Sorel DAĞISTANLI
Uyuşturucu kullanırken ya da uyuşturucu madde üzerinde yakalanan binlerce bağımlı, eğer ilk kez yakalandılarsa Denetimli Serbestlik Yasası'ndan yararlanarak cezaevine girmiyor. Yasa gereği belirli aralıklarla AMATEM'e giderek idrar örneği verip test yaptırıyor. Bu testlerin 6'sında temiz raporu alınması zorunlu... 'Temiz' raporunun alınacağı yer ise Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nin içinde bulunan AMATEM. Yani Alkol ve Madde Bağımlılığı Araştırma ve Tedavi Merkezi. Biz de 'denetimli serbestlik' kapsamında yapılan kontrolleri yerinde görmek istedik. Ancak uyuşturucu tacirleri ile kullanıcıların tedavi merkezinin bahçesinde nasıl buluştuğuna tanık olduk. Ağaç altında gerçekleşen tanışma ve sohbetin daha sonra nasıl uyuşturucu ticaretine döndüğünü gördük.... Korkunç gerçek; Tedaviye gelenler burada da uyuşturucu tacirlerinin elindeler...
TORBACILAR KULLANICI, KULLANICILAR TORBACI BULUYOR
AMATEM'de ilk günüm... Randevuya sabah erkenden gittim. Kalabalık bir grupla buluştum. Beraber bahçede bir tur attıktan sonra şadırvana oturduk. Sohbet kendiliğinden başladı. Daha çok dinlemeyi tercih ettim. Hikayelerinden sonra 'sıra nereden alıyorsun?' sorusuna geldi. Hepsi birbirine yeni torbacıların adresini verdi. Hangi uyuşturucunun nasıl etkiler gösterdiğini anlattı. 'Testi nasıl geçeceksiniz' diye sorduğumda ise içlerindeki yaşlı bir amca, "Zaten iki senedir gidip geliyorum" diye söylendi. Bir diğeri de "Şu anda zor duruyorum. Vereyim tahlili, sonra çıkmaz zaten" dedi. Yanıma iki çocuk oturdu. Biri diğerine sıkıntılı bir halde ''Bir tedavilik... Hadi çok ağrıyor her yerim'' diye yalvarıp, tırnaklarını parmak uçlarını ısırmaya başladı. Diğeri ise ''Benim de tüm kemiklerim ağrıyor ama bekle'' yanıtını verdi.
''GÜVENLİK OLMASINA RAĞMEN FOLYAYA SARIP BURADA İÇİYORLAR''
Hemen yanımda duran bir çocuk tedirgin halde elini cebine soktu. Avucunun içinde çıkardığı ancak kimsenin görmediği elindekini, sigarasına yerleştirdi, sonra sigarayı tekrar cebine koyup, bahçenin kuytu bir köşesine doğru gitti. Diğerleri 'dayanamadı kullanacak' dediler. "Burada mı?" soruma aldığım yanıt ise korkunçtu: "Abi burada bile folyoya sarıp içiyorlar.''
''BONZAİ'Yİ İLK KEZ BURADA KULLANDIM''
Bir diğerinin ise Bonzai'yi ilk kez AMATEM'in bahçesinde bulup kullandığını anlatırken 'Testi verenler hemen burada içmeye başlar' sözleriyle sarsıldım. Çevreme dikkatli baktığımda ise korkunç gerçekle tanıştım. Test verdikten sonra gelen iki genç, buldukları tüm suları içti. Bunun 'testin' hemen sonrasında uyuşturucu kullandıklarını gösterdiğini öğrendiğimde ise art arda yönelttiğim sorulara şu karşılıkları aldım: "Kimisi girmeden önce sirke içiyor" kimi "Tatmayan uzak dursun." Biri de Bonzai aldıktan sonra ortadan kaybolan bir arkadaşlarının hikayesini de ibret için anlattı: "Bonzai içtikten hemen sonra ortadan kayboldu. Sonra haberi geldi bir parmağını koparmış. FBI'ın onu takip ettiğini ve parmağına cip yerleştirdiğini söylemeye başlamış. Bu yüzden de parmağını kesmiş. Şimdi parmaksız. ''
AĞACA TELEFON NUMARASINI VERDİ
Bonzai aldıktan sonra ağaç ile sohbet edip numarasını veren mi dersiniz... Yoksa bir köpeğin önüne oturup 'sen benim kardeşimsin' diyen mi... Hepsi bir hikayeyle dolu. Ancak en büyük korkuları ''Ölüm Tribi''. Bazıları henüz 10 yaşında tanışmış uyuşturucu dünyasıyla... Hepsi çok genç.... Hepsinin dertleri aynı; Ailevi problemler, kendini ispat etme, dikkat çekme çabası.. Ama herşeyden önce arkadaş çevresi... 'Bir kereden birşey olmaz' diye başlanıp, yıllarca ''bağımlı değilim'' diye süren ve acı sonlarla biten hayatlar...
''KURTULMAK İSTİYORUZ''
İçlerinden uyuşturucu batağından yeni çıkmış ve hala sıkı bir mücadele veren 4 gençle ile tanışacaksınız... Fotoğraflarının çekilmesinde, isimlerinin bilinmesinde sakınca görmüyorlar. Eski bir bağımlı olan Yavuz Tufan Koçak'ın kurduğu Ayık Yaşamda Buluşalım Derneği'nde (AYBUDER) buluşup, 24 saatlerini dernekte geçiriyorlar. Gitar çalıp, çiçek yetiştiriyorlar. Salonun ortasında adeta küçük bir botanik bahçesi var. Bir de köpekleri var; Adı Ayık...
HİKAYE 1:
''8 yaşında alkole başladım''
Adı Kaan Kılınç. Aralık ayında 18'ine girmiş. 8 yıl uyuşturucu madde kullanmış. Ama onun öncesinde de alkol var. 1,5 senedir AYBUDER'de ve geldiği ilk günden beri uyuşturucu kullanmıyor. Alkol kullanmaya başladığı yaş ise 8. Ailesi masada yanlarına aldıkları oğullarına 'dışarıda değil bizim yanımızda içsin' diyerek çay bardağı ile içki vermeye başlamış. 'Sonrasında çay bardağı bir kadehe, bir şişeye döndü. Ortaokulda bir baktım alkoliğim ve içmeden duramıyorum'' diyor. Liseye başladığında ailesine kendisini kanıtlamak için bir yıl alkol içmemiş. İşte o dönemde tanışmış uyuşturucuyla...
''Alkol için psikiyatriste gittim. Sonra araştırıp ilaçları kullanmaya başladım. Ruhsal arayışlarım vardı." Uyuşturucuyu temin edebileceği bir çevresi olmadığı için internetten araştırarak uyuşturucu yaptığını anlatan Kaan, ''Torbacı tanıdığım yoktu. Kendim yapıyordum. İlaçları araştırdım. Aktarlardan bazı bitkiler alıyordum. Lise son sınıfta her türlü uyuşturucuyu kullanıyordum. Her hafta Bonzai içiyordum. Ama ilk yıllardaki Bonzai yurtdışından geliyordu. Son yıllarda merdiven altında yapılıyor. Ölüm tribine giriyorsunuz. En ufak bir şüphe ile başlıyor... Evde iseniz, 'annem gelecek korkusu ölüm şüphesine kadar gidiyor'. Kalbiniz patlayacak gibi atıyordu. Kendisi etkisi olacak diyerek sakinleştiriyordum. Ama bunu atlatamayan ve kalbi duranlar var. Halüsilasyon oluyor. Azrail'in çağırdığını, alıp götürecek canavarlar ve ruhlar görüyordum.''
''BABAMLA SADECE İÇKİ SOFRASINDA KONUŞURDUK''
Tek çocuk olan ve babası ile birlikte alkol alan Kaan, şunları anlatıyor; ''Aşırı alkol alıyorduk beraber. O'nu rol model almıştım. Belli bir süreden sonra tek ortak noktamız alkol olduğu için sadece alkol masalarında iletişim kurmaya başladık. Sonra o da yok oldu. Alkolun fazlası insanın içindekileri ortaya çıkartıyor. İkimiz de içimizi kustuk. Hep tartışmalar yaşadık.''
HİKAYE 2:
''ARKADAŞ ORTAMINDA BAŞLADIM''
16 yaşında uyuşturucuya başlayan Seyfullah Üstün şimdi 28 yaşında. 2 aydır uyuşturucu madde kullanmıyor. Arkadaş ortamında alışmış Seyfullah da uyuşturucuya. Ailesinden istediği ilgiyi göremeyince de zamanının çoğunu arkadaşlarıyla geçirmeye başlamış. Bir süre sonra ise uyuşturucuya başlamış. Ama sadece kendisi değil, erkek kardeşi de.
''Ailemle aramız iyi değildi. Madde ile iyice içime kapandım. Herşeyi üstüme alıyordum. İçmek için bahane yapıyordum herşeyi. Kullandığım maddeler kademe kademe arttı. En son iğne kullanıyordum. 12 yıl boyunca bağımlı olduğumu kabullenmedim. Kendim bırakırım sanıyordum ama olmadı."
''KARDEŞİMDEN HABERİM YOKTU''
''Kardeşim de uyuşturucuya başlamıştı ama önce benim haberim yoktu" diyerek sözlerini sürdürüyor seyfullah ve şöyle devam ediyor: "Kuran Kursu'na gidiyordu. Orada başlamış. Evden kopuktum ama öğrenince sözde ağabeylik yaptım. 'Dışarıda içme, gel yanımda iç' dedim. Beraber kullanmaya başladık.''
''KAN KUSTUM AMA DEVAM ETTİM''
Seyfulah, Bonzai ile tanıştığı günlerle ilgili olarak da ''Bonzai'yi ilk kullandığımda bir işe başlamıştım. İlk kez iş hanının üçüncü katında yangın merdivenlerinde kullandım bir arkadaşımla. Esrar olduğunu söylediler. Ama 'ağır bir esrar fazla koyma' dediler. İlk içtiğimde ölüm tribi yaşadım. Çok kötü oldum. Merdivenden atlamayı bile düşündüm. Kendime gelince eve gittim. Tekrar içtik. Vücut istiyor. İkinci içmemde kan kusmaya başladım. Ama devam ettim'' diyor.
''KURTULMAK İSTEDİM OLMADI''
Kurtulmak için Balıklı Rum Hastanesi'ne tedavi olmak için giden Seyfullah, "Tedavi olmak kurtulmak istiyorum' dedim. Yer olmadığını söylediler. Doktor ''sana ne yapabiliriz' dedi. Ben de 'kurtulmam için ne yapabilirsiniz' dedim. Bir sürü ilaç verdi eve yolladı. Anladımki olmayacak. Bir cami tuvaletinde kardeşimle madde aldık. Aniden çok kötü oldu. 45 dakika uğraştım kendine getirmek için. Kolarımda ölecek sandım. Çok korktum. O zaman kurtulmak istedim bundan. O da şu anda benimle ve bıraktı.''
''2 TL VARSA BONZAİ ALIRSIN''
''Bonzaiyi 2-3 liranız varsa hemen alabilirsiniz çok kolay bulunuyor" diyen Seyfullah, yaşadıklarını şöyle anlatıyor: ''Uyuşturucuyu bulmak için suça karıştım. Sürekli kullanan bir insan karışmadım derse yalan olur. Artık benim bir suç geçmişim var. Mesleğim vardı matbaacılık. Ama artık yapamıyordum. Kendi işyerimiz vardı orada duramıyordum. Günlük para bulabilmek için dergicilik yapmaya başladım. Çalmak istemiyordum. Kendime yediremiyordum. Ama dergicilik yapmadan önce bende de oldu öyle birşey.''
''AMATEM'İN BAHÇESİNDE BONZAİ DE EROİN DE İÇİYORLAR''
''Denetimli serbestliğim oldu. AMATEM'i insanlar bir kurtuluş olarak görüyorlar ama tam tersi. İdrar örneği vermek için gidiyorsunuz. Ancak orada ulu orta güvenlik görevlilerinin gözlerinin önünde herkes madde içiyor AMATEM'in bahçesinde. Sigara ucuna koyuyorlar Bonzai'yi. Köşelerde eroin alıyorlar. Orada yeni maddeye başlamış insanlara, başka maddeleri bulabilecekleri kaynakları söyleyenler var.
'Banyo tuzu' diye satılıyor
Son dönemde Türkiye'nin gündemine oturan 'bonzai' felaketi için emniyet harekete geçti. Değişik yöntemlerle ülkeye sokulan 'sentetik uyuşturucuları' pazarlamak amacıyla kullanılan isimler de tek tek belirlendi. Emniyetin tespitlerine göre bonzai, 'banyo tuzu', 'bitki gübresi', 'koku giderici', "Sadece araştırma içindir", "İnsanların tüketimi için değildir", 'tütsü', 'havuz temizleyici' gibi ibareler içeren paketler içerisinde satışa sunuluyor. Maddenin yasa kapsamına alınmasının ardından paket üzerindeki yazılarda değişiklik oldu. Uyuşturucu tacirleri, "Firma tüketilmesinden sorumlu değildir" gibi ibarelerle söz konusu sentetik uyuşturucuların satışına devam ediyor.