Lütfen hemen kendi reklamını yapıyor demeyiniz...
Türkiye'nin çeşitli illerinde okuyan lise, yüksek okul ve fakülte öğrencileri sık sık telefon ya da e-posta ile ulaşarak kitaplarımla ilgili sorular sorarlar.
"Kitabınızdaki filanca devreyi yaptık çalıştıramadık, filanca elektronik devre elemanını bulamadık. Feşmekanca konuda ek bilgiye ihtiyacımız var" diyen öğrencilere, "Okulunuza bu yıl kitap satışım olmadı" dediğimde öğrenciler çoğunlukla şunu söylüyorlar: "Dersimize giren hocamız bize sizin kitabınızın fotokopisini verdi / çektirmemizi söyledi."
Bir kişinin arabasını çalmak, evini soymak ne ise kitabının fotokopisini çekmek de aynı biçimde suçtur ve günahtır.
Bir kitap ortalama 3-6 ayda yazılıyor. Kağıdı, mürekkebi, kalıbı, cildi, KDV'si, stopajı, depolaması, nakliyesi, personeli, tanıtım nüshası vb. derken satıştan gelen paranın yüzde 80-90'ı kayboluyor.
Kitaplarımın kopyasını yapan, izinsiz olarak çoğaltan, fotokopilerini kullananların Allah belasını versin diyorum.
Türkiye'de 750 bin öğretmen, 150 bin akademisyen var. Ama bilgilerini kağıda aktarıp topluma sunan kişi nüfusun onbinde 1'ine bile ulaşmıyor.
19 yıldır karınca kararınca, amatör bir anlayışla çeşitli konularla ilgili kitaplar yazıp yayınlamaya çalışıyorum.
Son 5-10 yıldır emek hırsızları nedeniyle çok büyük zararım olmaktadır.
Vicdanlı, emeğe saygılı eğitimcilerden ricam şudur: Lütfen öğrencilerinizin derslerinize fotokopi kitaplarla girmesine izin vermeyiniz.
Fotokopi ile çoğaltılmış, çalıntı kitaplarla derse girmeyi yasaklayan üniversitelerimiz vardır. Kocaeli, Isparta, Denizli, Antalya vb. gibi illerimizin okullarında çalışan dürüst eğitimciler eserlerimin fotokopisiyle derslerine girmek isteyenlere izin vermediklerini tarafıma bildirmişlerdir. Kendilerine minnettarım.