Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, "Biz en düşük ücret alan işçilerimize seyyanen 400 liranın üzerinde bir zam yaparak, onları 4000 liraya çektik ondan sonra da yüzdelik zammı konuştuk, bunu da gerçekleştirdik. Bu Türk kamu çalışma hayatında kamu işçileri açısından sadece bir ücret artışı değil bir sosyal dengenin kurulması açısından da önemli bir adımdır." dedi.
Bakan Bilgin, Afyonkarahisar'da bir termal otelde düzenlenen "Türk-İş'in Bölgesel Şube Başkanları ve İl Temsilcileri Semineri"nde, Kovid-19 salgını sürecinde neoliberalizmin bütün dünyanın ekonomik ve sosyal dengelerini paramparça ettiğini anlattı.
Dünyanın en gelişmiş ülkelerinin ekonomik politikalarıyla sosyal devlet anlayışını tahrip ederek, insanlara çok büyük maliyetler ödettiğini ifade eden Bilgin, gelişmiş ülkelerin sağlık sistemlerinin salgın karşısında perişan olduğunu bildirdi.
Bilgin, bazı ülkelerdeki hastane önlerinde, sokaklarda ölen insanların manzaralarını izlediklerini vurgulayarak, Türkiye'nin bu süreçte sosyal devlet uygulamalarıyla salgının yarattığı bütün sorunlara en insani cevabı verdiğini söyledi.
Türkiye'de tüm sağlık hizmetlerinin ücretsiz olduğunu dile getiren Bilgin, "Bir Kovid-19 hastasının yaklaşık maliyeti Amerika Birleşik Devletleri'nde ve Avrupa ortalamasında 11 dolar. Türkiye bunu 5 kuruş almadan bir sosyal devlet sorumluluğuyla gerçekleştirmiştir." ifadelerini kullandı.
- "Düşük gelirli işçileri korumak mecburiyetindeyiz"
Bilgin, kamuda düşük ücretli işçilere en yüksek zammı gerçekleştirdiklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Bir iş yerinde çalışanlar arasında ücret farkı ülkenin yaşadığı gelir dağılımı sorunlarından daha farklı bir düzeydeyse, daha göze batan bir düzeydeyse orada iş barışı olmaz. Yani bir yerde asgari ücretle çalışıyor, orada işçiler arasındaki fark, mesafe, makas açılmışsa orada iş barışı olmaz. Önce düşük gelirli işçileri korumak mecburiyetindeyiz, ondan sonra yüzdelik zammı tartışabiliriz ve konuşabiliriz. Onun için biz en düşük ücret alan işçilerimize seyyanen 400 liranın üzerinde bir zam yaparak, onları 4000 liraya çektik ondan sonra da yüzdelik zammı konuştuk, bunu da gerçekleştirdik. Bu Türk kamu çalışma hayatında kamu işçileri açısından sadece bir ücret artışı değil bir sosyal dengenin kurulması açısından da önemli bir adımdır."
Türkiye'nin, sosyal hayatında, sosyal dengelerinde yapılacak düzenlemelerle daha ileriye mesafe kat etmesinin mümkün olduğunu vurgulayan Bilgin, sosyal devlet uygulamalarından vazgeçmeden Türkiye'yi büyütmenin mümkün olduğuna dikkati çekti.
- "Enflasyonun özellikle dar gelirlilere yansıyan yönünü bertaraf edeceğiz"
Dünyada bir enflasyon eğilimi olduğunu ifade eden Bilgin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Günümüzde enflasyon, hayat pahalılığı ortaya çıkmaktadır. Elbette Türkiye bu süreci bu enflasyonla ilgili sorunları aşacak bir ülkedir. Yapılacak düzenlemelerle, hem bizim uyguladığımız sosyal politikalarla hem uygulayacağımız sosyal politikalarla bunun zararlarını asgari düzeye indirecek, aynı zamanda kısa vadede ekonomi politikalarıyla enflasyonun özellikle dar gelirlilere yansıyan yönünü bertaraf edeceğiz, bundan kimsenin şüphesi olmasın. Türkiye ne bağımsızlığından taviz verecektir ne sosyal politikasından taviz verecektir ne de dar gelirlisini, çalışanlarını emekçilerini enflasyona mağlup edecektir. Enflasyon üstünde bir gelir dağılımını düzenleyecek sosyal politika hedefinden asla uzaklaşmayacağız."
Bilgin, önümüzdeki dönem asgari ücret görüşmelerinin başlayacağını ifade ederek, bu görüşmenin bütün sosyal alanları düzenleyeceğini sözlerine ekledi.