Murat Ülker, Sabri Ülker'in oğlu ve Yıldız Holding'in patronu.
Yani Ülker'in sahibi.
Hani şu "bizim marka" tabir ettiğimiz bisküvi-çikolata firması.
Market reyonları arasında gezerken almak mecburiyeti hissettiğimiz mamülleri bolca üreten bir marka.
Çocuklarımıza hep onun ürünlerini yedirdik.
Ondan başka benzeri ürünleri üreten markaları değilde hep onu tercih ettik.
Bazı dinine, diyanetine bağlı insanlar özellikle "ülker" markasını almamızı hep empoze ettiler.
Bir müslüman tacire yardım olsun diye sevap aşkıyla aldık hep onu.
Buna karşılık o ne yaptı?
Hiç bir zaman ülke insanının göğsünü kabartacak bir sanayi ürünü çıkaramadı.
Eminönünde bisküvicilikle işe başlayan Sabri Ülker yıllarca habire bisküvi-gofret ürett.
Çocuklarımız onun parlak ambalajlı şekerlemeleri ile büyüdüler.
Doğal ürünlerden bakkal malzemesi yiyerek uzaklaştılar.
Bizler çocukken ceplerimize iğde doldururduk.
Tatlı bir şey yiyeceğimiz zaman elma, armut, kayısı, üzüm yerdik.
Yazın yaşını yer, kışın kurusunu çerez ederdik.
Leblebi, tuzlu nohut, yer fıstığı ve kaba şeker ya da damak taşı, hepsi farklı tat ve lezzette.
Hatta "ahlat" dediğimiz dağ armudu vardı, babalarımız onu dağdan getirir iyice kurutur ve değirmene götürürler, öğütüp getirirlerdi.
Biz ona "kavut" derdik.
Toz şekerle karıştırır, bir güzel yerdik.
Sağolsun Ülker bunların hepsini bize unutturdu.
Çocuklarımız şimdi bu saydığım çerezleri hiç yememişler, görmemişler.
Gerçi Ülker olmasa da başkaları yine çocuklarımızı bakkal malzemelerine bağlayabilirdi.
Ama biz Ülker'e canı gönülden destek verdik.
Onun ürünlerini almayı bir vazife telakki ettik.
Bu sayede Ülker, bu memleketin en zengin guruplarından biri haline geldi.
Bu arada bir çok hayır işi yapmış ya da yapılan hayırlı işlere yardımcı olmuştur.
Fakat hayır sahasında yaptığı harcamalar bu milletin ona verdiği desteğin yanında çok zayıf kalır.
Şimdi Bay Murat Ülker Beyefendi bir ressamın boş çerçevesine 125 bin dolar para ödeyerek satın almış.
Evet boş bir çerçeve, hiç bir şey yok, sadece çerçeveye verilmiş bu kadar para.
Eee sana ne bundan diyemezsiniz...
Çerçeve, ismi daima müslümanlarla sorunlu bir şekilde gündeme gelen Bedri Baykam'a ait.
Yani muhafazakar sermayenin en büyüğü Murat Ülker gitmiş Bedri Baykam'ın boş çerçevesine 125 bin dolar vermiş.
El insaf Murat Bey!
O adam için nasıl kıydın o kadar paraya?
Vicdanın hiç sızlamadı mı?
Para benim, dilediğime veririm, diyemezsin.
O para senin olmadığı gibi verdiğin herif-i naşerif'te bu paraya layık değil.
O memleketin en su katılmamış Kemalisti.
Bir pavyonda bir mankeni anadan üryan soyup badana yapan biri o.
Ve bu memlekette alnı secdeye gelen insanlar onu hiç sevmez.
***
Murat Bey, kişi sevdiğiyle beraberdir diyor Peygamberimiz.
Eğer safiyene bir şekilde ben onu müellefe-i kulübten sayıyorum diyorsanız bu konuda da aldanıyorsunuz.
Ne diyor adam; Ülker'in Türkiye'yi yeşillendirmek gibi bir niyeti yok.
Bu söz size neler hissettirdi bilmiyorum ama benim için söylense ben bunu bir zül olarak algılarım.
Murat Bey, bu yazıyı üzüntümden dolayı yazdım.
Geçmişte de benzeri vukuatlarınızı öğrendikçe üzülüyordum, ama bu sefer yazmadan edemedim.
Bu hareketi size hiç yakıştıramadım.
Yoksa siz de mi Tüsiad'çılardan oldunuz?