Iğdır'ın küçük bir köyü olan Necefali'de 1988 yılında çiftçi bir ailenin dördüncü ve son çocuğu olarak dünyaya geldi Mutlay Sayan… Anne ve babası, üç kızlarının ardından doğan oğullarına mutluluktan ilk akıllarına gelen ‘Mutlay' ismini verdi. Aile, geçimini tarlada çalışıp hayvancılık yaparak sağlıyordu. 6 kişilik ailede kimse okuma yazma bilmiyordu. Mutlay, her yıl sadece açıldığı hafta gittiği köy okulunu ailesinin işlerine yardım ettiği için bıraktı. Babası Firiddin Sayan'ın hastalığı nedeniyle İstanbul'a göç ettiklerinde Mutlay 11 yaşındaydı. Bağcılar Güneşli'de bir ev kiraladılar.
11 YAŞINDA ÇOCUK İŞÇİYDİ
Mutlay, 11 yaşındayken ablalarıyla birlikte konfeksiyon atölyesinde işe başladı. “Ortacı” diye tabir edilen işi yapıyor, tekstil ürünlerini kucaklayıp makinelere taşıyordu. Yaptığı iş, küçük bedeni için çok ağırdı. O dönemi, “Korkunç günlerdi ama çalışmak zorundaydık. Babam kanserdi ve geçinmek zorundaydık. Annem de bizimle işe başladı” diye anlattı Mutlay Sayan… 2.5 yıl tekstil atölyesinde çalışan Mutlay, hep doktor olmanın hayalini kurdu. 13 yaşında tam zamanlı okula başladı.
BİRİNCİLİKLE BİTİRDİ
Tekstilde çalıştığı günlerin çok zor olduğunu ve oraya geri dönmemek için okulda başarılı olmaktan başka çaresi olmadığını anlatan Mutlay Sayan, azmi ve çalışkanlığıyla ortaokul ve liseyi birincilikle bitirdi. Lise son sınıftayken matematik alanında geliştirdiği projeyle katıldığı uluslararası bir yarışmadaki birinciliği ona ABD'nin kapılarını araladı. 2005'te babasını kanserden kaybeden Sayan'ın hedefi doktor olup babası gibi kanser hastalarını tedavi etmekti. Bunun için ilk adım yüzde 100 bursla kazandığı ABD'deki Vermont Üniversitesi'nin kimya bölümünü bitirmekti. Ve fakülte birincisi olarak diplomasını aldı.
YİNE ZORU BAŞARDI
İlk mucizesi gerçekleşmişti. Hedefi tıp fakültesiydi ve ABD'de en zor bölüm tıptı. Mutlay Sayan aynı üniversitenin tıp bölümüne de birincilikle girdi. 4 yıl sonra yine birincilikle mezun oldu. Başarısı nedeniyle üniversite yönetiminden tam destek aldı. Son beş yıldır asistan doktor olarak Rutgers Üniversitesi'nde radyasyon onkolojisi üzerinde çalışan Mutlay Sayan, 33 yaşında 60'tan fazla bilimsel makale ve birçok uluslararası konferans ile dünyanın dikkatini çekti.
HEDEFİ KANSERLE SAVAŞ
Öyle ki 8 ay önce Kanada ve ABD'deki 100 bin bilim insanı içinden gelecek vaat eden 20 genç bilim insanı arasına seçildi. Her yıl sadece tıp değil kimya, mühendislik, felsefe gibi alanlardaki 20 gelecek vadeden bilim insanına verilen “Wunderkind” (Harika Çocuk) unvanının sahibi oldu. Babasını kanser nedeniyle kaybeden genç Türk doktor Mutlay Sayan'ın hedefi araştırmalarıyla kansere çare bulmak.
‘O küçük konfeksiyon bana çok şey öğretti'
Mutlay Sayan, çocukluk günlerini şöyle anlattı: “Köyde çocuklarla ebelemece oynadığımızı hatırlarım. Ailemle tarlada pamuk toplamayı çok seviyordum. Pamukların arasındayken yaz günü karın içinde yürüdüğümü düşlerdim. Kışın çeşmenin suyunun donduğunu hatırlıyorum. Evin içinde de çeşme yoktu. Su tulumbadan gelirdi ve kışın donardı. Biz de sobanın üstünde karları eritip su yapardık. Size çok zor geliyor ama şimdi baktığımda kıymetli günlermiş. Ve çok güzel hatırlıyorum. Başarmak için hep çok çalışmak zorundaydım, başka bir yol bilmiyordum. Şimdi ise hâlâ rüyada gibiyim. Bu his bana çalışma azmi kattı. Bir insan, bir yere geldiği zaman nereden geldiğini hatırlamalı, unutmamalı. O küçük konfeksiyon atölyesi aslında bana dünyanın kapılarını açtı. Çünkü orada eğitimin kıymetini bilip çok çalıştım.”
'Çalışma masamda Türk Bayrağı ve örnek aldığım Atatürk'ün resmi var'
ABD'de “Harika Çocuk” seçilen Mutlay Sayan, “Bu başarı için ülkem adına da büyük gurur duyuyorum ve Türk olduğumu her yerde dile getiriyorum. Hastanedeki çalışma masamda Türk Bayrağı ve Atatürk'ün resmi var. Çünkü ona hayranım ve onu örnek alıyorum. Ülkemi çok seviyorum. İleride mutlaka dönmek istiyorum. Yurt dışında olunca insan çok duygusal oluyor” diyor.
UÇAK BİLETİ ÖNCEL'DEN
Dr. Mutlay Sayan'ın liseyi bitirip Amerika'ya gitmesinde büyük payı olan isimlerden biri ise tesadüfen karşılaştıkları Prof. Dr. Murat Öncel'di. Göz doktoru olan Öncel, kendisine de ABD'deki uzmanlık eğitimi için merhum iş insanı Vehbi Koç'un destek olduğunu anlattı ve şöyle dedi: “Vehbi Koç bana ‘Git, en iyi eğitimi al, ülkene dön' demişti. Uçak biletimi almıştı. Döndüğümde borcumu ödemek istedim. O, ‘Hayır, sen de başka birini gönder, destek ol' demişti. Mutlay'ı ilk gördüğümde o ana gittim. Bizi hiç yanıltmadı. ABD'ye gidişi için ilk biletini aldım ve gurur duyuyorum onunla.”
Ablasını da okuttu
Mutlay Sayan, kendisinden bir yaş büyük ablası Yeliz Sayan'ın eğitim hayatına da destek oldu. Ortaokulu dışarıdan okuyan Yeliz Sayan'ın gündüz konfeksiyonda çalışıp iş çıkışı akşam lisesine gittiğini anlatan Mutlay Sayan “Yeliz için akşam lisesi okulu ayarladım. ABD'deydim ama hep motive ettim. Liseyi bitirince de beş yıl önce ABD'ye, yanıma geldi. Önce İngilizce öğrendi. Benim de mezun olduğum Vermont Üniversitesi'nde Hukuk Fakültesi'ne girdi, şu an 4. sınıfta okuyor. Yeliz de çocuk hakları üzerinde çalışmalarına sürdürmek istiyor” dedi.
‘Her fırsatta anneme ve ülkeme geliyorum'
Uluslararası üniversiteler ve dünyada önde gelen özel sağlık kuruluşlarından teklifler gelen Dr. Sayan, Harvard Üniversitesi öğretim görevlisi olarak çalışmaya karar verdiğini açıkladı. Temmuz sonu Harvard Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak işe başlayacak olan Sayan'ın en büyük destekçisi ise annesi Nebahat Sayan (66)… Annesine dünyayı göstermek istediğini anlatan Sayan “Onu geçen yıl Paris'e götürdüm. Almanya ve Avusturya'ya da geldi. Annem çok fedakardır ve benimle gurur duyuyor. Onunla her gün görüntülü konuşmadan yapamam. Anneciğim hâlâ Bağcılar'daki evde yaşıyor. Ben de her fırsatta ülkeme ve anneme geliyorum. Annemi çok özlüyorum” dedi.
‘Semra öğretmen hayatımı kurtardı'
13 yaşında tam zamanlı olarak ortaokula yazılan Mutlay için yaşamının dönüm noktası öğretmeni Semra Ünal ile tanışması oldu. Dr. Mutlay Sayan, Ünal için “İşte benim hayatımı kurtaran kişi” dedi. Tüm kitaplarını, hatta okul önlüğünü bile öğretmeni Semra Ünal'ın aldığını anlatan Mutlay Sayan “Onun desteği olmasa bugün burada olamazdım. Bana inandı, azmimi destekledi, cep harçlığımı bile verirdi” ifadelerini kullandı. Öğretmeniyle lise mezuniyetinde çektirdiği fotoğrafını ise hâlâ albümünde saklıyor. (Sözcü - Hande Zeyrek)