Çalışanlar İçin Düzenleme Geliyor

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, son bir yıl içinde maden ocaklarında meydana gelen iş kazaları nedeniyle gündeme gelen iş güvenliği konusunda üzerinde durulan yeni tasarıya açıklık getirdi.

Dinçer, işçi ve işveren sendikaları konfederasyonlarının genel başkanlarının katılımıyla bakanlıkta gerçekleştirilen Üçlü Danışma Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, toplantıda iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konuları değerlendirdiklerini söyledi.

Özellikle son bir yıl içinde maden ocaklarında meydana gelen iş kazaları nedeniyle sıklıkla iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili meselelerin gündeme geldiğini dile getiren Bakan Dinçer, iş sağlığı ve güvenliği sorunlarının ülkenin önemli sorunlarından biri olduğunu herkesin kabul ettiğini belirtti.

Çalışma hayatında işsizlik sorununun ardından gelen en önemli sorunun iş sağlığı ve güvenliği olduğunu belirten Dinçer, şöyle konuştu:

''Tüm dünyadaki verilerle kıyaslandığı zaman ülkemizdeki iş kazaları ve özellikle ölümle neticelenen iş kazaları açısından oldukça vahim bir sonuç ortaya çıkıyor. ILO'nun verilerine göre, 2003-2008 yılları arasında iş kazası oranları itibarıyla oldukça sorunlu bir ülke olduğumuzun belirlendiği ortaya çıkıyor. Gerçekten Hindistan ve Rusya'dan sonra ölümlü iş kazalarında üçüncü sırada yer alıyoruz. Halbuki gelişmiş ülkelerde iş kazalarıyla ilgili tedbirlerini başarıyla yürüten İngiltere gibi ülkelerde bu oran yüzde 1'in altında. Almanya'da yüzde 2.5 civarında, Fransa'da yüzde 3.5 civarında, İspanya'da yüzde 4 civarındayken ülkemizde yüzde 9.5-10 civarında bulunuyor.''

Türkiye'de yaklaşık 1 milyon 220 bin iş yeri, yaklaşık 9 milyon işçi bulunduğunu bildiren Dinçer, iş yerlerinin yüzde 99.7'sinin KOBİ niteliği taşıdığını söyledi. Dinçer, bu işçilerin yüzde 83.8'inin KOBİ'lerde çalıştığına dikkati çekerek, iş kazalarının yaklaşık yüzde 81'inin de KOBİ'lerde meydana geldiğini vurguladı.

İş sağlığı ve güvenliği tedbirleri alınırken KOBİ'lere yoğunlaşılması gerektiğini ifade eden Dinçer, Türkiye'de 2008'de 72 bin 963 iş kazası meydana geldiğini, 539 meslek hastalığı ile karşılaşıldığını ve 866 kişinin bu nedenlerle yaşamını kaybettiğini bildirdi.

Dinçer, iş kazalarının daha çok maden, metal, makine, mobilya, tekstil, nakliyat ve inşaat sektörlerinde yaşandığını, iş kazaları nedeniyle ölüm oranlarına bakıldığında ise sıralamanın maden, inşaat, nakliyat, metal, mobilya olarak gerçekleştiğini söyledi.

Bakan Dinçer, şöyle dedi:

''İş kazalarının ülkemize getirdiği maliyet ise hiç de küçümsenemeyecek bir maliyet. Aşağı yukarı hem görünen hem görünmeyen maliyetleri arka arkaya koyduğumuzda 2008 yılında yaklaşık 4 milyar 875 milyon liralık bir maliyetle karşılaştık. Şayet iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili tedbirler alınsaydı bu maliyetlerin aşağı yukarı yüzde 98'ine katlanmak zorunda kalmayacaktık. Bu açıdan iş kazalarının azaltılması sadece insanlarımızın hayatlarını kaybetmesini önlemeyecek, insanlarımızın meslek hastalığına yakalanmasını önlemeyecek, aynı zamanda ulusal maliyetleri çok ciddi manada azaltacak.''

Dinçer, inşaat firmalarında proje bedelinin yüzde 8'inin, mandıra işlerini yapan işletmelerde yüzde 1,4'ünün, nakliyat işi yapan firmalarda yüzde 37'sinin, petrol arama işi yapan firmalarda potansiyel üretimin yüzde 14'ünün, sağlık hizmeti veren bir hastanenin yıllık işletme maliyetinin yüzde 5'inin kaza maliyeti olarak ortaya çıktığını söyledi.

Bakan Dinçer, bu açıdan bakıldığında iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili sorunların çözülmesi için yoğun bir çabanın ortaya konulmasının ortak kararları olduğunu vurguladı.

İşçi ve işveren konfederasyonlarıyla iş kazalarına karşı çok daha ciddi tedbirler almak gerektiğini tartıştıklarını anlatan Dinçer, hazırlanan taslakla ilgili eksikleri gözden geçirdiklerini ifade etti.

-ÇALIŞANA ''ÇALIŞMAMA HAKKI''-

Dinçer, basın mensuplarının soruları üzerine, gündeme alınan çalışmanın tasarı taslağı şeklinde olduğunu ve bu konuda ilk görüşlerin ifade edildiğini söyledi.

''Uzlaşma sağlanamadı demek doğru olmaz'' diyen Dinçer, temel prensip olarak kanunun ana hatlarıyla herkes tarafından kabul edildiğini ifade etti. Dinçer, taslağın konunun diğer paydaşlarıyla da paylaşılacağını ve bir toplantı daha yapılacağını bildirdi. Bakan Dinçer, ''Bu açıdan bakıldığında mutabakat sağlanamadı diye bir değerlendirme yapmak doğru olmaz. Aslında şu anda elimizdeki taslak üzerinde yüzde 99 oranında itiraz yok. Özellikle işçi sendikalarımız sadece bir maddeyle ilgili değerlendirmede bulundular. Onun dışındaki maddeleri kabul etmişler gibi görünüyorlar, ama ayrıntısıyla ve diğer sendikaların görüşleri de bize gelecek onları bir daha gözden geçireceğiz'' diye konuştu.

Ömer Dinçer, insan hayatını tehlikeye atacak herhangi bir durum ortaya çıkması halinde işçilere, ''Burada benim hayatımı tehlikeye atan bir durum var. Ben bu işi yapmam'' deme hakkının sağlanmasının öngörüldüğünü söyledi. Dinçer, tehlikenin geçmesi halinde bu hakkın kullanılmaz hale geleceğini, tedbirlerin alınmasına rağmen buna uymayan işçiler varsa bu konuda da bazı yaptırımlar getirmeyi düşündüklerini bildirdi.

-''TAŞERON'' İTİRAZI-

Dinçer, bir soru üzerine işçi sendikalarının itirazının ''taşeron'' olarak nitelenen alt işverenlik hükmüne yönelik olduğunu söyledi. İşçi sendikalarının ısrarla bu maddeye itiraz ettiklerini vurgulayan Dinçer, işveren kesiminin de ısrarla bu maddenin varlığını istediğini belirtti. Ömer Dinçer, bu maddeyi aralarında tartışmaya devam edeceklerini kaydetti.

Bakan Dinçer, sendikal haklara ilişkin yasa değişikliklerinin ne zaman gündeme geleceğinin sorulması üzerine, bu konularda işin idealini düşündüklerini, evrensel standartlar neyse bunları Türkiye'ye getirmek istediklerini vurguladı.

Bu konularda Türkiye'nin artık eleştirilmemesini istediklerini dile getiren Dinçer, şunları kaydetti:

''Bunu yaparken çalışma hayatının bir gereği olarak sosyal diyalog içinde, sosyal barışı bozmadan kendi aramızda neticeye varalım istiyoruz. Doğrusu bir tanesi bizi iterken ve sonuca doğru yönlendirirken bir tanesi ise çekiyor. Bu ikisi arasındaki dengeyi kurduğumuz gün o kanunlar da muhtemelen toplumun gündemine gelirler. Görüşüyoruz, tartışıyoruz. Ben hiç ümidimi kaybetmedim. İşçi ve işveren sendikalarımız da zannediyorum ümitlerini kaybetmezler, etmiyorlar. Biz onları tartışacağız ve bir gün hep beraber bizim için en doğru olanı bulacağız, hiç endişe etmeyin.''

-''30'DAN FAZLA MADEN OCAĞI KAPATILDI''-

Bursa'daki maden ocağı kazasından sonra bugüne kadar 30'dan fazla maden ocağını kapattıklarını, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 150'den fazla maden ocağının ruhsatını iptal ettiğini bildiren Bakan Dinçer, ''Bu açıdan bakıldığında bu kanunun çıkmasını beklemiyoruz. Çünkü insan sağlığı ile hayatı bu kadar beklemeye tahammül edecek durumda değil. O açıdan doğrusu süreçle hukuki düzenlemeleri bir birinden ayrı yürütmeyi tercih etmiştik. Bundan sonra ona göz yummayacağız. Her türlü tedbiri alıyoruz. Bu açıdan elimizden ne geliyorsa sorunu çözmek üzere daha dikkatli tedbirler almaya devam edeceğiz.''

haber7

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

KAMU PERSONELİ Haberleri