Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, Beşinci Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi'nde yaptığı konuşmada öne çıkanlar şöyle:
Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği tarafından düzenlenen bu etkinlikte sektörün tüm paydaşlarıyla bir araya gelmekten büyük memnuniyet duyuyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği son 20 yıldır önemli bir görevi ifa ediyor.
Bankalar, aracı kurumlar ve portföy yönetim şirketleri gibi 218 üyenizle, milyonlarca kişiye hizmetler sunuyorsunuz.
Türkiye'nin son 20 yılda gösterdiği ekonomik dönüşümde, finansal piyasalar kritik bir fonksiyon üstlendi.
Geldiğimiz noktayı elbette memnuniyetle karşılıyoruz.
Ancak ülkemizin potansiyelini ve dinamizmini dikkate aldığımızda, sermaye piyasaları tarafında atılması gereken adımlar olduğunu düşünüyorum.
Bu kapsamda Türkiye Sermaye Piyasaları Birliğine önemli bir rol düşüyor.
Birlikteki tüm paydaşların sermaye piyasalarını daha da ileri taşımak noktasında, güç birliği yapması ve kamuyu en etkin şekilde yönlendirmesi gerekiyor.
Bu yılki kongrede; dijitalleşme, yeşil dönüşüm ve girişimcilik gibi konulara vurgu yapmanızı çok değerli buluyorum.
Aslında bu konular, ülkemizin de gerçekleştirmeye başladığı dönüşümün saç ayaklarını oluşturuyor.
Umut ediyorum ki, bu kongreden çıkacak sonuçlar yapıcı, uygulanabilir ve yenilikçi politikalara hız kazandıracak.
Değerli Konuklar, son iki senedir tüm dünya zorlu bir dönemden geçiyor.
Yaşadığımız küresel salgın; insan sağlığına olan etkilerinin yanında, maalesef küresel ekonomiyi de derinden sarstı.
Dünya genelinde yüz milyonlarca iş kaybı oldu, ekonomilerden trilyonlarca dolar silindi ve küresel yoksulluk son çeyrek asırda ilk defa arttı.
Mevcut durumda; küresel bir canlanmaya şahit olsak da, önümüzde hala önemli riskler bulunuyor. Küresel arz-talep dengesizlikleri devam ediyor. Enerji başta olmak üzere, küresel emtia fiyatları artıyor. Uzun bir aradan sonra, küresel enflasyon artışıyla da karşı karşıyayız. Pek çok ülkede kamu maliyesi dengeleri de ciddi hasar görmüş durumda.
Salgının en kötü dönemlerini geride bırakmış olabiliriz, ancak son gelişmeler bir süre daha salgınla yaşamak zorunda olacağımızı gösteriyor.
Böylesine zorlu bir dönemde, yaşadığımız bir takım sorunlara rağmen, başarılı bir performans gösterdik.
Üretim, yatırım, büyüme ve istihdam göstergelerinde, pek çok ülkeye göre farkımızı ortaya koyduk.
Salgın sürecinde uyguladığımız özenli ve seçici kamu maliyesi politikaları, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere göre Türkiye ekonomisini pozitif ayrıştırmıştır.
Enflasyon cephesindeyse, maalesef arzuladığımız seviyede değiliz.
Küresel konjonktür ve yurt içi görünüm, enflasyonla mücadelede son derece dikkatli olmamız gerektiğini ortaya koyuyor.
Her zaman altını çizdiğim üzere, biz özel sektör öncülüğünde; dengeli, sürdürülebilir, rekabetçi, istihdam ve çevre dostu bir büyümeden yanayız.
Hedeflediğimiz büyümeyi sürekli kılmanın ön koşulu fiyat istikrarından geçiyor.