtı

Genelkurmay'a ziyareti Ankara kulislerini hareketlendiren Başbakan Yardımcısı Çiçek, Hürriyet'e öyle bir anısını anlattı ki..

 

Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Genelkurmay Karargâhına yaptığı ziyareti eleştirenlere sert yanıt vererek, “Asıl darbe söylemlerinin olduğu günlerde devreye girmek milliyetçiliktir. Karargâha da sıkıntıyı yerinde görmek için gittim. Gün ağarınca mezarlıktan geçen çok olur” dedi.

SABAH OLSUN HAYROLSUN DİYENLER..

Çiçek, darbe söylentisiyle ilgili bir anısını da aktararak şunları söyledi: “Türkiye'de bir süreden beri askerlerin istifa edeceği, darbe yapacağı ya da sisteme bir müdahalede bulunacağı yönünde bir hava pompalanıyor. Bu maalesef Türk yakın siyasi tarihinde en çok prim yapan söylem. Bana göre bu söylenti bile bugünün Türkiyesi'ne, onun kurumlarına hakaret. Bu ülkede darbe adı geçince bile karakter deformasyonuna uğrayanlar olur. Son 27 Nisan bildirisinde bile korkudan yorganı çekerek, bizimle irtibatı kesip 'Sabah olsun hayrolsun' diyen dostlarımızı biliyoruz. Bu ülkede halimizin bu konularda ne kadar içler acısı olduğunu anlatan o kadar güzel bir olaya tanıklık ettim ki. Bu bana en güzel tecrübedir.

ÖZEL KALEMİMLE ÇAYCIM BİLE ORTALIKTAN KAYBOLDU
Yıldırım Akbulut'un Başbakanlığı sırasında bir anda dönemin Genelkurmay Başkanı Necip Torumtay'ın istifası (3 Aralık 1990) ile sarsılmıştık. Rahmetli Turgut Özal Cumhurbaşkanı idi. Körfez krizinin gergin günlerini yaşıyorduk. O gün ben Devlet Bakanı'ydım ve eski Başbakanlık'ta odamda oturuyordum. Kâmran İnan da aynı binadaydı. Ajans'tan metni istedim. Sadece bir cümle ile istifayı duyuruyorlardı. Gizemli bir hava vardı. Bir anda başkente bu istifanın bir darbenin ayak sesi olduğu havası yayılmış. Millet bir anda kaçışıvermiş. Başbakanlık koridoruna çıktım. Yanımdakilerin büyük bölümü, hatta özel kalemim bile muhtemel gelişmelere karşın hükümetin yanında olmadığını göstermek için ortadan kaybolmuş. İnanmazsınız çaycım bile kaçmıştı.

ASKER DOSTU BÜROKRATIN ODASINDA TOPLANMIŞLAR
Diğer bakanların da yaşadıkları benden farksızdı ve yalnızdılar. Daha acısı, Başbakan Yıldırım Akbulut da yalnızdı. Kimse aramamıştı. Düşünebiliyor musunuz yaşadıklarımızı? Bu ülkenin başbakanı, bakanı birbirlerine çaresizlik içinde bakıyordu. Sonra Başbakan ve Başbakanlık Müsteşarı Sabahattin Çakmakoğlu ile bir araya geldik ve istifada ne yapılır mevzuatını incelemeye başladık. Tam bu sırada odaya Adalet Bakanı Oltan Sungurlu girdi. Bize, 'Ya olmaz böyle şey. Bizim bakanlıkta da darbe olur diye millet çekip gitmiş, kalan bürokratlar ise askere yakınlığı ile bilinen bir bürokrat arkadaşın odasında toplanmış' dedi.”

ERDAL İNÖNÜ'NÜN O TELEFONUNU UNUTMAM
Cemil Çiçek, o günlerde Erdal İnönü'nün olaya yaklaşımını ise şu sözlerle övgüyle andı: “Akbulut ile üzüntümüzü atıp inisiyatifi ele almaya çalıştık. İstifayı kabul ettiğimizi açıkladık. Burada çok önemli bir tarihi gerçek var. O gün bizi arayıp tek destek veren kimdi biliyor musunuz? Muhalefette karşımızdaki en önemli isim Erdal İnönü. Bize, 'Ortada darbe lafları dolaşıyor. Böyle bir şey olursa hükümette kalmanız için en önce ben devreye girerim. Demokrasi kesintiye uğramaz' dedi. Bunu asla unutamam. Ona büyük saygı duyarım. Anlatmak istediğim, gün ağarınca mezarlıktan geçen çok olur. Önemli olan karanlıkta ıslık çalarak ve kendine güvenerek o mezarlıktan yürümektir. Ben de karargâha bu amaçla, sıkıntıları yerinde dinlemek ve spekülasyonların önüne geçmek için gittim.”(Metehan Demir / Hürriyet)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

KAMU PERSONELİ Haberleri