Bilmem haberdar mısınız günlerdir üzerimizde yeni bir operasyon kotarılıyor.
Büyük ölçüde medya algısına dayanılarak inşa edilen İD örgütü, algıyı pekiştirmek adına medyaya kesik baş servisine devam ederken hakkında oluşan imaj ile ilgili hiçbir açıklama yapmıyor. O kadar kendilerinden eminler ki kestikleri kafaları bazen çocukların eline verip medyaya poz verdiriyorlar. Kesilen başların çoğu kere kendileri gibi düşünmeyen Müslümanlar olmasına aldırmıyorlar bile. Kadrolu Kadı müsveddeleri yukarıdan gelen emirler doğrultusunda idam hükmü veriyor, sergerde bir Mücahit taslağı da güya kadının verdiği hükmü infaz ediyor tekbirler eşliğinde.
Ne ucuz, ne hikmetsiz bir cihat sahnesi!
Zahmet yok.
Diğerkâmlık yok.
İnsaniyet namına en ufak bir kırıntı yok.
Sorgulama yok.
Ama puştluk çok.
Sormak lazım bu serserilere:
Hangi dini gerekçe ile esir aldınız Musul Konsolosluğunda çalışan kırk dokuz vatandaşımızı?
Ve hangi meşru sebebe dayanarak rehin tutuyorsunuz hala elinizde?
Ne zarar gördünüz Türkiye devletinden?
Bilmediğimiz bir şey varsa açıklayın da biz de bilgi sahibi olalım.
Sen ey Mücahit müsveddesi, soruyorum sana:
Başında kim var?
Sana kumanda eden bu uzun saçlı, sakalı saçına karışmış gulyabaniler kim?
Nerden gelmişler, niçin gelmişler, geldikleri memleketlerinde ne iş yaparlarmış, sordun mu hiç?
Bu mesleksiz, meşrepsiz, macera düşkünü zavallılar! Kalkıp niçin gelmişler buralara kadar?
Maksatları gâvura adavet etmekse kendi memleketlerinde gâvurun köküne kıran mı girmiş?
Ya Rab! Bu ne çetin bir imtihandır.
Öldüren tekbir getiriyor, ölen de.
Fitne bu olsa gerek, koru bizi ey Allah’ım.
***
Uymuşlar kalabalıklara, gelmişler kanın gözyaşıyla beraber toprağı yoğurduğu beldelere.
Düşünmemişler hiç ilerisini berisini.
İstişare ederek çıkmamışlar yola.
Bulmuşlar bir yağma, haydi biz de katılalım, mücahit olalım, biraz savaşır sonra döner geliriz, buralarda uzun sakalımızla hava atarız, insanlar bizden o biçim tırsarlar, demişler.
İnsanlığa dair yaptıkları en ufak bir şey yok.
Kimseye bir kuruş faydaları olmamış.
Camiye cemaate de uğramazlar…
Birkaç klişe kelime etrafında derinliği olmayan sığ tartışmalar yaparlar cami önlerinde veya çay ocaklarında.
Hepsi bu.
Sonra da kalkarlar cepheye giderler, birkaç kuruş cep harçlığı alıp geri dönerler.
İşte günleri böyle geçirirler.
Sebep oldukları ziyanların faturasını da bu millet öder!
***
Sincar dağlarında neler oluyor?
Yezidilerden size neydi?
Saldırdınız da ne oldu?
ABD ve İngiltere özel birliklerini Sincar dağlarına indirdi.
Tüm uzantıları ile PKK ve KDP peşmergeleri oraya doldu.
İşte, cihad ediyordunuz ya, devam edin cihadınıza.
Koca gâvurlar karşınıza geldi, böyle bir fırsat her zaman ele geçer mi?
Yoksa siz onlarla cihad etmiyor muydunuz?
Niye kaçtı halifeniz 250 araçlık zırhlı konvoyla Suriye’ye.
Sizin sayenizde tüm dünya Yezidilik diye batıl bir dinin olduğunu keşfetti Irak’ta.
Binlerce Yezidi dağlarda aç susuz telef oluyor, çocuklar gıdasızlıktan topluca ölüyor dendi.
Ortada ölen falan olmadığı halde tüm bu ajitasyonlar Batılıların oraya asker indirmesi için gerekçe oldu.
Veyl olsun size, binlerce veyl.
Cihadınızla hiçbir Müslümanı esaretten özgürlüğe taşımadığınız gibi cürmünüzle binlerce kâfir askerin İslam beldelerine girmesine sebep oldunuz.
Büyük vebal altındasınız.