Yozgat'ta şehitlik ziyaretinin ardından 15 Temmuz fotoğraf sergisini gezen Bozdağ, " Sayın Kılıçdaroğlu’nun 15 Temmuz gecesi ne yaptığını herkes merak ediyordu. En azından ne yaptığına dair ufak bir fikir sahibi olduk. Televizyondan olup biteni seyretmiş. Havaalanından hemen sıvışıp bir eve gittiğine dair bilgiler vardı. Şimdi evdeki haline dair de görüntüler çıktı. Bu ne yaptığını gösteriyor. Keşke o gün Türkiye’nin Cumhurbaşkanın, Başbakanının yaptığı gibi halkıyla birlikte olsa ve halkın arasında olsaydı daha büyük bir iş yapmış olurdu. Ama maalesef onu yapmadı. Darbeye karşı, darbecilere karşı evden darbeyi, darbecileri ve süreci izlemeyi tercih ettiğini görüyoruz. Ben ana muhalefet adına üzüldüm, Türkiye’miz adına üzüldüm."dedi.
Bozdağ'ın, CHP'nin Adalet yürüyüşü ile ilgili olarak ise şunları söyledi:
"Adalet yürüyüşü esasında adaleti istismar yürüyüşüdür. Bir hakkın kötüye kullanılmasıdır. Sayın Kılıçdaroğlu Maltepe’de yeni bir şey söylememiştir, esasında bugüne kadar söylediklerini toplu bir şekilde tekrar etmiştir. Bir tanesi bana şunu söylesin Kılıçdaroğlu o güne kadar söylemediği şu cümleyi söyledi diye. Yok, öyle bir şey. Şimdiye kadar ne kadar laf söylediyse onları bir arada derli toplu yeniden ifade etmiştir. Bu yürüyüş adalet arayışı değildir. Çünkü Türkiye’deki adalet düzeni ve adalet uygulamaları ben hep söylüyorum yine karşı çıkacaklar ama onların imrendikleri ülkelerden daha iyidir. Sadece 7.5 milyon civarında savcılıklarda 2,5 milyon ceza mahkemelerinde, 3,5 milyon hukuk mahkemelerinde diğer mahkemeler olmak üzere Türk yargısı yılda yaklaşık 15 milyon civarında adli iş ve işlem yapıyor, değişik kararlar alıyor. 15 milyon civarında yılda adli işlem yapılan yerde Türk yargısını eleştirmek için öne sürdükleri şeylere bakarsanız 1 tane, 2 tane, 3 tane hadi 5 tane, 10 tane gösterin. 15 milyon işlem yapılan yerde 10 tane, 20 tane örnek üzerinden 15 milyon işlem yapan Türk yargısını mahkum etmek, suçlamak adil midir? Adil değildir. Kaldı ki iddia ettikleri o dosyalarda da onların haklı olup olmadığı tartışmalıdır. Çünkü mahkemeler onları haksız görmüştür, mahkumiyet kararı vermiştir. Onların bütün iddialarını mahkeme değerlendirmiş ve ret etmiştir. Mahkumiyeti daha doğru bir karar olarak tercih etmiştir. Buna itirazı varsa bunun temyiz, istinaf ve bireysel başvuru gibi yöntemlerle denetletme imkanı vardır. Türk yargısı gerçekten hukuk devletinin gereklerine uygun bir şekilde büyük bir fedakarlıkla vazifesini yapmaktadır. Yılda 15 milyon dosyadan 5, 10 dosya üzerinden Türk yargısın mahkum etmek en büyük adaletsizliktir.
BÜTÜN HEDEFİ 2019 SEÇİMİ
15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra yaklaşık 4238 civarında ki bir kısmı iade edildi. 4131 hakim savcı meslekten uzaklaştırıldı. İstinaf mahkemeleri kuruldu. Bunların yerine yeni atamalar yapıldı, mesleğe yeni kabuller yapıldı. Bütün bu hareketliliği de yaşadı Türk yargısı bir yıl içerisinde. Bir yandan üçte bir azalırken öte yandan da istinaf kuruldu yeni kabullerle büyük bir hareketlilik yaşadı bütün bunlara rağmen böylesi süreçte milletin mahkemelerde işinde herhangi bir aksama olmamıştır. Kılıçdaroğlu adaleti istismar etmiştir. Türk milletinin 16 Nisan’da ortaya koyduğu iradeyi tanımadığını o konuşmasında da ayrıca ifade etmiştir. Esasında milleti tanımadığını ifade ediyor ve bütün hedefi 2019 seçimidir. Bir yandan seçimi gayri meşru ilan ederken, öte yandan 2019 seçimine dönük yatırım yapıyor.
YÜRÜYEREK LİDER OLUNABİLİYORMUŞ
Bana göre Maltepe’de yaptığı miting 2019 seçim kampanyasını başlatma mitingidir. Çok erken başladık. Onu söyleyelim bu yürüyüşte millet onu çok iyi görecektir ve değerlendirecektir. Bu mitingden ve yürüyüşten PKK’lılar çok mutlu olmuştur, FETÖ’cüler çok mutlu olmuştur, Türkiye’ye karşı hareket eden çevreler çok mutlu olmuştur, geziyi destekleyenler çok mutlu olmuştur. Türkiye’de demokrasinin ve sağlıklı yürüyüşün devamından rahatsız olanların hepsi çok ama çok mutlu olmuşlardır. Lider olarak sayın Kılıçdaroğlu’nu ilan ettiler. Ne kadar FETÖ’cü varsa şimdi lider oldu. Yürüyerek lider olunabiliyormuş. Şimdi onu öğrendik. Bizim bildiğimiz başarılı olmak performansı çok iyi 69 yaşında böyle yürütüyorlar. Siyasette performansı halk ölçer, sandık ölçer verdikleri oylarla vatandaş bunu ölçer hakem vatandaştır. Kazandığınız seçime göre performans ölçülür. Şimdi düşünün sayın Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP 6 seçime girmiş, 2 halkoylaması, 2 milletvekili seçimi, 1 cumhurbaşkanı seçimi, 1 mahalli idaresi seçimine girmiş 6’sınıda kayıp etmiş. 6 seçime girip de 6’sınıda kaybeden nasıl başarılı olur anlamıyorum? Lider olmak için de başarılı olmak lazım siyasette. Eğer lider olmuş olsa millet onu orada ödüllendirir. Ama bakıyorsunuz yok. Şimdi liderliğin kıstası değişti CHP’ye göre hatta FETÖ’ye göre PKK’ya göre veya onları destekleyenlere göre belli bir amaçla belli bir yerden belli bir yere yürüdüğünüz zaman siz lider oluyorsunuz. Onu için lider olmak isteyenlerin işi kolaylaştı artık. Lider olmak kolay yürüdünüz mü iş tamam. Dünyada 6 seçimi üst üste kayıp edip genel başkanlıktan buna rağmen terfi ettirilmiş tek siyasetçi sayın Kılıçdaroğlu. Dünyada 6 seçim kaybettiği halde bir yürüyüşle arkasından iyi yürüdü diyen genel başkanlıktan liderliğe terfi ettirilen dünyada tek siyasetçide Sayın Kılıçdaroğlu’dur."