Hatta dönemin Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, CHP'nin "emekli ikramiyesi" vaadi için "Bütün bunları yapsınlar, kaynak göstersinler sadece şapka çıkartmam yani ben samimi olarak söylüyorum derim ki, "Ben de CHP'ye oy vereceğim." Biliyorsunuz toplumda bir söz var; Bekara karı boşamak kolay. 11 milyona yakın emeklimiz var. Çarpın bir bakayım. Yani bir kalemde bütçe açığını yüzde 70 arttıracak, gerçekçi değil" yorumunda bulunmuştu.
Sonunda Mehmet Şimşek şaşırtıldı ve bayram ikramiyesi ödemesi 2018 yılında kanunlaştı
Mehmet Şimşek bakanlıktan ayrıldıktan sonra emeklilere bayram ikramiyesi kanunlaştı. Emeklilere bayram ikramiyesi kanunlaştıktan sonra dönemin Başbakanı Binali Yıldırım kanunun neler getireceğini açıklamıştı. Yıldırımın açıklamalarında şu ifadelere yer verilmişti; " Emekli olmuş, 12 milyonun üzerinde vatandaşımız var. Emekli olmadan aylık bağlanan gaziler var, şehit yakınları var. Bunların emekliliği hak etmesine gerek yok. Bunlar 12 milyonun dışında.
Ramazan ve kurban bayramı öncesi birer ikramiye vereceğiz.
Ramazan öncesi 1000 lira vereceğiz.
Kurban bayramı öncesi bin lira vereceğiz.
Bunu herkese seyyanen vereceğiz."
İki ikramiyenin maliyeti bütçeye ne kadar yük getirecek?
2017 yılı sonu itibarıyla emekli aylığı alan kişi sayısı 12 milyon 154 bin 140'dır. 2018 yılında emekli olanları dikkate almıyoruz. Bu rakamın 2000 ile çarpımı sonucunda bütçeye gelen yıllık yük; 24.308.280.000 TL'dir.
Bu rakam neticesinde Sosyal Güvenlik Kurumunun açıkları kontrol dışına çıkmıştır."
2021 yılı itibarıyla Bayram İkramiyelerinin toplam maliyeti ne kadar oldu?
5510 sayılı Kanuna 11.05.2018 tarihli ve 7143 sayılı Kanunla eklenen EK MADDE ile Sosyal Güvenlik Kurumunca bu Kanun ve ilgili mevzuat uyarınca gelir ve aylık ödemesi yapılanlara, bayramın içinde bulunduğu ayda gelir ve aylık alma şartıyla, Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramında 1.000'er TL tutarında bayram ikramiyesi ödeneceği hüküm altına alınmıştı. Daha sonra yapılan kanun değişikliği ile 2021 yılında bu rakam 1.100 TL olarak güncellenmişti.
Bu Kanuna göre;
2018 yılında yaklaşık olarak bütçeye gelen yıllık yük; 24.308.280.000 TL,
2019 yılında yaklaşık olarak bütçeye gelen yıllık yük; 24.308.280.000 TL,
2020 yılında yaklaşık olarak bütçeye gelen yıllık yük; 24.308.280.000 TL,
2021 yılında yaklaşık olarak bütçeye gelen yıllık yük; 26.739.108.000 TL,
olmak üzere toplam 99.663.948.000 TL ödeme yapılmıştır.
Emeklilere sosyal yardım yapılamaz
Maalesef sosyal yardımla sosyal sigorta birbirine karıştırılmaktadır. Elbette emeklilerimize ne kadar çok ödeme yapılsa bundan mutlu olmalıyız. Ancak emeklilere yapılacak ödemeler onların ödedikleri primlere göre olmalıdır. Aksi takdirde vergi mükelleflerinin vergileri ile emekli maaşları finanse edilmek zorunda kalınır. Şuan içinde bulunduğumuz manzara maalesef tam da budur.
Hatırlanacağı üzere, 5510 sayılı Kanunla yapılan reform maalesef bir bir yerle bir edilmiştir. Gelinen noktada ise sürekli açık veren SGK, emeklilere verilen sosyal yardım mahiyetindeki ödemelerle açığını kaldıramayacağı seviyeye çıkarmıştır.
Gelinen noktada vergilerle finanse edilen SGK açıkları nihayetinde kamunun borç yükünü arttırmış ve borçlara ödenmek zorunda kalınan faiz yükü de katlanılamaz hale gelmiştir. 2022 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunundaki faiz giderinin 240.383.662.000 TL olarak öngörülmüş olmasının altında herhalde SGK açıklarının da etkisi vardır.
Emeklilere 4 yıllık ödeme tutarının en az 99 milyar gibi bir tutara ulaşması daha önceki uyarılarımızın ne anlama geldiğini açıkça göstermiştir. Sanki ekonomik göstergeler çok süpermiş gibi her yıl ilave 26 milyarlık bir yük, bütçe rakamlarını alt üst etmiştir.
Şuan emekliler halinden memnun mu?
Bütçede olmayan paraların borçlanılarak emeklilere verilmesi sonucunda ortaya çıkan manzaradan hiçkimse memnun olmamıştır. Borçlanma sonucunda ödenen faiz giderleri nihayetinde emekliye yansımıştır.
Hep beraber düşünelim, 99 milyar TL ile neler yapılmazdı. Şimdi hem bütçe dengeleri alt üst oldu, hem de kimse sonuçtan memnun kalmadı. Gelen zamlar yediden yetmişe herkesi etkiledi. Şimdi kısa vadeli düşülürek hesapsız kitapsız atılan adımların sonuçlarına hep beraber katlanıyoruz. Kanun çıkınca herkes bayram havasına girerken biz uyarmıştık. Hatta dönemin Maliye Bakanı Mehmet Şimşek dahi şaşırmıştı. Niye şaşırdığını şimdi daha iyi anlıyoruz değil mi?