Ve bu konuda, başka ülkelerde eşine ender rastlanır bir şekilde, her türlü fedakarlığa katlanıyorlar.
Ama sanki, bu özverili tutumları, fazlasıyla istismar ediliyor.Harcadıkları para ortada. Tam bir servet.
Bu parayla neler yapılmaz ki diyenler de var, okul yerine ileride sermaye olarak saklansın diyenler de... Çocuğunuzu kreş ya da anaokulunda özel kurumlardan birine verdiğinizde, artık geri dönüşü yok.
İlköğretim, lise, üniversite derken zincirleme devam ediyor.
Çünkü o standartta ve rahatlığı alışan, arkadaş çevresi özel okullarda oluşan bir öğrenciyi, devlet okullarına almak o kadar kolay olmuyor.
Olsa da derin izler bırakıyor. Peki onca masrafa değiyor mu? Veli ve öğrenci verdiğinin karşılığını alıyor mu? Bu çok ayrı bir yazı konusu. Ama memnuniyetin yüksek olduğunu söylemek yanıltıcı olur. Zaten bu yüzdendir ki, özel okullardaki öğrenci oranı bir türlü yükselmiyor...
1994’te bugünün parasıyla 200 Lira olan bir okulun, bir yıllık öğrenim ücretinin, şimdi 61 bin Liraya yükselmesi, bu konudaki ücret politikasını, sanırım çok çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor.
Bu durum, özel okullardaki öğrenci ve veli profilini de önemli ölçüde değiştirdi.
Eskiden çalışan üst düzey görevdeki bürokratlar ya da orta ölçekli bir esnaf, çocuğunu koleje gönderebilirken, şimdi onlar için bu hayal oldu.
Bu ücretlerin üzerine, bir de SBS, LYS, KPSS gibi kurslara harcanan paralar eklendiğinde, gerisini artık siz düşünün.
Ama eğer paranız varsa, çocuklarınız için her şeye değer. İyi eğitimden vazgeçmeyin ama kazık da yemeyin. Ve bu konuda veliyi yolunacak kaz gibi görenlerin başında da devletin ta kendisi geliyor.
Üzerimdeki yük hafifledi diye sevineceğine, bir de katmerli vergiler alıyor!..
Abbas GÜÇLÜ-Milliyet