Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda üyelerin sorularını cevapladı. Dinçer, "Atama bekleyen öğretmenler açısından bakıldığında bugüne kadar KPSS sınav sonuçlarından hareketle kişi bazında 264 bin 277 mezunumuz öğretmenlik bekliyor" açıklamasını yaptı. Her yıl sadece eğitim fakültelerinden 33 bin 783 kişinin mezun olduğuna dikkat çeken Dinçer, bakanlığın ihtiyaç duyduğu öğretmen sayısını ise 126 bin 137 olarak açıkladı. Dinçer, "Bu ihtiyacımız 2014 yılına kadar biraz artacak, 137 bin 806'ya çıkacak." diye konuştu. Burada sistematik bir sorun olduğunu ifade eden Dinçer, popülist bir çözüm yerine kalıcı çözümler için çalıştıklarını aktardı. Dinçer, Antalya'da bu hafta sonu yapılacak Öğretmen Çalıştayı'nda, öğretmenlik ile ilgili tüm konuların her boyutu ile tartışılacağını dile getirdi.
İntihal suçlaması bir projedir
İntihal suçlamasının ise bütünüyle uydurma olduğunun altını çizen Dinçer, "O bir projedir. Sadece bu kadarını söylüyorum. YÖK kendisi çaldı, kendisi oynadı. Bir YÖK karar verdi, cezalandırdı iki ayda; bir YÖK karar verdi, cezamı kaldırdı. Ben doğrusu bunları hiç umursamadım. Ben biliyorum, Allah biliyor, o kadar net." şeklinde konuştu. Bunu çok ibretamiz bir hikaye olarak nitelendiren Dinçer, şöyle devam etti: "Siz buna bakacak olursanız, birisini yok et, yok etmek konusunda gücün yetmiyorsa önce yok edecek zemini hazırla ve yok etmeyi meşrulaştır, sonra yok et uygulamasıdır bu uygulama." 18. Milli Eğitim Şurası'nda 'Andımız'ın kaldırılması konusunun verilen bir önerge ile gündeme geldiğini ve reddedildiğini söyleyen Dinçer, "Böyle önergeler verilmesini, konunun tartışılmasını, insanların düşüncelerini serbestçe ifade etmelerini çok büyük tartışma mevzu yapmamak lazım. Bu ülkemizin demokratik açıdan geldiği noktanın da göstergesidir" değerlendirmesini yaptı.
Dışarıdan İngilizce öğretmeni getirmek gibi bir planımız yok
Milli Eğitim Bakanlığı'nda kadrolu 47 bin 234 İngilizce öğretmeni bulunduğunu söyleyen Dinçer, "Ek olarak da 8 bin 465 civarında İngilizce öğretmenine ihtiyacımız var. Dışarıdan da İngilizce öğretmeni getirmek gibi bir planımız yok" şeklinde konuştu.
Dershane sayısı giderek azalıyor
Talebin arzı kendiliğinden ortaya çıkardığını vurgulayan Dinçer, şöyle devam etti: "Dershanelerin varlığı üzerinden bir tartışma yapmayı doğru yaklaşım olarak görmüyorum. Önemli olan böyle bir talebi yaratmayacak yapıyı kurmak. Bundan sonraki süreçte dershanelere olan ihtiyacı ortadan kaldıracak bir eğitim sistemini kurmaya ağırlık verilecek." Dinçer, alının tedbirlerle 2009-2010 yılında Türkiye'de 4 bin 103 dershane varken, 2010-2011 yılında bu rakamın 3 bin 972'ye düştüğüne dikkat çekti.
Örtülü ödenekler yoluyla Milli Savunma Bakanlığı bütçesinin, Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinden fazla olup olmadığı yönündeki sorulara değinen Dinçer, "Milli Savuma Bakanlığı'nın bütçesini oransal itibariyle etkileyebilecek herhangi bir örtülü ödenek kaynağının aktarıldığını düşünmek doğru olmaz. Türkiye'de tüm savunma ve güvenlik bütçemiz 38,6 milyar TL tutuyor. MEB, YÖK, üniversiteler, Yurtkur ve ÖSYM bütçesinin tamamının toplamı da 56.5 milyar TL" diye konuştu.
Kayıt parası tartışmalarına değinen Dinçer, "Türkiye'de 42 binden fazla okulumuz var. Türkiye'de bağış alan okul sayısı 3 bin civarındadır. 39 bin okulumuz bağış almıyor. Bütün gürültü patırtılar bağış alan büyük illerimizdeki okul yöneticilerinin üzerinden yürütülüyor. Bu 3 bin okulun bağış almaması halinde Türk eğitim sisteminin ciddi bir şekilde aksamayacağını da düşünüyorum" açıklamasında bulundu. Kayıt sırasında zorunlu bağış alınmasını yayımladığı bir genelge ile yasakladığını hatırlatan Dinçer, buna uymayanlar hakkında da soruşturma başlatıldığını belirtti.
İstanbul'da 175 okul yıkıldı ve yerine yenisi yapıldı
Dinçer, okulların depreme dayanaklılığı konusunda, "İstanbul'da tüm okullarımız gözden geçirildi, 1090 okulun projesi yapıldı, 175 okul yıkıldı ve yerine yenisi yapıldı, 375 okul ise güçlendirildi. Geri kalanlar için de çalışmaları yürütüyoruz" dedi. Depremle ilgili tedbirlerin alınmaya devam edileceğini dile getiren Dinçer, bu konuda yapılması gereken çok sayıda çalışma olduğunu da sözlerine ekledi.
Dinçer, "Türkiye'de 10 ilimiz var ki, bu 10 ilin eğitim sorunları diğer illerle kıyaslanamayacak kadar ağır" ifadesini kullandı. Dinçer, göç alan bu illeri İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Adana, Mersin, Gaziantep, Urfa, Diyarbakır, Batman, Van ve Ağrı olarak sıraladı.
Yurt ve pansiyon ihtiyacının azami seviyede olduğunu ifade eden Dinçer, "İllerimiz ile özellikle Doğu, Güneydoğu ve Orta Anadolu illerimizde yurt ve pansiyon yapımına önem veriyoruz. Tıpkı okullarda olduğu gibi bir kampanya yapılması konusunu, bir teklif olarak kabul ediyorum" diye belirtti. Aynı bölgelerde derslik ihtiyacının da yüksek olduğunu aktaran Dinçer, "Derslik mi yurt mu diye bir tercihi yapmakta zorlanıyoruz, ama şahsi kanaatim dersliğe daha fazla önem vermek. Ancak hakikaten kaçınılmaz olan yerlerde yurt yapma konusunda da bir strateji belirlemiş durumdayız" şeklinde konuştu.