Plazma yüzsüzlüğü: Destek olmak için 40 bin TL isteyen bile var
Kovid-19 ile mücadelede hastalara umut olan "immün plazma" bazı yüzsüzler için ticaret aracı oldu. Koronavirüs tedavisi olup iyileştikten sonra "bağışçı" olabilecek kişiler, kendilerine ulaşanlardan para talep ediyor. Kan bağışı karşılığında istenen para 40 bin lirayı buluyor. Yoğun bakımdaki arkadaşı için plazma arayan Yasemin Özmen, sosyal medyadan destek isteyince birçok kişiden dönüş aldıklarını söyledi. Özmen durumu "Bazılarının söyledikleri bizi üzdü. Biri '15 bin lira verirseniz plazmamı bağışlarım' dedi. Kalsın deyip telefonu kapattık. 40 bin liraya satan kişiler de varmış" sözleriyle anlattı.
ABD'de 35 bin dolar, Avrupa'da ise 25 bin avroya mal olan ancak Türkiye'de ücretsiz yapılan plazma tedavisi, Kovid-19 mücadelede büyük umut oldu. Virüs nedeniyle yakınları yoğun bakımda yaşam savaşı veren vatandaşlar, sosyal medya üzerinden plazma donörü arayışına girdi. Kovid-19 tedavisi gören kişiler 14 gün sonra plazma donörü olabilirken, bu süreçte bazı kişilerin plazma bağışı için para talep ettiği ortaya çıktı.
TEDAVİ UMUDUNU TİCARETE ÇEVİRDİLER
Yeni Şafak'ın ulaştığı bilgilere göre, sosyal medya üzerinden hızla yayılan 'plazma bağışlayın' çağrılarını kazanca çevirmek isteyen kişiler, bağış yapmak için 15 bin ila 40 bin arasında fiyat çekiyor. Bir kişinin plazma bağışçısı olabilmesi için koronavirüse yakalanıp tedavi olması gerekiyor. Gerek koronavirüs tedavisinde gerekse plazma tedavisinde hastalardan hiçbir ücret talep edilmezken, gönüllü olması gereken plazma bağışından kazanç sağlamaya çalışan kişiler ise pes dedirtiyor.
SOSYAL MEDYADAN ULAŞTI
Arkadaşı için sosyal medya üzerinden plazma arayışına giren 35 yaşındaki Yasemin Özmen, "Yaklaşık bir haftadır yoğun bakımda yaşam savaşı veren arkadaşımın ailesi gerçekten perişan. Bu süreçte elimiz kolumuz bağlı ne yapacağımızı bilemez haldeyiz. Daha önce internette insanların plazma bağışçısı aradıklarını görmüştüm. Sonra bu olay bizim başımıza gelince, plazma donörü aramaya başladık. Sosyal medya üzerinden çağrı yaptıktan kısa bir süre sonra insanlar bizi aramaya başladı. Bazıları hayat kurtarma gayesiyle aradığını belirterek, uyarsa mutlaka plazmasını bağışlayacağını söyledi. Bazılarının söyledikleri ise bizi gerçekten üzdü.Bir bağışçı üstelik iyileşeli çok da kısa bir süre olmuş, bizi aradı ve '15 bin TL verirseniz plazmamı bağışlarım' dedi. Kalsın dedik, telefonu kapattık" şeklinde konuştu. Özmen, "Aslında fiyatlar bu kadar da değilmiş. Sosyal medya üzerinden plazmasını 40 bin liraya satan kişilerin olduğu da belirtiliyor" diye konuştu.
İHTİYAÇLARIMIZ VAR, KARŞILAYIN!
Sanayici Yusuf Özcan da kız kardeşi Gülseren Okumuş için plazma arayışına giren vatandaşlardan biriydi. Kardeşinin tedavisi için plazma arayışına girdiklerini aktaran Özcan, "Çağrıda bulunduktan sonra telefonum hiç susmadı. Bazı insanlar 'ben kurtuldum başkaları da kurtulsun' diyerek olayı son derece de içselleştirmiş şekilde yaklaşıyor. Hatta bir kişi, yengemi, dayımı yakınlarımı kaybettim bu yüzden yardım etmek istiyorum dedi. Bu gerçekten çok umut verici. Biz bu şekilde iletişim kuran 5 kişiyle temas halindeyiz. Fakat farklı taleplerle de karşılaştık. Görüştüğümüz bir donör adayı rakam olarak bir şey belirtmedi ama 'Siz de bize yardımcı olur musunuz, ihtiyaçlarımız var' gibi şeyler söyledi. Aslında denize düşen yılana sarılır, belki biz diğer 5 kişiyle karşılaşmasaydık bu talebi kabul edebilirdik" şeklinde konuştu.
Hasta yakınları da işin içinde
Yeni Şafak'ın ulaştığı bilgilere göre, plazma bağışını ranta çeviren yalnızca iyileşen kişiler değil. Yakınları yoğun bakımda olan bazı vatandaşların da plazma bulabilmek için iyileşen kişilere yüksek miktarda para teklif ettiği belirtiliyor. Yapılan çağrılarda, "plazma bağışlayana 'yüksek miktarda' ödül verilecektir" gibi ibarelerin yer alması dikkat çekiyor.
Kızılay iletişim halinde
Kızılay'ın donör olabilecek vatandaşlarla doğrudan iletişim kurduğunu belirten Kızılay Başkanı Dr. Kerem Kınık, "Hiçbir özel hastane ya da hasta yakını, plazma bağışında bulunacak kişiler için para yada ödül vaadiyle çağrı yapmamalı. Bu hem etik değil, hem de müeyyidesi var" dedi. Kınık, birinci derecen yakını değilse bağışçı ve hastanın kesinlikle bir araya gelmemesi gerektiğine dikkat çekerek, sürecin anonim bir biçimde ilerlemesi gerektiğinin de altını çizdi.
Aybike Eroğlu - YeniŞafak