Yeni anayasada cumhuriyetin demokratik ve laik yapısının mutlaka korunması gerektiğini de belirten Karakullukçu şöyle konuştu:
Sultanlık değil
- “Demokratik bir yönetim biçimidir başkanlık veya parlamenter sistem. Bunlar demokrasi dışındaki şeyler değildir. Yani sultanlık değildir başkanlık sistemi. Bazı ülkelerde başarıyla uygulanmaktadır. Başkanlık sisteminin siyasi istikrar doğurması, ekonomiye olumlu yansıması, başarılı bir kuvvetler ayrımı gibi avantajları bulunmaktadır. Yeniliğe açık olmamız lazım. Herkesin ne olursa olsun üstündeki kıyafetten ayakkabısının bağcığına kadar yeniliğe açık olması lazım. Değişiklikten bir şey kaybetmezsiniz. Beğenmezseniz geri değiştirirsiniz ama bir yapın bakalım, ondan sonra görün.
Engel olmayın
- Yeni anayasada öncelikle devletin şeklinin cumhuriyet olduğu, cumhuriyetin demokratik ve laik olduğu, hukuku esas aldığı vurgulaması, toplumumuzun her kesimi tarafından kabul gören ve evrensel değerlere uygun olması nedeniyle de mutlaka korunması gereken özelliklerdir. Devlet kendi halinde süre giden yaşama müdahil olmamalıdır.
- Bizim idareyi anlama ve ondaki gelişmeleri takip etme gayretimiz bulunduğu gibi idarenin de Danıştay’ı takip etme ve ona göre faaliyette bulunmasını beklemekteyiz. Beklentimiz istikrar kazanmış kararlarımızın idarece tüm emsal olaylara uygulanması ve bunların tekraren davaya dönüşmesine engel olunmasıdır. Geçen yıl 110 bin 22 dosyayı karara bağladık. Bu rakam son yıllar içindeki en yüksek sayı. Ancak yine de derdest dosya sayısı arttı.
Dava düzenlensin
- İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2’nci maddesinde iptal davalarının menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılabileceği hükme bağlanmıştır. Menfaat kavramının hak kavramı kadar dar olmadığında kuşku bulunmamaktadır. Ancak menfaat kavramının toplumda yaşayan herkesin dava açabileceği biçimde genişletilmesi de doğru değildir. Bu kapsamda dernek, sendika, oda ve birlikler gibi tüzel kişilerin dava açma ehliyetini konu alan içtihadın, hak arama hürriyetini kısmayacak şekilde yeniden değerlendirilmesinde yarar vardır.
Tuzu kokutmayın
- Yargı mercileriyle ilgili güven ve itibar duygularını sarsıcı demeçler vermek, değerlendirme, yayınlar yapmak kamunun yararına değildir. Tuzu kokutmamak gerekir. Bundan herkes zarar görür. Yargının adalet adına son sözü söyleyen merci olması nedeniyle itibarının korunması lazımdır.
- İdari yargıda istinaf mahkemeleri derhal kurulmalıdır. Kamu Denetçiliği Kurumu’nun hayata geçirilmesinde yarar vardır. Etkin işleyecek denetçiliğin idari yargının yükünün hafiflemesine katkı sunacağını düşünmekteyiz. Adalet hızlı yapılacak yargılamaya kurban edilemeyecek kadar değerlidir.”
19 Mayıs kararı doğru
DANIŞTAY Başkanı Hüseyin Karakullukçu, Danıştay’ın verdiği 19 Mayıs kararının doğru olduğunu, karara sert tepki gösteren Milli Eğitim Bakanı’nın sözlerinin ise “Kendi takdiri” olduğunu söyledi. Karakullukçu dün gazetecilerin bu konudaki soruları üzerine şöyle dedi: “Eleştiri boyutları içerisinde normaldir. İdareciler buna tahammül göstermelidir ama yargının bir özelliği vardır, yargı hepimize lazımdır. Yargı güçlü görünmek, güçlü olmak zorundadır, dedik. O meyanda olması lazım. Sayın Bakanımız öyle söylemde bulunmuş ama biz ona cevap vermedik, kendi takdirleridir. Aslında kararlarımız yerindedir eleştirilecek bir durum göremiyoruz. (Kararı dolanma niteliğinde olacak düzenlemeler var değerlendirmesi üzerine) Dolanma niteliğinde değil. Zaten kararın mahiyeti de ‘Yönetmelik hatta genelge varken siz genelge ile bazı şeyleri düzenleyemez veya ortadan kaldıramazsınız, yani bunun zımnında siz bir değişiklik yapmak istiyorsanız bu konudaki yönetmeliği dikkate almak suretiyle önce onları değiştirin ondan sonra genelgeye gelin’ anlamındadır verilen karar. Doğrudur, yerindedir.”
İlk 3 madde korunmalıdır
TÜRKİYE Barolar Birliği (TBB) Başkan Yardımcısı Talay Şenol da törendeki konuşmasında, Balyoz davasında avukatların dışarı çıkarılmasını incitici bulduklarını, savunma hakkının engellediğini savundu. Şenol, “Maalesef çeşitli seviyelerdeki hâkim ve savcılarımız devleti korumayı, insan haklarını korumanın üzerinde tutan tutum ve davranışlar sergilemektedirler” diyerek şöyle konuştu: “TBB ve barolarımız nereden ve kimden gelirse gelsin bize emanet edilen laik demokratik cumhuriyetimize yönelik her türlü istismar ve saldırıya karşı geçmişinden aldığı güçle her zaman olduğu gibi gelecekte de örgütsel refleksini ve karşı duruşunu her koşul ve şartta sergilemeye devam edecektir. Devletin şeklini, cumhuriyetin niteliklerini, devletin bütünlüğünü, bayrağın şeklini, resmi dilin Türkçe, ulusal marşın İstiklal Marşı, başkentin Ankara olduğunu düzenleyen ilk üç maddesinin aynen korunması gerekir.”
Arzularınız bihakkın yapılıyor
DANIŞTAY Başkanı Hüseyin Karakullukçu ve üyeler Anıtkabir’i ziyaret etti. Karakullukçu, Anıtkabir Özel Defteri’ne özetle şunları yazdı: “Ülkemizin bağımsızlık içinde muasır medeniyetler seviyesine yükselmesi yönündeki idealiniz, bizlere ilham vermektedir. Hukukun üstünlüğü ve hukuka bağlı idare için üstün çaba sarf eden Danıştay, belirttiğiniz gibi muasır medeniyeti tek ve yegane rehber olarak kabul etmektedir. Bize hedef olarak gösterdiğiniz bu ülküye her zaman olduğundan daha yakın olduğumuzu gururla size arz etmek için buradayız. Bugün Danıştay, kurarken arzuladığınız işlevleri bihakkın yerine getirmektedir.”
Cüppeler yenilendi
Danıştay üyeleri yeni kıyafetlerini ilk kez dün giydi. Resmi kıyafet siyah kumaştan, geniş kollu ve düğmesiz cüppe şeklinde. Cüppelerin yakaları sert ve dik,
Kuzeyin Uşakları
DANIŞTAY’ın 144’üncü kuruluş yıldönümü töreninde devletin zirvesi biraraya geldi. Konuklar kapıda Polis Bandosu eşliğinde karşılandı. Bando, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün gelişinde Mehter Marşı, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın gelişinde “Memleketim” şarkısını çaldı. Tanıtım filmi ve klasik müzik gösterisinin ardından geçen yıllardan farklı olarak “Kuzeyin Uşakları” adlı halk oyunları ekibi gösteri yaptı. Gül, Erdoğan ve Karakullukçu folklor ekibiyle hatıra fotoğrafı çektirdi.
Hürriyet