Üniversite sınavının ilk ayağı Yükseköğretime Geçiş’in (YGS) yapılacağı 27 Mart yaklaştıkça öğrenciler ve aileleri de çalışma tempolarını iyice artırdı. 1 milyon 680 bin adayın gireceği YGS için bir yandan konu eksiklerini tamamlayan, bir yandan test pratiği yapan adaylar bu sırada okuldan ve sosyal hayattan kopuyor. Bunun en çarpıcı örneği geçen hafta İstanbul’da oldukça yüksek puanla girilen köklü bir Fransız Lisesi’nde yaşandı.
TARİH DERSİNDEN ÇIKAN SORU
Tarih dersinde izletilen Yahudi soykırımını anlatan filmin ardından yapılan tartışmada lise son sınıf öğrencisi bir genç, öğretmenine ‘Hitler, kaç kişiydi?’ diye sordu. Öğretmen bu soru karşısında ne cevap vereceğini şaşırırken bu vahim durumu değerlendiren eğitim uzmanları “Çocuklarınız YGS’ye çalışacağım derken, çevrelerinden olup bitenden, geçmişlerinden, tarihten, edebiyattan, kültürden kopmamalı. Bu uzaklığı yaşayan öğrenciler üniversiteyi kazandıklarında büyük sorunlar yaşıyor” dedi.
HAYAT DERS ÇALIŞMAKTAN İBARET DEĞİL
Bu durumun kabul edilir bir durum olmadığını ve önüne geçilmesi gerektiğini belirten uzmanlar şu uyarılarda bulundu: Bu konuda özellikle ailelere büyük iş düşüyor. Hayatı tamamen ders çalışma ve sınavlardan ibaret görmemeliler. Bu düzlemde hayat yaşayan gençler, üniversiteyi kazanınca büyük sıkıntı yaşıyor. Hem bunun olmasını engellemek, hem de okuyan, farkında olan, düşünen bir genç nesil yetiştirmek için çocuklarımızın ders dışındaki hayattan da haberdar olmalarını sağlamak gerekiyor.
Stargazete