Uygarlık çok farklı biçimlerde ele alınmasına rağmen Alvin Toffler, uygarlığı üç biçimde ele almaktadır:
1. Dalga: Tarım Toplumu
2. Dalga: Sanayi Toplumu
3. Dalga: Bilgi Toplumu
Türkiye, genel olarak, henüz sanayi toplumlarının niteliklerini taşımaktadır. Ancak ülkemiz Atatürk'ün vurguladığı gibi çağdaş muasır medeniyetine ulaşmak istiyorsa; bazı ülkelerin vardığı bilgi toplumu niteliklerini kazanmak durumundadır. Bilgi, içinde bulunduğumuz dünyayı yönlendirmek ve olayları yorumlamak için bir dizi anlayıştır. Aslında bilgi; insan, örgüt ve toplumların çeşitli görevlerini gerçekleştirmesi için bulundurmaları gereken kapasitedir.Bilgi, toplumların kültürel ve yapısal dokusunu değiştirmektedir. Özellikle şu bazı alanlarda değişiklikler görülmektedir:
- Mesleki açıdan el işçiliğinin değer kaybetmesi, kafa işçiliğinin önem kazanması,
- Kuramsal bilginin, yaşamın her alanında önem kazanması,
- Bilim ve tekniğin değişik alanlarında öğrenim görmüş aydınların söz sahibi olması,
- Değişim ve yeniliğin, toplumun vazgeçilmez öğeleri olması.
Türkiye, bilgi toplumu yönünde, geleceği biçimlendirmek, yakalayabilmek için kurumlarına bazı sorumluluklar yüklemelidir. Bu kurumların başında üniversitelerimiz gelmektedir. Bu yönde, çok farklı yükümlülükleri olmasına rağmen, asıl önemli olan hangi düşünme yöntemlerine sahip insan tipi yetiştirileceğidir. Geleceğin üniversiteleri, başta dolaylı davranışları görebilecek ve yine bilgiyi örgütleme yeteneğine sahip ve nasıl anlamlandıracağını bilen genç bilim insanları yetiştirmelidir. Gelecekte bilgi toplumunun üretim güçlerinden akıl işçileri sınıfına; gözlem ve deneyden doğan, düşünce ve araştırmaya dayanak olan, süreklilik ve kararlılık gösteren olaylar, rakam, yön ve nedenlerle ilgilenmeleri sağlanmalı ve gerçekte nelerin geçerli olduğu ve olayların analizi yeteneği ve düşünme yöntemi kazandırılmalıdır.
Kuramsal beceriyi genç/bilim insanlarına kazandırmakla sorumlu üniversiteler problem/problemlere ilişkin olarak tabloyu oluşturabilecek soyut düşüncelerin arttırılması yoluna gitmeli ve düşünce üretimi özendirilmelidir. Gelecek bilgi toplumunda ülkemizde karar verenler aydınlar olacağına göre, yine bu yöndeki düşünme yöntemini kazandırmakla sorumlu üniversitelerimiz mezunlarına / bilim insanlarına şu konularda katkı sunmalıdır:
- Analiz yeteneği ve verilere dayalı tartışma yeteneklerinin geliştirilmesi.
- Var olan bilgilere dayanarak olgu ve olayları anlamada ve yorumlamada, bir hipotez veya delillere dayalı olarak, bir problem veya durumun zihinsel modelini oluşturmalı.
- Tek bir doğru yanıt olduğunu düşündüğü noktadan kendi duygu ve bakış açısını aşıp düşünülmesi sağlanmalıdır.
Değişim ve yenilik bilgi toplumunun her alanında duyumsanması gerektiğine göre önce değişim bilincine sahip ve yenilikçi insan gücünü yetiştirmek de üniversitelerimizin temel sorumluluğu altındadır. Bunun için şu düşünme yöntemlerinin kazandırılması gerekmektedir:
- Var olan toplumsal yapıyı eleştirmesini bilmelidir.
- Birinci el ve ikinci el kaynakları değerlendirilmelidir.
- Çıkarsamaları ve nedenlerini değerlendirmelidir.
- Varsayımları, fikirleri ve iddiaları ayırt etmelidir.
- Sonuçların eksik taraflarını ve açıklamalardaki belirsizlikleri görmelidir.
- Tanımların yetersizliğini ve sonuçlarını görmelidir.