“Cennette elbiseler ipek ve atlastan olup yeşil renkli, altın ve incilerle bezenmiş haldedir.” Hac 23, Fatır 33, Duhan 53
650
“Cennette altın ve gümüş bilezikler takılacaktır.” Kehf 31, Fatır 33, İnsan 21
750
“Cennet ehli oraya babalarından, eşlerinden ve çocuklarından iyi olanlarla birlikte girer.” Ra’d 23, Yasin 56
850
“Cennette hurilerden eşler vardır. O huriler ki yeni bir yaratılışla yaratılmış, bakire, göğüsleri tomurcuklaşmış, yalnızca kocalarına bakan ve onlara âşık, saklı inciler gibi iri gözlü, gün yüzü görmemiş yumurta gibi bembeyaz, otağlar içinde ve tertemiz, yaşıt sevgililer halinde olcaktır.” Vakıa 22, 23, 35, 37, Nebe 33, Saffat 48, 49, Rahman 72, Nisa 57
950
“Oranın yemişi ve gölgesi süreklidir.” Ra’d 35
1050
“Berrak, içene lezzet veren, sersemletmeyen ve sarhoş etmeyen içkileri vardır.” Saffat 46, 47
1150
“Çeşitli meyveler vardır.” Yasin 57, Zuhruf 73
1250
“Cennet ehlinin canlarının istediği kuş etleri vardır.” Vakıa 21
1350
“Cennette acıkmak ve susamak yoktur.” Ta-Ha 118, 119
1450
“Orada ehlinin canlarının istediği ve gözlerinin hoşlandığı her şey vardır.” Zuhruf 71
1550
“Bahçeler ve üzüm bağları vardır.” Nebe 32
1650
“Gölgeleri ehlinin üzerine sarkar, meyveleri de kolayca koparılacak şekildedir.” İnsan 14
1750
“Orada boş laf ve kötü söz işitilmez, sadece selam işitilir.” Vakıa 25, 26, Meryem 62
1850
“Orada yorulmak yoktur.” Hicr 48, Fatır 35
1950
“Orada ölmek de, azap da yoktur.” Saffat 58, 59, Duhan 56
2050
“Orada korkmak ve üzülmek yok, sevinmek vardır.” Fussilet 30
2150
“Orada ne yakıcı sıcak görülür, ne de dondurucu soğuk.” İnsan 13
2250
“Bozulmayan sudan, sütten, şaraptan ve baldan ırmaklar vardır.” Muhammed 15
2350
“Çağlayarak akan sular vardır.” Vakıa 31
2450
“Yükseklerde kurulmuş döşekler ve mücevherlerle süslenmiş tahtlar vardır.” Vakıa 15, 34, Ğaşiye 13
2550
“Tertemiz hizmetçiler, saçılmış inci gibi vildanlar vardır.” Tur 24, Vakıa 17
2650
“Kalplerden kin sökülüp atılmıştır.” A’raf 43
2750
“Yiyecek ve içecekler altın tepsi ve kadehlerle sunulur.” Zuhruf 71
2850
“Sıra sıra dizilmiş yastıklar ve serilmiş halılar vardır.” Ğaşiye 15, 16
2950
“Cennetin neresine bakılsa bir nimet ve büyük bir mülk vardır.” İnsan 20
3050
“Muttakilere vaadolunan cennetin durumu şöyledir: İçinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır...” Muhammed 15
3150
“...Zemininden ırmaklar akan cennetlere sokacağız...” Nisa 57, Yunus 10
3250
“...Yemişleri ve gölgesi süreklidir...” Ra’d 35
3350
“Onlara altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır...” Zuhruf 71
3450
“Berraktır, içenlere lezzet verir. O içkide ne sersemletme vardır ve de onunla sarhoş olurlar.” Saffat 46, 47
3550
“Orada sizin için bol bol meyveler vardır, ondan yersiniz, denilir.” Zuhruf 73
3650
“Orada canlarının istediği meyve ve etten bol bol verdik.” Tur 22
3750
“Beğendikleri meyveler, canlarının çektiği kuş etleri, yaptıklarına karşılık olarak verilir.” Vakıa 20, 21
“...Onlar Adn cennetlerinde tahtlar üzerine kurularak orada altın bileziklerle bezenecekler...” Kehf 31
4050
“...İncilerle süslenirler ve orada giyecekleri elbiseler de ince ipek ve parlak atlastandır.” Hac 23, Fatır 33, Duhan 53
4150
“...Ne yakıcı sıcak görülür orada, ne de dondurucu soğuk. Gölgeleri üzerlerine sarkar, kolayca koparılabilen meyveleri istifadelerine sunulur.” İnsan 13, 14
4250
“...Onlar için orada tertemiz eşler vardır...” Nisa 57
4350
“Gerçekten biz hurileri apayrı bir biçimde yeniden yarattık. Onları eşlerine düşkün ve yaşıt bakireler kıldık.” Vakıa 35, 37
4450
“Göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar vardır.” Nebe 33
4550
“Çadırlar içinde sahiplerine tahsis edilmiş huriler vardır.” Rahman 72
4650
“Saklı inciler gibi, iri gözlü huriler yaptıklarına karşılık olarak verilir.” Vakıa 22, 24
4750
“Yanlarında güzel bakışlarını yalnız onlara tahsis etmiş iri gözlü eşler vardır. Onlar, gün yüzü görmemiş yumurta gibi bembeyazdırlar.” Saffat 48, 49
4850
“Çevrelerinde, Main çeşmelerinden doldurulmuş testiler, ibrikler ve kadehlerle hizmet için ölümsüz gençler dolaşır.” Vakıa 17, 18
4950
“O insanların etrafında öyle ölümsüz genç nedimler dolaşır ki, onları gördüğünde etrafa saçılıp dağılmış inciler sanırsın.” İnsan 19, Tur 24
5050
“Onlar orada ne boş bir lakırtı, ne de yalan işitirler.” Nebe 35, Ğaşiye 11, Meryem 19