Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Ekim ayı Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuşuyor.
İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
Ana muhalefet partisi önce seçim sonuçlarının üzerine gölge düşürmeye çalıştı, başarılı olamadı. Sonuçları kabullenmek zorunda kaldı. Biz bu arada kabinemizi kurduk. Yeni yönetim sistemini çalıştırmaya başladık. Hem içeride hem dışarıda, siyasi ve ekonomik olarak çok önemli atılımların hazırlıkları içine girdik.
Hiçbir rasyonel sebebi olmayan bir kur saldırısı başladı. Bir anda tırmanışa geçen döviz kurlarını, faizlerin artışı ve enflasyonun yükselişi takip etti. Ülkemiz içindeki kimi kesimler de ateşi söndürme gayretine destek vermek yerine adeta ateşe odun taşıdılar. Sosyal gerilimler, siyasi kaos, darbe girişimleri... Terör örgütleriyle diz çöktürmeyenlerin ekonomi kozunu da boşa çıkardık..
Ve bu saldırı dalgasını belli bir yerde kontrol altına almaya başardık. Her şeyde bir hayır vardır. Cari açığı düşürmeye ve tasarrufları artırmaya yönelik yapısal reformumuzu hızlandırmış olduk.
Nasıl bugün birliğimiz beraberliğimiz, kardeşliğimiz daha iyi yerdeyse ekonomimiz daha ileri bir seviyeye ulaşmış durumda. Halen çözüm bekleyen sıkıntılarımız yok mu? Elbette var. Piyasadaki nakit sıkıntısının, kredi kanallarının daraldığını, üretim ve istihdamda dikkatle üzerinde durulması gereken gelişmelerin yaşandığını da biliyoruz. Hepsiyle ilgili hazırlıklarımız, planlarımız var.
Herkesten sabır istiyoruz. Bu dönemde tüm kesimlerin kendi kaynaklarını daha etkin şekilde kullanarak çarkların dönmesini sağlaması çok ama çok önemlidir. Darbe girişiminin ertesi günü bile üretimin başında olan milletimizden bugün de aynı dirayetli ve milli tavrı göstermesini bekliyoruz. Fevkalade dönemler, tedbirler ve onunla birlikte fedakarlıklar gerektirir. Devletiyle, milletiyle fedakarlığımızı yaptık ve bu sürecin üstesinden geldik. İnşallah bundan sonra işimiz daha da kolay olacaktır.
Bugün de yarın da her ne yapacaksak yine milletimizle birlikte yapacağız. Sizlerden vatandaşlarımıza bu durumu anlatmanızı özellikle istiyorum. Milletimizin gönlünü fethetmeden hedeflerimize ulaşamayız. Bu mesele sadece bir seçim meselesi değildir. Bu bir beka meselesidir, 2023 hedeflerimiz meselesidir.
Partimiz hiçbir zaman 'ben' diyenlerin partisi olmamıştır. Bundan sonra da olmayacaktır. Çünkü bizim kitabımızda 'ben' yoktur 'biz' vardır. Tıpkı Yunus gibi; 'Ete kemiğe büründüm, Yunus gibi göründüm' mesele bu. Biz AK Parti'nin kaderiyle ülkemizin kaderini aynı görüyoruz. Bu ülke ayaktaysa AK Parti işini doğru yapıyor demektir. Türkiye'nin başına bir hal gelirse AK Parti olsa ne olur olmasa ne olur? Onun için ülkemize sahip çıkacağız.
Buradan tekrar ifade ediyorum ki; Bizim tek andımız İstiklal Marşımızdır.
Türkiye ekonomiyi silah, kur, faiz; bu mermilerin karşısında, bunları kullanan çevreler tarafından hedeflerinden uzaklaştırılmaya çalışılırken biz tarihi başarılara yine imza atmayı sürdüreceğiz.
İdlib'de büyük bir felaketin önüne tüm dünyanın takdirini kazanan bir gayretle geçmeye başardık. Bazıları soruyor dış politika... İşte buyur dış politika.
"İŞTE BU DİPLOMASİ ZAFERİDİR"
Buraya durup dururken gelmedik. Belli gayretleri ortaya koyarak geldik. İşte bu diplomasi zaferidir. Bunu böyle başardık. Bizim tek bir amacımız vardır, bölgedeki krize Suriye'nin toprak bütünlüğü temelinde her kökenden kesimi kucaklayacak, adil, sürdürülebilir demokratik siyasi bir çözümün bulunmasıdır. Ülkemizde yaşayan 3,5 milyon Suriyeli, 500 bin Iraklı bütün bu kardeşlerimizin geleceklerini kendi vatanlarında görmelerini temin edebiliriz.
Kimseyi zorla, ciddi tehditlerin bulunduğu bir coğrafyaya göndermeyi aklımızdan dahi geçirmedik, geçirmeyeceğiz. Böyle bir tavır, ne kültürümüze, ne medeniyetimize ne de ahlakımıza sığar.
Ha ana muhalefet partisinin başındaki zatın ve çevresindekilerin vicdanına, ahlaki anlayışına sığabilir. O bizi ilgilendirmiyor, biz kendimizden mesulüz. Onların sırtında yumurta küfesi yok, boş bir küfeyle dolaşıyorlar. Ama bizde var. Biz adımlarımızı atacağız.
Şimdi sırada Fırat'ın doğusundaki terör yuvalarının ortadan kaldırılması ve bu bölgenin gerçek sahipleri olan Suriyeli kardeşlerimizin hayat alanı haline getirilmesi vardır.
ABD, Münbiç konusundaki vardığımız mutabakatı bizi oyalama aracı haline dönüşmüştür. Er veya geç arzu ettiğimiz noktada çözüleceğine inanıyoruz. Şu anda devriye güçlerinin Gaziantep'te birlikte çalışma yaptıklarını biliyorsunuz. Artık Münbiç'te oyalanmak yerine dikkatimizi ve enerjimizi Fırat'ın doğusuna çevirmekte kararlıyız. Fırat'ın doğusunda Türkiye tehdit ediliyor. Biz kimseyi tehdit etmiyoruz. Kimsenin de sınırlarımızın dibinde bize tehdit oluşturacak işler yapmasına izin vermeyiz. Zaten terör koridorunu dağıtmış vaziyetteyiz. Ama yeniden oluşumlar bizim açımızdan kabul edilemezdir. Oralar bizim kırmızı çizgimizdir.
DEAŞ'ın bölgede yapılan operasyonlar için bir bahane olarak kullanıldığı tüm çıplaklığıyla ortaya çıkmıştır. Bugün hala ülkemizi tehdit eden terör örgütüne verilen desteği meşrulaştırma gayretine devam ediliyor. Biz DEAŞ adına sahaya sürülen çapulcuların kim tarafından korunduğunu, silahlandırıldığını çok iyi biliyoruz. Bölgeye getirilen 19 bin TIR ve kargo dolusu silahın DEAŞ ile alakalı olmadığını da çok iyi biliyoruz. Rejim ile terör örgütü arasında yaşanan kavganın, petrol sahalarını kontrol kavgasıydı.
Daha bildiğimiz pek çok şey var. bir kez daha ifade ediyorum. Bizim kimseyle kavga etmek hele hele fiili çatışmaya girme hevesimiz yoktur. Tek gayemiz, ülkemize yönelen tehdidi kaynağında, kalıcı olarak ortadan kaldırmaktır.