PINAR IŞIK ARDOR
- Ak parti içerisinde de daha önce parti içi siyasetinde etkin isimlerin Erdoğan'ın karşısına çıkacağı iddiası tartışılıyor. Hatta Sn. Cumhurbaşkanı isim vermedi ama "yol arkadaşlığı mezara kadardır" dedi. Nasıl değerlendirme yaparsınız?
"KİŞİSEL BEKLENTİLER BU DAVANIN ÖNÜNE GEÇEMEZ"
Bu dava önemli bir davadır. Salt bir siyasi mücadele değildir. Bu geçmişten geleceğe yürüyen kutlu bir davanın bugünkü yürüyüşünün adıdır. Burada kişisel düşünceler, beklentiler şu veya bu şekilde hiçbir zaman bu davanın önüne geçmez, geçmemelidir. Bunu hatırlatıyor Sn Cumhurbaşkanımız. Benzer tartışmalar geçmişte de yapılmak istendi ama hiçbir zaman bunlar başarılı olamadı. AK Parti herhangi bir siyasi parti değildir. Kişilerin beklentileri önemli değil. Bizim hareketlerimizi, kararlarımızı onlar belirlemiyor. Bizim önemli hedeflerimiz var. Biz ona odaklanmış, yürüyoruz. Bu hareket içerisinde daha önce bulunmuş ama daha sonra şu veya bu nedenle ayrılmış birçok insan var. Olabilir bu da doğaldır . Yorulan ya da bu değerler, bu hedeflerle alakalı şüpheler içerisinde olanlar ayrılıyor. Gemiyi terk ediyor. Ona da yapacak bir şey yok. Bunların AK Parti üzerinde olumsuzluğu olmaz.
- Deniz Baykal'ın Abdullah Gül çıkışını nasıl okudunuz?
"BAYKAL'IN KENDİ PLANIYLA İLGİLİ BİR HAMLE"
O bizi ilgilendirmez. O onların kendi manevraları, kendi düşünceleri, kendi siyaset yapma tarzlarıdır. O tartışmalar tamamen AK Parti dışındadır. Sayın Baykal hangi amaçla böyle bir konuşma yaptı? amacı nedir? tamamen kendisi bilir. Muhtemelen gelecek siyasi projeksiyon ve planları ile alakalı bir hamledir
- Hayırlı olsun. Sn Erdoğan Ak Partiye geri döndü. Ak Parti içerisinde neler yaşanacak? Bu Ak Parti'nin bir kez daha doğuşudur deniliyor.
"BİZ KULVARDAN ÇIKMADIK"
AK Parti çıkışta ortaya koyduğu bütün değerlerini halen koruyor. Moda tabirle fabrika ayarlarından hiçbir zaman sapma olmamıştır. Hükümet programımız da uygulamalarımız da bellidir. Zaman zaman söylemlerde bazen vatandaşın hoşuna gitmeyen şeyler olabiliyor. Biz onları anında düzeltiyoruz. Anketler, temayüller, halk oylamaları bu amaç için. 16 Nisan halk oylamasından sonra yapmaya çalıştığımız o derin analiz amaçlarımızdan bir tanesi de bu. Bizler hiç bir zaman kulvardan çıkmadık.
- Mhp lideri Bahçeli bir kez daha altını çizdi ve eleştirdi. Kamuoyunda beklenen Fetö'nün siyasi ayağı mevzusunda ne söylersiniz.
"FETÖ İLE MÜCADELEDE TAVİZ YOK"
FETÖ ile mücadele kararlılıkla devam ediyor. Kim çıkarsa çıksın karşımıza o bağlantı tespit edildiği anda gereken yapılır. FETÖ ile irtibatlı olan herkese gereken işlem yapılıyor. Pozisyonu ne olursa olsun, görevi ne olursa olsun.
-Siyaset ayağına dokunulmadı eleştirisi geliyor sanırım
"ELİNDE BELGESİ OLAN GETİRSİN GEREĞİNİ YAPALIM"
Şu anda aktif siyasette yani vekiller, bakanlar anlamında söylüyorum bu bağlantıyı ortaya koyan hiç bir bilgi ,belge yok. Eski vekiller ile ilgili var. Onlarla ilgili gereken yapılıyor. Aktif olanlarla ilgili bizde bu işin koordinasyonunu ben yürütüyorum bilgi yok. Öyle bir şey olsa anında gereğini yaparız. Bu konuda elinde herhangi bir bilgi, belge olan birileri varsa ona çağrıyı yapıyoruz. Getirsinler bu bilgiyi anında değerlendiririz
-Sn Bahçeli Mhp içindeki Fetö'cüleri biliyorum dedi.
"HER ŞÜPHELENDİĞİMİZİ FETÖ'CÜ İLAN EDEMEYİZ"
Orada karıştırılan bir husus var. Size göre FETÖ bağlantısı olduğuna inandığınız insanlar olabilir. Bana göre de olabilir. Biz bu bağlantı için bir takım kriterler belirledik. Bankasya, BlyLock gibi. Başka türlü olduğu zaman bu olay çığırından çıkar. Somut bilgi, belgeye dayanmadan bu bağlantıyı eğer kişilerin ifadeleriyle kurmaya çalışırsanız o zaman o FETÖ'nün işine yarar. Hareketlerinden şüphelendiğimiz insanlar olabiliyor ama her insanın şüphelendiğini biz FETÖ bağlantısı var kabul ederek işlem tesis edersek kaos olur. Baştan belirlediğimiz kriterlere mutlak suretle uymamız gerekiyor. Bu sadece hukuk devleti olmanın gereği değil, bu mücadelenin etkili olabilmesinin de gereği. Aksi halde iftiralar ayyuka çıkar.
Mağduriyetler konusunda ne dersiniz?
"MAĞDURİYET EDEBİYATI DOĞRU DEĞİL"
Her kararnamede iade de var. Kriterleri baştan belirlediğimiz için hata oranı çok düşük. Ama olabiliyor. Bu oran yüzde birin çok altında. Yine de bizim gözümüzden kaçanlar olursa onların da düzeltilmesi için bir komisyon kuruldu. Faaliyetine henüz başlamadı ama yakında başlayacak. O zaten uzun soluklu bir çalışma. Bizim tahminimiz üç ya da dört yıl içinde bu süreci tamamlayacak. Beğenmezlerse o komisyonun kararını yargıya gidebilecekler. Yargı yolunu açıyoruz. Temyiz makamına gidebilecekler. Bir mağduriyet edebiyatı kesinlikle doğru değil.
-Arkasına sığınanlar mı var yani?
"TEK ELDEN ÇIKMIŞ DİLEKÇELER TEK BİR ŞEYİ GÖSTERİYOR..."
İtirazlar yapıldığında gördük ki dilekçelerin çok büyük bölümü standart şablon. Tek elden çıkmış dilekçeler geliyor. Bu da neyi gösteriyor? Bir yerlerden servis edildiğini, örgüt tarafından koordine edildiğini. Bütün itiraz edenlerin o şekilde olduğunu söylemiyoruz. Yanlış yapılan insanlar olabilir onları da çekip çıkaracağız, alacağız. Her dosyayı ayrıntılı olarak inceliyoruz.
Bakın karı koca olan insanlar var, kamuda belli ve önemli görevlerde. Eşi ile ilgili tespit yapılmış ve eşini ihraç etmişiz. Karısı ya da kocasıyla ilgili o da çalışıyor aynı ya da başka bir kurumda. Bu anlamda somut bir tespit yok. Onunla ilgili bir işlem yapmıyoruz. Bakın ihraç etmiyoruz ama elbette yakın takip ediyoruz. Halbuki biz biliyoruz; yüzde yüz değil ama genel kural olarak evliliklerin örgüt içinde yapılması politikaları olduğunu ve yoğun bir şekilde bunu hayata geçirdiklerini biliyoruz. O kadar hassas davranıyoruz.
-Uyum yasalarının çıkarılmasını çok konuşacağız. CHP'nin Meclis'e gelmemesi durumunda uyum yasalarının çıkarılması konusunda sıkıntı yaşanacak mı?
" CHP MECLİS'E GELMEK ZORUNDA AKSİ TAKTİRDE..."
Hiç bir sıkıntı yaşanmaz. Mecliste yasalar nasıl görüşülür ,hangi çoğunlukla karar alınır bunlar bellidir. Dolayısıyla CHP olmuş olmamış önemli değil. Öncelikle mutabakatla geçirmeye çalışıyoruz. Biz de onu istiyoruz ama fikir ayrılıkları olabiliyor. Zaten farklı siyasi partiler onun için var. CHP ya da başka bir siyasi partinin Meclis'i boykot ederek gelmemesi bu yasaların çıkarılmasını engellemez, hukukiliğini tartıştırmaz veya ihlal etmez. Ben onu deneyeceklerini düşünmüyorum. Çünkü millet onlara gidin bu Meclis'te bu çalışmaları yapın diye görev verdi. Onlar da eğer bu görevin dışında hareket ederlerse siyasi sonuçlarına katlanırlar.
-Siyaset hareketli olsa da ekonomi çok önemli. Referandum öncesinde yeni sistemin ekonomi üzerinde olumlu etkileri olacağı söylendi. Başladı mı bu olumluluk?
"YENİ SİSTEM İSTİKRAR GETİRDİ"
Para piyasalarındaki gelişmeleri hep birlikte izliyoruz. İnsanların hükümet yönetim sistemiyle ilgili kaygıları tamamen ortadan kalktığı için bu anlamda gelecekte önümüzdeki dönemlerde beş yılda, on yılda , 15 yıl hatta daha uzun vadede yönetimde bir istikrarsızlık beklemiyorlar. Çünkü getirdiğimiz "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi" bunu garanti ediyor. Artık yatırımcılar bunu biliyorlar. Yatırımcılar için siyasi istikrar ekonomik beklentiler için olmazsa olmaz. Ekonomide bütün piyasaları, makro göstergeleri beklentiler belirler.Yirmi tane siyasi parti olsa cumhurbaşkanlığı seçimi yapılıyor. Birinci turda olmazsa ikinci turda cumhurbaşkanı seçiliyor ve beş yıl boyunca hükümet kurulmuş oluyor. Yatırımcılar bunu biliyor ve bu önemli bir rahatlama sağladı.
-Asıl istikrar 2019'da mı başlayacak?
Hayır şu anda başladı. 2019'da fiilen hayata geçecek ama bir de bir gerçek var. Bu kabul edildi, uygulanıyor ve bu psikolojik olarak çok büyük bir rahatlama sağlıyor. Söze gerek yok. Para piyasaları ve sermaye piyasaları gayet iyi.
- "Devredilen şirketler yok pahasına satılacak", "Hazine'nin gelirine el konuluyor", "bütçeye yük getirecek" bu eleştiriler Varlık Fonu için yapılıyor. Siz Varlık Fonunu kısaca anlatır mısınız?
"VARLIK FONU REFORM NİTELİĞİNDE"
Varlık fonu bir özelleştirme projesi değildir. Varlık fonuna devredilen şirketlerin karşılık gösterilerek teminat ya da ipotek gösterilerek kredi bulma operasyonu değildir. Bunların hiç birisi satılmayacak. CHP tarafından bu çok farklı bir şekilde kamuoyuna aktarılmaya çalışılıyor. Onların bu derinliği anlamalarını beklemiyoruz. Varlık fonu reform mahiyetinde bir proje. Dünya buna benzer projeleri yıllardan beri kullanıyor. 80 yıldan beri birçok ülke bunu hayata geçirdi ve o ülkelerin kalkınmasında çok büyük katkı sağladı. Belirli alanlarda üretim çıtasını yükseltmek için varlık fonunu kullandılar.
Şimdi varlık fonu şu: Şu andaki piyasalarda uzun vadeli finansmana erişmek mümkün değil. Türkiye için de geçerli. Türkiye'ye baktığınız zaman finansmanı kim sağlıyor? Bankacılık sistemi ,finansal piyasalar. En iyimser yaklaşımla beş yıllık finansman sağlanabiliyor. Halbuki özellikle katma değeri yüksek stratejik yatırımlarda çok uzun vadeli finansmana ihtiyaç var. 20-30 yıl kadar. Bizim bu yapıya ihtiyacımız var. İşte varlık fonu bu amaçla kuruldu. Fonun aktifine kamu varlığı devredildi. Ziraat Bankası, Halk Bankası, THY vs. bu onun bilançosunu oluşturuyor. Şirketleri düşünün. Bilançolarında ne var? Varlıkları var, stokları var, başka bir takım değerleri var. Bilanço ne kadar güçlüyse o şirketler hiç bir teminat vermeden o bilançoların güçlülüğü nedeniyle istedikleri kadar bankalardan finansman sağlıyorlar. Şu anda bilanço büyüklüğü 200 milyar liranın üzerinde. Dolayısıyla güçlü bir mali yapısı var Varlık fonunun. Dolayısıyla uluslararası piyasalarda hiç bir teminat göstermeksizin sadece bu güçlü bilanço yapısı nedeniyle istediği kadar uzun vadeli finansman sağlayabilir 25-30 yıla kadar.
-Faizsiz kredi nasıl olacak?
Faizsiz finans araçlarını da şu anda portföye dahil ettik, etmeye de devam ediyoruz. En son gayrimenkul sertifikası bunlardan bir tanesi. Faiz hassasiyeti olan insanlar var yurt içinde yurt dışında. Onların da bu hassasiyetlerini giderecek şekilde yeni faizsiz finansman araçlarını geliştiriyoruz. Varlık fonu zaten işleyişi itibarıyla tamamen bu tür talepleri karşılayacak Varlık fonu sisteminde faiz olmayacak.
Akşam