BDP çözüm protokolünü açıkladı

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP), 2. Olağan Kongresi'nde, 'Demokratik Anayasal Çözüm Sürecinin Temel İlkeleri' başlıklı çözüm protokolünü açıkladı. Protokolde teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılması da isteniyor.

Protokolde yer alan diğer öneriler ise şunlar: "Türkiye'de yaşayan tüm kimliklerin, kültürlerin, dillerin, inançların anayasal güvence altında olduğu, açıkça anayasada yer almalı. Etnik kimlikler arasında alt kimlik-üst kimlik tartışması yapılmamalı. Bu çerçevede, üst kimlik olarak hiçbir etnik kimliğe vurgu yapmayan anayasal vatandaşlık esas alınmalıdır.

Herkesin kendi anadilini özgürce ve hiçbir kayıt-koşul olmadan kamusal alan dahil her alanda kullanabilmesi anayasal güvence altında olmalıdır. Anadilde eğitim anayasal bir hak olarak tanınmalıdır.

Tüm kültürlerin korunması, geliştirilmesi ve gelecek kuşaklara aktarılması kamusal bir sorumluluk olarak tanımlanmalı. Bu konuda yürütülen sivil çalışmalar da anayasal güvence altında olmalı.

Devletin küçültülüp, sivil alanının ve özgürlüklerin genişletildiği, her türlü vesayete son verilerek halk iradesinin tam anlamıyla hayata geçirilmesine olanak tanıyan ademi merkezi yönetim sistemine geçilmelidir. Bu çerçevede bölgesel düzeyde tanınacak özerkliklerle bölge, il ve belediye meclislerinin yetkileri merkeze oranla artırılmalıdır. Her türden sivil demokratik halk meclislerinin faaliyetleri anayasal güvenceye kavuşturulmalıdır.

Çalışanların emeğini ve sosyal haklarını koruyabileceği örgütlenmelere devlet ve hükümet müdahalesi önlenmeli, grevli toplu sözleşme hakkı dahil olmak üzere çalışanların örgütlenme ve mücadele hakkı anayasal güvencede olmalıdır. İLO sözleşmeleri hiçbir çekince olmadan anayasal güvence altında uygulanmalıdır.

Kadınların sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel yaşama katılımı önündeki her türlü engel kaldırılmalı, gerçek ve fiili eşitlik sağlanıncaya kadar özel önlemler alınmalı, kadına yönelik şiddet ve ayrımcılık insanlık suçu olarak tanımlanmalı ve kadın hakları anayasada özel bir başlık altında düzenlenmelidir.

Düşünce açıklama özgürlüğü, örgütlenme hakkı, basın hürriyeti AİHS ve BM sözleşmleri esas alınarak anayasal düzenlemeye kavuşturulmalıdır.

Doğanın korunması, ekolojik dengenin bozulmasını önleyecek tedbirlerin alınması Anayasal düzeyde teminat altına alınmalıdır.

Bütün bu süreçlerin demokratik bir esasla yürütülmesi ve anayasa inşaa sürecinin katılıma açık olması esas alınmalıdır. Bunun için de seçim barajı kaldırılmalı, siyasi partiler kanunu ve seçimlerle ilgili yasalar demokratik temsil hakkını güvence altına alacak şekilde düzeltilmelidir.

Siyasi saiklerle tutuklanmış bütün Kürt siyasetçiler ve tutuklu milletvekilleri serbest kalmalı, bunun için yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Demokratik siyasetin önünün açılması için TCK, CMK yeniden düzenlenmeli, TMK kaldırılmalıdır. Siyasi amaçlı tutuklamalara hemen son verilmelidir.

2011 genel seçimlerinde Diyarbakır'dan milletvekili seçilen Mehmet Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin hukuksuz bir şekilde düşürülmesi karşısında hükümet siyasi olarak telafinin yollarına açık olmalı, Sayın Dicle'nin parlamentoya gelebilmesi için açık bir çözüm iradesi ortaya koymalıdır.

Emek, Demokrasi ve Özgülük blokunun temsilcilerinin de içinde yer alacağı bir demokratik anayasa komisyonu kurulmalı, ancak öncelikli olarak, Parlamentoda sayısal çoğunluğu elinde bulunduran ve iktidarda olan Adalet ve Kalkınma Partisi, Emek, Demokrasi ve Özgülük blokunun bu önerilerine ilişkin tutumuna bir açıklık getirmelidir.

Demokratik Anayasa Komisyonu, STK'lara, sosyal taraflara ve kanaat önderlerinin etkin katılımına açık olmalıdır. Demokratik Anayasa Komisyonu ile eş güdüm içinde çalışacak bir hakikat ve adalet komisyonu kurulmalı, bu komisyonun arkasında hem TBMM, hem de hükümet iradesi olmalıdır. Her iki komisyon da TBMM'de ve TBMM dışında çalışabilecek yetkinlikte ve yetkide olmalıdır. Komisyonlarda TBMM üyelerinin dışında STK temsilcileri ve uzmanlar da bulunmalıdır.

Bütün bu süreçlerin aynı zamanda barışa da hizmet edebilmesi için Emek Demokrasi ve Özgürlük Blok'unu temsilen bir heyetin İmralı'da yüz yüze görüşme yapması, sonrasında görüşmelerin daha sağlıklı yürütülebilmesi için İmralı sistemine son verilmesi ve kısa vadede ev hapsi, orta vadade ise serbest bırakılması öngörülmelidir."

Zaman

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

KAMU PERSONELİ Haberleri