Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Yaşar Şahindoğan ile birlikte 21 Şubat 2020 tarihinde Kırıkkale Valisi Sayın Yunus Sezer ve İl Milli Eğitim Müdürü Yusuf Tüfekçi’yi makamında ziyaret ederek, istişarelerde bulundu.
Genel Başkan daha sonra Kırıkkale Şubesinin düzenlediği programda ilçe ve işyeri temsilcilerimizle bir araya geldi. Programın açılış konuşmasını Kırıkkale Şube Başkanı Yücel Karabacak yaptı.
Türkiye Kamu-Sen’in hem konfederasyon, hem de 11 hizmet kolunda yetkili sendika olarak o masaya oturması gerekmektedir.
Daha sonra kürsüye gelen Genel Başkan Talip Geylan geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen toplu sözleşme ile ilgili önemli açıklamalar yaptı. Bu toplu sözleşmeden kamu çalışanlarının koskoca bir sıfır elde ettiğini bildiren Geylan, “Bırakın kazanım elde etmeyi, kamu çalışanlarının temel meselelerinin, beklentilerinin müzakere dahi edilemediği bir süreci yaşadık” dedi.
Sözde yetkili konfederasyonun masaya oturduğu ilk günden itibaren işveren ile müzakere yapacağına, sağındaki solundaki sendikalarla uğraştığını söyleyen Geylan, “Toplu pazarlık masasında çalışanları temsil eden sendikalardan rahatsız olması gereken kesim işveren yani hükümet iken, yetkili konfederasyon rahatsızlık duydu” dedi.
Geylan sözlerini şöyle sürdürdü: “Malum konfederasyonun malum başkanı, ‘Memur-Sen’in çalışanlar için masaya getirdiği teklifler; makul, rasyonel, gerçekçi teklifler ancak diğer sendikaların getirdiği teklifler afaki’ dedi. Oysa Malum-Sen’in malum başkanının ‘afaki’ şeklinde ifade ettiği Türkiye Kamu-Sen’in talebi, geride bıraktığımız yıldan oluşan kayıplarımızın telafisiydi. Bu nedenle Türkiye Kamu-Sen olarak taban aylığa 600 TL zam istedik. Bunun dışında 2020 yılı için yüzde 10+10, 2021 yılı için ise yüzde 8+8 ve her iki yıl için yüzde 3 refah payı talep ettik. Bakınız; Türkiye Kamu-Sen’in bütün makul talepleri hükümet tarafından kabul edilmiş olsaydı dahi, 2020 yılı sonu itibari ile ortalama devlet memuru maaşı 5 bin 750 TL olacaktı.
Türkiye Kamu-Sen’in zam talebine ‘afaki’ diyen Memur-Sen, Temmuz 2019’da yani toplu sözleşme başlamadan bir ay önce yayınladığı araştırmada 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırını 6 bin 610 TL olarak açıkladı. Buradan şu sonuç çıkıyor: Ya Sayın başkan sendikasının yapmış olduğu araştırmadan bir haber ya da ağzından çıkanı kulağı duymuyor.
Bu sendika ne yazık ki çalışanlar adına konuşmuyor. Hepimiz işverenlerin adına konuşan sendikalara sarı sendika denildiğini biliyoruz İşte bu nedenle kamusal alanın sendikal esaret altında olduğunu söylüyoruz. Türkiye Kamu-Sen’in hem konfederasyon, hem de 11 hizmet kolunda yetkili sendika olarak o masaya oturması gerekmektedir. Türkiye Kamu-Sen’in yetkili olmasını kendimiz için istiyorsak namerdiz. Emin olun ki, bunu sadece kamu çalışanının selameti için istiyoruz.”
Makamı, pozisyonu ne olursa olsun, hiç kimsenin devleti tahrip etmeye hakkı yoktur.
Türkiye Kamu-Sen olarak TBMM’ye milletvekilleri aracılığıyla memur paketi hazırlayıp, sunduklarını belirten Geylan, bu pakette; tüm sözleşmelilerin kadroya geçirilmesi ve farklı türdeki istihdam modellerinin ortadan kaldırılmasını talep ettiklerini bildirdi. Sayın Cumhurbaşkanı’nın kadrolu çalışmayı eleştirmesi ile ilgili sözlerine de değinen Geylan, “Sayın Cumhurbaşkanı, lütfen danışmanlarınızı gözden geçirin. Danışmanlarınız sizi yanlış bilgilendiriyor. Hiçbir devlet memuru yan gelip yatan asalaklar değildir. Devlet memuru, devletin vatandaşa görünen yüzüdür. Devlet memurunu tahkir etmek demek, devleti tahrip etmek demektir. Makamı, pozisyonu ne olursa olsun, hiç kimsenin devleti tahrip etmeye hakkı yoktur.” dedi.
Genel Başkan sözlerini “Şunu da merak ediyoruz; kimin elinde sözleşmeliler kadrolulara göre daha verimli çalışıyor şeklinde bir araştırma var? Türkiye Kamu-Sen olarak bizim talebimiz bütün sözleşmeli öğretmenlerin kadroya geçirilmesidir” şeklinde sürdürdü.
Geylan pakette yer alan diğer talepleri de şu şekilde sıraladı:
Bütün ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması,
Tüm kamu çalışanlarının ek göstergelerinin artırılması ve ek göstergeden yararlanamayan yardımcı hizmetler sınıfının ek göstergeden yararlanmasının sağlanması,
Ehliyet ve liyakate dayalı adil bir yönetici atama sistemi ihdas edilmesi, yıllardır kul hakkı yemenin, ötekileştirmenin bir aracı olarak kullanılan ve kamusal hayatta huzuru da katleden mülakat uygulamasının tamamen kaldırılması,
Vergi dilimlerinin matrahının yüzde 15’e sabitlenmesi, bu şekilde yılın ikinci 6 ayında memur maaşlarının kuş olup uçmaması,
Yardımcı hizmetler sınıfının öğrenim durumlarına göre bir defaya mahsus olmak üzere sınavsız genel idari hizmetler sınıfına geçirilmesi,
İşçiler ile işçi ve memur emeklilerinde olduğu gibi görevi başında olan kamu çalışanlarına da dini bayramlarda ikramiye verilmesi.
3600 ek gösterge sözü ne oldu?
3600 ek göstergenin de bir an önce hayata geçirilmesini isteyen Geylan, şu uyarıda da bulundu: “3600 ek gösterge sözü olumlu ancak eksik bir adımdır. Eğer sadece 4 meslek grubunun ek göstergelerini düzenler, diğer çalışanları kapsam dışında bırakırsanız hem iş barışını hem de hiyerarşik sistemi bozarsınız. Dolayısıyla Türkiye Kamu-Sen’in hazırladığı yasa tasarısına tüm siyasi partilerin destek vermesini bekliyoruz. Tüm çalışanlarının ek göstergeleri artırılmalı, şu anda bu haktan yararlanamayan yardımcı hizmetler sınıfında çalışanları da ek göstergeden yararlandırılmalıdır. Öte yandan 3600 ek gösterge sözü yerine getirilmezse bu devletin ayıbı olacaktır.”
20 bin ek atamaya ilaveten, Ağustos ayında yeni bir atama yapılmalıdır.
Genel Başkan Geylan, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un 20 bin ek atama açıklamasına da değindi. Sayın Selçuk’a teşekkür eden Geylan, ancak Sayın Selçuk’un sözlerinden bu atamanın ek atama değil, 2020 yılı için yapılacak 20 bin atama olacağının anlaşıldığını bildirdi. Geylan, “Sayın Bakan, ek atamanın Şubat ayına ilaveten olacağını ve Ağustos ayında da yeniden atama yapılacağını açıklamalıdır.” dedi.