MERİÇ TAFOLAR'ın haberi
Türkiye’ye en uygun sistemin liberal demokrasi olduğunu savunan Başbuğ, “Türkiye, terörle mücadelede liberal demokrasi ilkelerini titizlikle uygulamalıdır” dedi.
12 Haziran genel seçimlerinin yaklaştığı ve seçim barajı tartışmalarının yoğunlaştığı bir dönemde Başbuğ’un “Türkiye, siyasal temsil hakkının tam olarak sağlanması ve korunmasına özen göstermelidir” ifadeleri de dikkati çekti.
Hükümetlerin terörist örgütlerle görüşürken dikkatli olması gerektiğini savunan Başbuğ, “Terörist örgütlerle görüşmelere başlayan hükümetlerin, siyasi desteği kaybetmesi söz konusudur” dedi.
Başbuğ, “Hatta, güçlü hükümetlerin güçlü liderleri bile, görüşmelerin olumsuz sonuçlar doğurmasıyla büyük zararlarla karşı karşıya kalabilir” değerlendirmesini yaptı. Başbuğ’un emekliliğinin 9. ayında piyasaya sunulan “Terör Örgütlerinin Sonu” isimli kitabında ilginç değerlendirmeler yer alıyor.
Başbuğ’un emekliliğinin ilk aylarında kitap yazmaya yönelik bir çalışmasının olmadığı ancak ABD Merkez Komutanı Orgeneral James Mattis’in göndermiş olduğu mektupların ardından terörle mücadele birikimini kaleme aldığı belirtiliyor.
Güçlü lider olsa dahi değişmez
Kitabında, PKK’nın kuruluş süreci ve ideolojik arka planının yanı sıra Türkiye’deki Kürtlerin tarihine de değinen Başbuğ, hükümetlerin terörist örgütlerle görüşmesine yönelik şu değerlendirmelere yer veriyor:
“Terörist örgütlerle görüşmelere başlayan hükümetlerin, siyasi desteği kaybetmesi söz konusudur. Hatta, güçlü hükümetlerin güçlü liderleri bile, görüşmelerin olumsuz sonuçlar doğurmasıyla büyük zararlarla karşı karşıya kalabilir.”
Başbuğ, Türkiye’de etnik açıdan farklı grupların varlığını kabul etse de, “Türkiye’de etnik sorun, diğer bir deyişle Kürt sorunu yoktur. Ancak böyle bir sorunun olmasını isteyenlerin var olduğu unutulmamalıdır” tespitini yapıyor.