'Bir lira bir liradır' dedi, bu hale getirdi

Babasından aldığı 300 mark borçla dağ başına kamping tesisi kuran genç girişimi, İstanbul'un 120 kilometre uzağındaki küçük Rize'de doğa tatilcilerini mest ediyor...

Yaz yaklaştıkça şehirlerin beton yığınları daha bir boğucu olur. Sıkar, bıktırır, iş yaptırmaz, yorar ve insanı çok şeyden alıkoyar. Bugünlerde olduğu gibi… Havalar ısındıkça park ve bahçelerde çiçekler açsa da her geçen gün daha da kalabalıklaşan İstanbul'dan 3 günlüğüne uzaklaşma fırsatı yakaladık “Haber 7 ailesi” olarak.

Wireless (kablosuz internet) olan bir ormana gittik. Şaka değil, gerçekten bir ormandaydık. Haber 7'yi üç gün boyunca oradan, yani Saman Dağları'nın eteğindeki Yuvacık'tan güncelledik. "2010 hedeflerimizin" masaya yatırıldığı bu “toplantılı aile gezisinden” akıllarda -kablosuz internetin dışında- doğa ile yüzde yüz baş başa kalmak ve konakladığımız tesis kaldı.

Kocaeli'nin dillere destan(!) Yuvacık Barajı'nı besleyen üç koldan birisi olan Kirazlıdere'nin hemen dibine kurulmuş olan Karaaslan Kamping Tesisleri'nde kalırken nasıl bir tanıtım yapmak gerektiğini uzun uzun düşündüm ve işin içinden de çıkamadım. En sonunda tesisin sahibi Sedat Karaaslan'ı karşıma alıp aşağıda okuyacağınız söyleşiyi gerçekleştirdim.

İSTANBUL'A 120 KİLOMETRE UZAKTAKİ "KÜÇÜK RİZE"

Kurtuluş Savaşı'nda mücadele vermiş olan Servetiye Cephesi ve köyünün 3 kilometre aşağısında, Yuvacık baraj gölüne boşalan Kirazlıderenin kenarında kurulmuş bir tesis burası. Ama öyle sıradan kamping yerleri gibi değil. Hem konforlu hem de doğaya uygun yapılandırılmış. 24 saat canlı müzik var burada! Sabahın ilk ışıklarıyla başlayan bülbül konseri, öğlenden sonra sahneyi saka ve serçelere bırakıyor. Geceleri ise malum, baykuş senfonisine ait…



Yuvacık tipik bir Karadeniz kasabasından farksız. Yerleşimcilerinin “Küçük Rize” diye tanıtmaları boşuna değil. Nüfusunun yüzde 65'i zaten Rizeli. Yeşilliği ve yaylaları buraya “Rize” demeyi yeterli kılıyor. Karaaslan Kamping Tesislerinin sahibi Sedat Karaaslan da Rizeli. Kültürünü tesisinde yaşatmayı şiar edecek kadar. “Tam teşekküllü turizm elçisi” adeta. 16 yıl önce, daha 20'li yaşlardayken, babaannesinden aldığı bir bakır tava ve bir piknik tüpüyle, dedesinin üzerine tapuladığı araziye attığı temel, bugün, dağcıların, safari tutkunlarının, izcilerin ve de doğa tatilcilerinin çok uğradığı bir yer olmuş.

BABADAN ALINAN 300 MARKLA 2 TRİLYONLUK TESİS

Seçimlerden önce Başiskele ilçesine bağlanarak mahalle olan Yuvacık'a 6 kilometre uzaklıktaki dağ başına kurduğu tesisin hikâyesini şöyle anlatıyor gönüllü turizm elçisi Sedat Karaaslan: “Lisede okurken harçlığımı çıkarmak için çalıştığım benzin istasyonunda tanıştığım alabalık yetiştiricilerinin karlı iş yaptığını kavrayınca canlı balık satmayı düşündüm. En uygun yer de dedemin dere kenarındaki arazisiydi. İstedim verdi. Babaannemden bir bakır tava ve bir de piknik tüpü aldım. Annem de benim için babamdan 300 Mark borç aldı. Babam gerçekten bu parayı bana borç olarak verdi. Sırf har vurup savurmayayım diye yaptı. O parayla 330 tane yetişmiş alabalık almıştım. Bir havuz, bir de oda yaptım. Param tavanı çakmaya yetmedi, uzun süre damsız oturdum orada.”

Sedat Bey'in 16 yıl önceki ilk müşterileri yürüyüşe çıkan 12 kişilik bir ekip olmuş ve hayatının dönüm noktası da burada başlamış. Bugün, 20 ailenin konaklayabileceği, 200 araçlık otoparkı, 150 masa ile 1000 kişilik piknikçi ordusuna hizmet verebilecek kapasiteye sahip hale gelen Karaaslan Kamping Tesisleri'nin ilk müşterilerini ödünç aldığı masa ve sandalyelerle nasıl ağırladığını kendisinden dinleyelim: İlk müşterim 12 kişiydi. 16 sene önce. Hala görüşüyorum. Yürüyüşten dönerken balık pişirip pişiremeyeceğimi sordular. İlk başta çekindim. Masa sandalye yoktu. Aşağıdaki piknik tesisinden ödünç aldım. Pişirdim balığı, yediler ve 1 milyon 200 bin lira hesap aldım onlardan. Ben o zaman bir milyon 300 bin lira asgari ücretle çalışıyordum. Hemen yaptığım kulübenin damını kapattım. Bir iki de masa sandalye aldım. Harcamalardan sonra o paradan geriye bir lira (yüz bin lira) kalmıştı. Bir kutum vardı attım içine. Onun üstüne yığdım hep. 300 mark borçla başladım. Ve kazandığımı buraya yatırdım. Sağ olsunlar eş dost da çok yardımcı oldu. Bir arkadaşım tahta verdi. Biri mescit için halı getirdi. Bu günlere geldik. Şu anda “2 trilyonluk değeri” var ama burası benim değil. Müşterilerim para verdi ben yaptım. Bir liralarını boşa harcamadım. Müşterilerime ne söz verdiysem yerine getirdim. Köy ekmeği istediler fırın yaptım. Kalacak yer istediler ikişer – üçer kişilik odalar oldu. 9 kişinin kalabileceği dubleks evler de var. Her sabah sıcak köy ekmeği, arıcılık yapan köylülerden aldığım bal ve kendi vurduğum yayıktan çıkan tereyağıyla kahvaltı veriyorum. Zamanında “ölü yatırımcı” diye çok dalga geçtiler benimle. Ama Allah'a şükür şimdi kapasitemin çok çok üstümdeyim. İstanbul'dan kaçan buraya geliyor.”


Sedat Karaaslan, Boğaz Köprüsü'nden esinlenerek yaptırdığı asma köprü üzerinde Ersin Çelik'in sorularını yanıtladı.
"BEN YAPTIM DERE ALDI BEN YAPTIM DERE GÖTÜRDÜ"

İlk zamanlar dere üzerine ağaçlardan yaptığı kamelya ve masaların yağmurla birlikte yükselen sulara kapılıp gittiğini aktaran Karaaslan; “10 yıl boyunca ben yaptım sel aldı. Her sene tekrarlandı bu. Ama şimdi turizm denetlemesine hem hijyen hem de konfor açısından rahatlıkla sokabileceğim bir tesise sahip olduk. Ev ve odalar tamamen tahtadan. Merkezi ısıtma sistemi, uydu yayını ve kablosuz internet var. İki modemle isteyen orman içinde internete girebiliyor.” diyerek tesisleşmeden geldikleri durumu özetliyor.

Bu konuda hiç abartmadığını hatta eksik söylediğini de belirtebilirim. Karaaslan Tesislerinde temizlik ve müşteri memnuniyeti 3 yıldızlı otellerden de üst seviyede. Hafta sonu 35 olan personelin büyük bir bölümü part time çalışan öğrenciler. Çoğu da Karadenizli. Ortama uygun bir şekilde hizmet verirken, Sedat Bey'in birinci önceliği olan müşteri memnuniyeti için fır dönüyorlar adeta.

BEŞ DEMLİK ÇAY İÇSENDE DE ASLA PARA ALINMIYOR!

Karaaslan Kamping (Alabalık) Tesislerinin en dikkat çeken özelliği ise kurulduğundan beri bu müessesede “çay ve Türk kahvesi”nin limitsiz şekilde “ücretsiz” olması. “Bir tomar para döksen de önüme bu mekanda çay ve Türk kahvesi bedava” diyen Karaaslan'a sebebini sorduğumuzda, “hayırlı evlatlık budur işte” diyeceğiniz şu cevabı aldık: “1994'de burayı açtığımda, inşaatı yaparken işçilere ve kendime çay demliyor, gelene geçene de ikram ediyordum. Dedem İstiklal Savaşı gazisi. 18 yaşında burada Servetiye cephesinde savaşırken kolundan yaralanmış. Mavzer kurşunu sol kolunu delip geçmiş. Atatürk'ü de dedemden dinledim. “Torunum Atatürk savaşa giderken bütün hocaları toplar dua ister öyle savaşa gider” derdi. İşte o zaman “dedemin ruhuna çayı bedava verme” kararı aldım ve o gün bugündür burada çay, kahve ücretsiz. Kalanına da kalmayanına da… Selam verene “Aleykümselâm” diyip önüne çay koyuyoruz. Yoldan geçerken uğrayıp, 5 demlik çay içip para vermeye kalksan da kesinlikle para alınmaz. Sırf çay içmeye gelen müşterilerim de var.”

20 GEZİ PARKURU VAR

Karaaslan, isteyene Saman dağlarına safari turu da düzenliyor. Bir günde Adapazarı, Bursa ve Kocaeli sınırları dolaşılırken, ATV (dört tekerlekli motor) turları da başlamış.

“1994'e kadar burada doğa turizmine dair her hangi bir yatırım yokken tutar mı tutmaz mı diye başladık.” diyen genç turizimcinin Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'ne bir teşekkürü ve yine talepleri var. “ Zamanla sağ olsun belediye de ilgi gösterdi. Yuvacık'tan itibaren baraj kenarını dolaşan yol topraktı. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi asfalt yaptı. Eşsiz göl manzarası ile buraya geliyor misafirlerimiz. Belediye ayrıca yürüyüş parkurları da yaptırdı. Hafta sonları dağ yürüyüşü için gelenler çalıya çırpıya dolanmadan geziyor. Benim koordinatörlüğümde “Yuvacık Gezi Parkurları” diye çok özel bir kitapçık çıkardık. Fotoğrafçı ve “Sırtçantam Dergisi”nin sahibi İsmail Şahinbaş'la birlikte yürüttük. Başkanımız İbrahim Karaosmanoğlu da yürüyüşe büyük önem verdiği için bu “doğa parkuru” projesi gelişti. Şimdi 20 tane yürüyüş parkuru var. Hepsi tabelalı. İstanbul ilk Yuvacık'ta yürümeye başladı. Ama yetmiyor. Devlet büyüklerimizden doğa turizmi için destek bekliyoruz. Benim gibi yatırım yapacak çok insan var ama önce destek. Adam dağ başında ekmeğini parasını kazanıyorsa destek vermek lazım.”

EN BÜYÜK HAYLİ BAŞBAKAN ERDOĞAN

Son olarak Sedat Karaaslan'ın gerçekleşmesini çok istediği bir dileği ile bu söyleşiyi noktalıyorum: “Benim hiçbir siyasi görüşüm yok. Herhangi bir partiye angaje olmadım. Ama Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın hastasıyım. Rizeli olması bir taraftan açık yürekliliği ve dik duruşu beni çok etkiliyor. Rahmetli ağabeyi de Yuvacık'ta oturuyordu. Yeğenleri hala burada. En büyük hayalim kendisini burada ağırlamak…”

Benim notum: Sedat Karaaslan'ın bu dileğinin gerçekleşmesi konusunda iş Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu'na düşüyor galiba. Her hafta sonu yürüyüşe çıktığı bu doğa harikası toprakların tanınmasında yüzde yüz katkısı olan Sedat Karaaslan için Başbakan'ı zaten çok gittiği Yuvacık'tan biraz daha yukarıya çıkarmka zor değil...

KARAASLAN KAMPİNG TESİSLERİ'NDEN KISA KISA

Yemekler Karadeniz mutfağından:
Kiremitte, tavada alabalık. Kaşarlı mantar. Karadeniz mıhlaması. Kiremitte Rize kavurması. Turşu kavurması. Kiremitte kasap köftesi. Kuzu, dana ve tavuk etlerinden ızgara çeşitleri. Trabzon ekmeği.

Zengin çeşitli köy kahvaltısı:
Peynir eritmesi, kaşarlı ekmek, yöreden elde edilen bal. Tesislerde vurulan yayıktan elde edilen tereyağı. Börek çeşitleri. Sıcak köy ekmeği. Bahçeden domates, salatalık, biber, yeşil soğan…

Temmuzda dağ çileği
Dileyene köy ekmeği ve yöresel ürün satışı. Mevsiminde; yeşil soğan, patates, domates, salatalık, elma, kara ve beyaz dut, erik, kivi, kokulu siyah üzüm… İsteyenler Temmuz ayında yaylada dağ çileği yemeye götürülüyor. Çocuklar için günlük taze süt, yoğurt.

Balık tutmak isteyen oltasını alsın
Çocuklar için oyun parkı. Yetişkinlere açık havada fitness salonu. Dere kenarında hamak ve salıncak keyfi. Arzu eden derede balık tutabilir. Baraj gölünde bıyıklı sazan bolluğu var.

CİP ve ATV Safari heyecanı
Misafirlerine, hafta sonları “önceden rezerve” şartıyla cip safari yapma imkanı sağlayan tesislerde, 4 ve 6 kişilik jiplerle çıkılan, tamamen doğal toprak yolda, toplam 4 yayla gezdiriliyor. Karaaslan Tesisleri'nde bir de “ATV Safari” var. 5 ve 10 kişilik gruplar halinde yapılan bu turlar için de önceden rezervasyon yaptırmak gerekiyor. Burada ayrıca dağ yürüyüşü ve doğa fotoğrafçılık için rehberlik hizmeti de veriliyor.

Konaklamanın bedeli konforundan ucuz
Horozlu uyandırma servisinin de olduğu tesisler, 20 günde bir bütün sürüngenli hayvanlar ve haşereye karşı ilaçlanıyor. İnternetten rezervasyon yapılabilen Karaaslan Kamping Tesisleri'nde konaklamanın bedeli ise konfor ve doğallığına göre çok makul. Kişi başı tam pansiyon bir gece 70 TL. Yuvacık'tan da ücretsiz servis var. (İrtibat ve rezervasyon için: www.karaaslanalabalik.com ya da; 0262 345 01 01)

İstanbul'dan nasıl gelinir?
İstanbul-İzmit TEM otoyolunun Batı çıkışından ayrılıp İzmit içinden geçtikten sonra eski Gölcük yoluna girilir. Körfezin burnunu dolandıktan sonra, Yuvacık yoluna girilmiş olunur. Baraja gelindikten sonra sonuna kadar devam edilip ulaşılır
haber7

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

EĞİTİM Haberleri