M. Barzani, bir kez daha Türkiye’de Devlet Başkanı gibi ağırlanıyor ve itibar görüyor. Vatansever Türk Milliyetçileri, dün olduğu gibi bugün de; bu peşmerge soytarısına gösterilen itibardan rahatsız..!
Barzani aşiretinin geçmişine baktığımızda şu gerçeklerle yüzleşiriz;
Yale Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Yona Saber’in (kendisi de bir Yahudi’dir) yaptığı tarihi araştırmalarda; “Barzani ailesinin kurucusunun 16. Yüzyılda Haham Samuel Barzani olduğunu, o yıllarda bu ailenin kurduğu Yahudi Eğitim Kurumlarının oldukça itibarlı olduğu, başta Mısır olmak üzere, Ortadoğu ülkelerinin zengin ailelerinin çocuklarının bu okullarda eğitim gördüğünü” belirtiyor.
Ayrıca Türk tarihçi Ahmet Uçar, Osmanlı Arşivlerinde bulunan şu belgeyi yayınlamıştır. Osmanlı Hükümeti, 1856 yılında Sallum Barzani isimli bir Hahamı, Musul’dan Selanik’e sürgün etmiş. Daha sonra Hahambaşının özel ricasıyla Kudüs’e sürgün olarak göndermiştir.
Bir başka belge ise, Baba Molla Mustafa Barzani’nin 1950 yılından itibaren İsrail’e sık sık yaptığı ziyaretlerde, Kürtçe konuşan bir Yahudi Hahamı olan, Haham David Gehay’ın evinde misafir olmasıdır. Ayrıca, İsrail’in Devlet olduktan sonraki süreçte, Barzani aşiretine desteği hiç eksilmemiştir.
Molla Mustafa Barzani Avrupa seyahatlerinde de sürekli olarak Ortadoğu’da bir Kürt Devleti oluşumunun mücadelesini vermiş. Avrupa ve ABD’yi bu konuda ikna etmiştir.
Baba Mustafa Barzani 1966 yılında bir Avrupa ülkesi ziyaretinde, Türkiye’nin bir bölümünün de yer aldığı (Adana – Sivas hattı) bir Kürt Devlet hedefini gösteren haritalar dağıtmıştır. Molla Mustafa bununla da yetinmeyerek, yıllar boyunca Irak’tan sonraki ikinci hedeflerinin Türkiye olduğunu defalarca ifade etmiştir. Bu hain Yahudi Kürt ailesinin yüzyıllar ötesinden gelen Anadolu topraklarını zapt etme arzuları bugün de bütün hızıyla sürmektedir.
Hepimiz biliyoruz ki, Ortadoğu’da kurulacak bir Kürt Devleti aynı zamanda ikinci bir İsrail yani Yahudi Devleti anlamına gelmektedir. Yine herkesin malumu, kurulması planlanan Kürt Devleti’ni Irak, İran, Suriye ve Türkiye’nin topraklarının bir bölümü oluşturmaktadır.
Her yıl ABD ve bazı AB ülkeleri, bu uydu Kürt oluşumuna ekonomik ve sosyal yardımlar yapmaktadır. ABD ile bu yıl yapılan anlaşma ile Barzani’nin askeri ihtiyaçlarının karşılanması ve askerlerine maaş verilmesi için 450 milyon dolar hibe edilmiştir.
ABD burada kurulacak bir Kürt Yahudi Devleti ile büyük kazanımlar elde edecektir. Bu devlet, ABD çıkarlarına hizmet eden ikinci bir İsrail olmakla kalmayacak, ayrıca Ortadoğu’nun enerji ve petrol kaynaklarının kontrolünün ABD ve İsrail’e geçmesini sağlayacak, dahası Müslüman aleminin yüreğine saplanan (İsrail’den sonra) ikinci hançer olacaktır.
PKK terörü ile 33 yıldır mücadele eden bir ülkeyiz. Bu mücadelede on binlerce şehit verdik, yüz milyarlarca lira ekonomik zarara uğradık.
Bölücü terör örgütü PKK’nın ortaya çıktığı andan bu yana, Irak Kandil’de Barzani ailesi tarafından desteklendiği ve yardımlar yapıldığı ortada iken; Türkiye bu hususta yıllardır kendi güvenliğini sağlayacak bir politika üretememiştir. Bu hainlere hep kucak açılmıştır. Geçmişte Türk pasaportu verilmiş, dünyaya açılmaları sağlanmıştır. Bu hükümet döneminde ise; Diyarbakır’da bu hainlerle birlikte Devlet Yöneticilerimiz “Megri Megri” türküleri söylediler.
Bununla da yetinilmedi… İktidar partimizin genel kurulunda hain M. Barzani onur misafiri oldu. O kongreye katılan vatandaşlarımıza, bu hain için “Türkiye seninle gurur duyuyor” sloganları attırıldı.
Yine yetmedi, PKK’nın Suriye kolu PYD terör örgütüne yardım götürmesi için Barzani’nin peşmergelerine Habur Sınır Kapımızdan yüzlerce tank, top ve asker sevkiyatı yapılmasına izin verildi.
Son olarak da, bu günlerde ülkemize gelen Barzani’ye yapılan törenler ve peşmerge bayraklarının gönderlerimize çekilmesi…! Artık bardağı taşırmıştır..!
Son söz; unutulmamalıdır ki, Domuzdan post, Barzani’den dost olmaz..! Olsa olsa yılanla bir çuvala girmek olur…
Ey Milletim, düşün…! Bir kez daha düşün..! Ülken nereye gidiyor? Nereye götürülüyor..? Sonra çok geç olabilir…